10 Ekim Katliamı davasının yedinci duruşması başladı. 10 Ekim Avukat Komisyonu’ndan Murat Kemal Gündüz, “Mahkemeye net yanıt verilmiyor. İçişleri Bakanı Soylu yüksek mahkemeye ayar vermeye kalkarken Emniyet Genel Müdürlüğü de mahkemeye karşı aynı gayret içerisinde” dedi.

10 Ekim Katliamı davasında avukatlardan itiraz: Mahkemeye net yanıt verilmiyor

BURCU CANSU

103 kişinin katledildiği yüzlerce kişinin yaralandığı 10 Ekim Ankara Katliamı’na ilişkin, 16 firari sanık ve “insanlığa karşı suç işlemek” ile yargılanan Erman Ekici yönünden devam eden davanın yedinci duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Sanık Erman Ekici SEGBİS ile bağlandı. Geçen celse ara kararı doğrultusunda yazılan müzekkere cevapları okundu.

X,Y ile kodlanan isimlerin soruşturmasının devam ettiği, Hülya Yıldız hakkında IŞİD terör örgütü üyesi olup olmadığı ile ilgili herhangi bir soruşturma kaydına rastlanmadığı, İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü Hayır Ve Ensar Derneği’nin İlhami Balı’ya ilişkin IŞİD üyesi olup olmadığı ve üye ise işlem yapılıp yapılmadı sorusuna sadece FETÖ yönünden sorgulanarak kaydının bulunmadığı belirtildi.

ALBÜM MAHKEMEYE SUNULMUYOR

10 Ekim Avukat Komisyonu’ndan Murat Kemal Gündüz, şunları söyledi:

“Net yanıt verilmiyor. Yeniden taleplerimiz olacak. Emniyet Genel Müdürlüğü teşhis albümü ile ilgili alt birimi kriminal daire ve jandarma kriminal daireyi işaret etmişti. İki polis memurunun tutanağında bizde kayıt yok deniliyor.

Antep’te 500 den fazla IŞİD’li tutuklanmışken 94 kişilik albüm göndermek işi savsaklamaktır. İtiraz ettik ve fotoğraf albümlerini talep ettik. Celse 2’de istemiştiniz, bu albüm olmadığı söylendi. Hülya Balı burada kendisine gösterilen albümde 150-200 kişilik bir albüme bakarak teşhis yaptığını beyan etti.

X ve Y kod isimli kişilerle ilgili bir gelişme yok. Dinlenen bütün sanıklar fotoğraflı albümden teşhiste bulunduğunu kabul etmesine rağmen mahkemenize sunulmuyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen yaptığı açıklamada memleketin en yüksek mahkemesine ayar vermeye kalktı. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Kriminal Daire Başkanlığı da aynı gayret içerisinde, mahkemeye karşı bilgi belge verilmiyor. Bu hususta ısrarcı olalım.

Örgütün hiyerarşik yapısının ortaya çıkması önemli olmasına karşın devletin daire başkanlıkları bu bilgiyi vermiyor.”

ÇOCUKLARIMIZ GERİ GELMEYECEK

Katliamda hayatını kaybeden Korkmaz Tedik’in annesi Zöhre Tedik, mahkemenin ısrarcı olması gerektiğini belirterek “Siz müzekkereyi üst üste yazsanız katliam açığa çıkacak. Yolsa benim oğlum gelmeyecek, hiç birimizin çocuğu geri gelmeyecek” dedi.

5 YILDIR ARA KARARLARA CEVAP BEKLİYORUZ

10 Ekim Avukat Komisyonu’ndan İlke Işık, “5 yıldır ara kararlara cevap verilmesini bekliyoruz. Savcıların 9 klasör sakladığı açığa çıkan bir dava bu. Katliamdan 10 gün önce Yakup Şahin’in nitrat aldığı bilinmesine karşın hiçbir şey yapılmamış. Biz bunun sorulmasını 10 Şubat 2017’de talep etmiştik ve reddetmiştiniz, saklanan klasörlerde bu bilgi açığa çıktı. Hakkında ihbar olan Yakup Şahin gözaltına alınsaydı bu katliam olmayacaktı” dedi.

TEK BİR POLİS MEMURU DAHİ ÇAĞRILMADI

“Hiçbir şey yapmadınız” diyen Işık sözlerini şöyle sürdürdü:

“Antep Emniyeti talepleri ciddiye almıyor, biliyor ki onlara bir şey yapılmayacak. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ifade etti ya alınan ve bırakılan IŞİD’liler ile yasal sürecin delillerle hareket ettiğini... Yunus Durmaz’ı izlediği halde Antep Emniyeti neden yakalamadı, bunları sormadınız. Bu katliam sadece IŞİD’lilerle ilgili dediğiniz sürece bunlar gezmeye devam edecek. Bunları yakalamayanları ne yapacağız, bütün taleplerimizi reddettiniz. Tek bir polis memurunu dahi çağırıp dinlemediniz. Mitingde sorumluluğu olan Ankara Emniyet Müdürü’ne ‘nasıl önlem aldınız’ diye sormadınız. Müfettiş Raporu hala dosyada eksik. Dosya da bu hali ile kalıyor. Soruşturma aşamasında inceleme yapılmamış, bunlar kimdir, TEM’e soru soralım dedik, cevap gelmedi peşine düşmediniz. Tapelerin gelmesi için hala uğraşıyoruz. Dosya eksik, savcılar görevini yapsa bizim talep ettiklerimize hızlı cevap verilse idi yargılama olabilirdi.

KAMU SORUMLULUĞU ORTADA

Sınırları IŞİD’e bırakmasalardı, Adıyaman Emniyeti ailelerin gözü yaşlı hallerine bakıp gelen şikayetleri dikkate alsaydı, istihbarat bilgiyi gizlemeseydi, Ankara Emniyeti miting önlemi alsaydı, bilgiler tertip komitesinden gizlenmeseydi bu katliam yaşanmayacaktı. Antep Emniyeti izlediği, takip ettiği IŞİD üyelerini gözaltına alsaydı bu katliam olmayacaktı.

‘IŞİD’liler yakalandı, yargılandı' denilmesini adalet olarak kabul etmiyoruz. Ahmet Davutoğlu 2015’te kritik bir dönemden geçtik diyor. Yapanlar unutulur sandılar ama öyle olmuyor. Kamu görevlilerinin sorumluluğunu halkımız da emekçiler de biliyor.

Bir gün bu yargılamalardan da adalet çıkacağını biliyoruz. Tek istediğimiz adalet, tüm sorumlular yargılansın diye uğraşacağız.”

TÜRKİYE SORUMLUSU OLDUĞU İDDİA EDİLEN KİŞİ İDDİANAMEDE YOK

Avukat Erkan Ünüvar, dosyadaki deliller incelendiğinde Türkiye Emiri olduğu iddia edilen Ebu Zeynep kod adlı kişi hakkında işlem yapılmadığına dikkati çekerek şunları söyledi:

“Ebu Zeynep kod adlı kişi Ekim 2015’te tespit ediliyor. Soruşturmanın başında ilk yakalan Yakup Şahin ve Resul Demir'e Şeyh Ebu Zeynep'e mektup yazan kişi soruluyor. Suriye'deki şeyh kimdir diye soruluyor. İddianame daha yazılmadan önce emniyet kaynaklarına dayanarak Milliyet Gazetesi'nde çıkan bir haberde Türkiye'deki saldırıların emrini Suriye'de yaşayan Ebu Zeynep kod adlı bir ismin verdiğini yazıyor. Yunus Durmaz'a ait dijital materyallerde kuryeler aracılığıyla Ebu Zeynep’i bilgilendirdiği belirtiliyor. Ebu Zeynep'in Suudi ya da Katarlı olabileceği belirtiliyor. Emniyette katliama ilişkin 31 Ocak 2016'daki tutanağında yine Ebu Zeynep'in ismi geçiyor. Yunus Durmaz ile mesajlarında Türkiye'deki saldırılarda sorumlu olduğu belirtiliyor.

Ebu Zeynep’in talimat vermediğine ilişkin bilgi yok. Emniyet bu ismi fezlekeye yazmanın ötesinde bir şey yapmamış. Türkiye’deki eylemlerin talimatını vermiş Yunus Durmaz’ların başındaki isim ama bu isimle ilgili araştırma yapılmamış.

Emniyet, Ebu Zeynep diye hitap edilen şeyhin Türkiye Sorumlusu olduğunu değerlendiriyor. Emniyetin bu yazışmaları dosyamızda var. Mahkeme kararına delil olarak konulan yazışmalardan bahsediyoruz.

Emniyet Yunus Durmaz’ın üstünde bir isim olduğunu amel ve istihbaratlardan sorumlu olduğuna ilişkin fezlekeye de yazdığı halde bir işlem yapmamış. Türkiye sorumlusu tespit edilmiş ama hiç bir araştırma yapılma gereği duyulmamış. Emniyet fezlekesinin bize söylediği budur.

İddianame Türkiye emiri konusunda farklı bir noktada, İlhami Balı’nın Türkiye emiri olduğu ve katliam talimatını Balı’nın verdiği belirtiliyor. İddianamede Ebu Zeynep yok. Ya emniyet fezlekesi okunmadı ya da dikkate alınmadı. Türkiye emiri olduğu iddia edilen kişinin ismi İddianamede yok. İddianamede İlhami Balı Türkiye emiri olarak yer alsa da durumun böyle olmadığı anlaşılıyor. İlhami Balı sınır emiridir. Ama savcılık bu görüşte değil. Yazışmalarda çeviri yapıldığı belirtiliyor, Balı Türkçe biliyor ve hiç bir dosyada Ebu Zeynep kod adlı kullandığına ilişkin bilgi yok. İddianame eksik ve baştan savma. Ek iddianame düzenlenmeli ve Ebu Zeynep kod adlı kişi de eklenmelidir. Buna kamu görevlileri de dahil.”

KAMPLARDAKİ FİRARİ SANIKLAR GETİRİLMELİDİR

10 Ekim Avukat Komisyonu’ndan Senem Doğanoğlu, şunları söyledi:

“BM kamplardaki IŞİD’lilerin bilgisine ulaşıyor. Bu bilgi dosyamıza da girdi. Kamplardaki IŞİD’lilerin getirtilmesi ile ilgili Irak ile anlaşma olduğundan yazı yazılmasını istemiştik. Bayram Yıldız Irak’ta ama uluslararası yazışma yapılmadığı için sizin aracılığınızla sormaya devam edeceğiz. İlhami Balı x deniyor ama hangi kamplarda oldukları ve getirilmesi için nasıl bir çalışma yürütüldüğünün bildirilmesini istiyoruz. Cebrail Kaya’nın yeri belli iken, İŞİD Üyesi kadınların nasıl geldiğini hep birlikte dinledik. 4 bin kişilik istihbarata sahip olduğu bilenen Kuteybe Habet dosyasını istiyoruz. Ayrıca dinlenmesini de istiyoruz. Merve Dündar katliam sonrası geldi, sonrasında da kolaylıkla Suriye’ye gitti, geldi. Firari sanıklar hakkında bilgisi var dinlenilmesi gerekiyor. Serpil Dere de özellikle örgütleyenlerden onun da dinlenilmesi gerekiyor. Hülya Balı dinlenirken İlhami Balı’nın nasıl müdahale ettiğini gördük mahkeme huzurunda dinlenmelerini istiyoruz. Ayşe Ekici’nin de dinlenilmesini talep ediyoruz. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcısı bildirdiği için bu kadınların geldiğini biliyoruz. Firari sanıkların adları geçen ilişkisi olan eşleri ve aile üyeleri yönünden de dosyanın genişletilmesini tekrar talep ediyoruz.”

SANIK AVUKATINA İTİRAZ: IŞİD’İ SAVUNAMAZSIN

Sanık avukatı Heyam Fidan, “Bu ülkede hukuk sadece Müslümanlara işliyor. IŞİD yargılamaların tamamında insanlar haksız yargılama sonucu tutuklanıyor. IŞİD yaftası vuruluyor. İlahi dinlemiş İŞİD’li. Bu ülkede Müslümanlara haksız adalet işliyor.

"Süleyman Soylu’ya laf atılıyor” derken salondaki aileler “IŞİD’i savunamazsın” diye itiraz etti.

Bunun üzerine sanık avukatı “Seyircisiz dinlenmesini talep ediyoruz” dediğinde salondan “seyirci değiliz” itirazı yükseldi.

Fidan, “Erman Ekici’nin Suriye’ye gitmediğini savunuyoruz. Tanık beyanlarına göre 2014 yılında gitmiş. Hem gitmiş dahi olsa o zaman IŞİD terör örgütü kapsamında değil. Gitti de ne yaptı? Merak etmiş mi gitmiş onun netleşmesi lazım. Suriye’ye gitmiş diye ceza veriliyor” savunması yaptı. Fidan, Ekici’nin tahliyesini istedi.

SANIKTAN, “ADIM GEÇMEDİ Kİ” SAVUNMASI

Sanık Erman Ekici, “ ‘Emiri sen getirdin’ deniliyordu, müşteki avukatı anlattı ve adım geçmedi ki” diyerek kendisini savundu. Ekici, Yunus Durmaz da dahil olmak üzere dosyada da yer alan tanıştıkları bilinen bütün isimleri yanlış telaffuz ederek “öyle miydi, böyle miydi” şeklinde konuşması dikkati çekti.

Ekici, “Talha’nın babası anlamına gelen Ebu Talha kod adının bana ait olduğu söyleniyor. Evet oğlumun adı Süleyman Talha ama emiri getiren ben değilim. Ben ilahiyatçıyım. Çocuklarım okula gidiyor. Demokrat ve oy kullanan bir insanım. İslami kimliğimden dolayı tutukluyum” dedi.

Duruşmaya saat 14.30‘a kadar ara verildi.

ARA KARARLAR AÇIKLANDI

Alınan ara kararlar şu şekilde:

Sanıklar bir kısmı yönünden Interpol tarafından kırmızı bülten ile aranmasına, sanıklar hakkında Mali analiz için MASAK’a yeniden müzekkere yazılmasına, Ebu Zeynep kod adlı kişi ile ilgili suç duyurusunda bulunulmasına, Tape kayıtlarının istenmesi için Antep Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar müzekkere yazılmasına, IŞİD üyelerinin eşleri olan kadınlarla ilgili evrakların tekrar incelendikten sonra dinlenip dinlenmeyeceğine karar verilmesine, sanık Erman Ekici’nin tutukluluğunun devamına karar verildi.

Duruşma 15 Aralık’a ertelendi.

MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Duruşma salonu önünde yapılan açıklamada konuşan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği adına konuşan Mehtap Sakinci Coşgun, Pandemi nedeni ile ailelerin sınırlı katılımının sağlandığını belirtti. Coşgun, 10 Ekim anıtı ile ilgili olumlu gelişmeler yaşandığını da belirterek adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini söyledi.