Yunanistan’da pazar günü yapılacak referandum, Avrupa Birliği’nden çıkışı hazırlayacağı gibi neoliberal politikaların çöküşünün başlangıcı olabilir; bu nedenle AB liderleri “Evet” propogandası yapıyor

10 maddede Yunan referandumu

DOĞAN UFUK TANIŞAN

Sadece Yunanistan için değil, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin ‘devamı’ konusunda da çok kritik bir haftaya girildi. Pazar günü Troyka şeklinde adlandırılan kreditörlerin teklifi için sandık başına gidecek olan halk, Eski Kıta’da bir panik havası esmesine karşın “Artık ne oluyorsa olsun” mantığıyla geleceğe bakmak istiyor. Özellikle geçen yılın kasım ayından bu yana kademeli olarak artan mevduat çekimleri, son referandum kararıyla had safhaya ulaşırken bankaların 7 Temmuz’a kadar kapalı kalması kararlaştırıldı. Buna karşın hükümet nüfusun neredeyse yarısının yaşadığı Atina’da toplu taşımayı bedava yapıp biraz olsun insanları rahatlatmaya çalışıyor. SYRIZA’nın aldığı referandum kararı genel anlamda ülkede olumlu bulunurken AB’de ise şok etkisi yarattı.

İNTİHAR BENZETMESİ!
Bu ‘şok etkisini’ Başbakan Aleksis Çipras’la zaman zaman samimi görüntüler veren Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, “Bütün çabalarımın ardından ihanete uğramış gibi hissediyorum” ifadeleriyle ortaya koydu. Referandum kararı ve bankaların hafta boyunca kapalı kalacak olması Avrupa borsalarında dün sert düşüşlere neden olarken Juncker ise Başbakan Çipras’a ‘yalancı’ demek ve Yunanistan halkının pazar günü “Evet” oyu kullanmasını istemekle meşguldu. Ne var ki, “Ölümden korktuğunuz için intihar etmemeniz gerekir” ifadeleriyle kurtarma paketine onay arayan Juncker'in, Yunanistan’da özellikle son 10 yılda artan intihar oranlarını hesaba katmadan yapması ülkede büyük yankı uyandırdı. Bazı uzmanlar, bu açıklamanın “Evet”ten çok “Hayır” oyu getireceğine düşünüyor. Evet, Avrupa için, Yunanistan için ve hatta liderlerin siyasi hayatları için de çok önemli bir hafta yaşayacağız. Referandum öncesi, Yunanistan ve Avrupa’yı bu sürece getiren ‘neden’leri, ‘kim’leri, ‘nasıl’ları ve örnekleri 10 maddede toparlamaya çalıştık.

1- Kriz neden en çok Yunanistan’ı etkiledi?
Aslında her şey Avrupa Birliği üye ülkelerin tek para birimine geçmesiyle başladı. Avro’ya geçilen 1999’dan önce sanayisi Yunanistan gibi az gelişmiş ülkeler, yüksek faiz oranlarıyla borç alırken birden düşük faizlerle borçlanmanın ‘keyfini’ sürdü (faiz oranı yüzde 18’den yüzde 3’e düşmüştü). Taa ki ABD’de 2008’de baş gösteren krize kadar… O tarihte bir gerçek daha ortaya çıktı. Yunanistan’ın Avro’ya geçiş için bütçe açığı oranının yüzde 3 olması için bazı kurumlara rüşvet verildiği açıklandı. Daha fazla düşük faizle borç vermeye yanaşmayan Almanya, AB’ye girdikten sonra sanayi üretimi daha da düşen Yunanistan’dan birtakım koşulları kabul etmesini istedi. Ne var ki, özellikle Almanya ve Fransa’nın Yunanistan halkını değil, ilk etapta borç veren Fransız ve Alman bankalarını kurtarmaya çalıştığı daha sonra ortaya çıktı. Zaten sanayi namına pek bir şey üretemeyen Yunanistan, bir de kemer sıkma önlemleri adı altında harcamalarda kesinti yapmaya başlayınca, hem işsizlik arttı hem de devletin topladığı vergilerde ciddi azalmalar meydana geldi. Böylece Yunanistan ekonomisi neredeyse yüzde 25 küçüldü.

2- SYRIZA neden referanduma gidiyor?
Çok basit: İktidara gelmeden önce “Başka bir kurtarma paketi olmayacak” vaadi SYRIZA’nın neden konuyu halka götürdüğünü de açıklıyor aslında. Zira, tek başına Çipras’ın Troyka’nın sunduğu pakete “Evet” veya “Hayır” demesi hem partinin hem de kendisinin siyasi hayatına darbe vuracaktı. Bu darbeyi savuşturmak amacıyla da bir taşla iki kuş vuran yöntem tercih edildi ve iki kurtarma paketi gören halk, ilk kez bu konuda söz sahibi oldu. Burada bir de parantez açmak gerekiyor. Türkiye’de “Halka yalan söylemek suçtur” mottosuyla habercilik yapanların iddia ettiği gibi SYRIZA, referandumdan “Evet” çıkmasını istemiyor.

3- Peki Troyka ne istiyor?
Her şeyi! Bir yandan ucu açık kurtarma paketini Yunanistan’ın onaylamasını beklerken bir yandan da SYRIZA hükümetinin kabul edemeyeceği ağır şartlar öne sürerek erken seçimle iktidar değişikliği hayalleri kuruluyor. Çipras’ın da tam olarak karşı çıktığı şey bu. Önlerine koyulan taleplerin, en azından Yunanistan ekonomisinin büyümesi için, kabul edilmesi olanaksız. Troyka’nın önerisi KDV oranlarından, emekli maaşlarında kesintiye; emeklilik yaşının 67’ye çıkartılmasından kamu harcamalarında kesintiye kadar kapsamı geniş bir talep yelpazesi içeriyor.

4- Ülkede genel hava nasıl?
Son 5 yıldan çok da farklı sayılmaz. Özellikle 2010’dan bu yana iflasın eşiğinde yaşamaya alışan halk, artık “Ne olacaksa olsun” şiarını benimsemiş durumda. Referandum oylaması 300 koltukla parlamentodan 178 oyla geçerken aslında genel hava da verilmiş oldu. Zira SYRIZA ile birlikte koalisyon ortağı ANEL ve faşist yapısıyla bilinen Altın Şafak destekçileri de “Hayır”da kararlı. Bir de üstüne Almanlar’a oluşan kinle beraber onur ve bağımsızlık duyguları, referandumda kıl payı da olsa “AB’den çıkalım” tadında bir karar çıkartacak gibi görünüyor.

5- Ya “Evet” çıkarsa
Bu seçenekte iki olasılık söz konusu… Birincisi SYRIZA hükümeti, böylesi bir anlaşmaya imza atmamak için yüksek olasılıkla istifasını sunacak. Yeni kurulacak hükümet de kreditörlerle daha da acı reçeteler içeren bir anlaşma sağlayacak. İkinci seçenekte ise hükümetin istifa etmeyeceği düşünülürse, yine haftalar alacak bir müzakere süreci yaşanacak. Ve yine Yunanistan’a ağır şartlar içeren üçüncü kurtarma paketi onaylatılacak.

6- Oldu da “Hayır” çıktı
En hayırlısı olur. Bir yanda ağır şartlar içeren kurtarma paketi, diğer yanda ise Avro Bölgesi’nden çıkarak eski para birimine dönüş. Juncker’in açıklamaları da buna işaret ediyor zaten. Yani Yunanistan halkı pazar günü aslında AB’yi oylamaya sunuyor. Evet, Yunanistan ekonomisi zorlanacak; evet, kendilerine gelmeleri çok zaman alacak ancak hiç değilse artık ipler onların elinde olacak. BRICS ülkelerinin kurduğu Yeni Kalkınma Bankası’nı da es geçmemek lazım. Rusya tarafından iletilen üye olma talebi ve olası kredi alımı gerekli yardımları sağlayabilir.

7- Bankalar neden kapalı?
Belirsizlik içinde yıllardır kıvranan halk, halihazırda geçen kasım ayından bu yana mevduatlarını bankalardan çekiyordu. SYRIZA’nın iktidara gelmesinin ardından da bu durum değişmedi. Ne var ki son dönemde haftalık 5 milyar avroya yakın paranın bankalardan çıkması ve referandum kararı sonrasında daha fazla etkilenmeme adına böyle bir karar alındı. Halk, 7 Temmuz’a kadar günlük 60 avro çekebilecek.

8- Avrupalı liderler ne düşünüyor?
Öncelikle çok cömert olduklarını düşünüyorlar. Özellikle de Almanya Şansöylesi Angela Merkel… Asla ilk kurtarma paketinde hata yaptıklarını itiraf etmedikleri gibi “Paramla döverim” şeklinde nidalar atan sonradan görme tavırlar içindeler. Referandum kararı onları çok şaşırtı; Çipras, hiç beklemedikleri bir anda ters köşe yaptı. Birliğin dağılmasını göze alamadıkları için Yunanistan’ın AB yandaşı medyasında, hafta boyunca “Evet” propogandası yaptıracaklar.

9- Benzer bir örnek var mı?
AB’ye üye olmadığı için tam olarak karşılamasa da İzlanda gerçeği önümüzde duruyor. 2008 krizinde ilk iflas bayrağını çeken Ada ülkesi, batan bankaları kurtarmak yerine vatandaşlarının mevduatlarını temin altın alarak bu kurumları devletleştirdi. 3 yıllık krizin ardından tekrar düze çıkmayı başardılar. IMF’nin ve diğer kreditör kuruluşlarının ‘şanssızlığı’ Yunanistan’ın birçok ülkenin kullandığı para biriminde yer alması denebilir. Daha önce bu deneyimli karşılaşmayan kreditörler işi ellerine yüzlerine bulaştırdı.

10- Olası kararlar çevre ülkeleri etkiler mi?
Bu kaçınılmaz. Avrupa ekonomisinin sadece yüzde 2’sini oluşturan Yunanistan’daki krizi bile çözemeyen kreditörlere güven kalmayacak. Onu geçelim; Yunanistan’ın AB’den ayrılması demek birliğin tekrar sorgulanması anlamına geliyor. İspanya’da kemer sıkma önlemlerinin karşısında halkın büyük desteğini alan Podemos, yıl sonunda yapılacak seçimlerde Yunanistan’ın durumuna göre bir başarı elde edecek. Portekiz ve İtalya için aynı durum söz konusu değil. Yine de Yunanistan’ın AB’den çıkışı, uzun yıllardır süren neoliberal politikaların bitişinin başlangıcı olup bütün Kıta’yı hatta dünyayı etkileyebilir.