10 yıllık liyakatsiz atamalar ne olacak?
“Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği” değiştirildi. Uzmanlar, akademide kadrolaşmanın özellikle son 10 yılda arttığını belirterek, “Bugüne kadar yapılan atamalar incelenmeli” dedi.
Mustafa M. BİLDİRCİN
SAYILARI giderek artarken eğitim kaliteleri itibarıyla gerileyen üniversitelerdeki kişiye özel akademik kadro ilanları, Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde değişikliğe yol açtı.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), kişiye özel ilanlar için yaptırım içermeyen uyarılarının etkili olmadığını görünce, atanma yönetmeliğinde değişikliğe gitti. 9 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yönetmelikte, “Profesör, Doçent ve Doktor Öğretim Üyesi kadrolarının özel şartlarında adaylara ait tez/uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacak. Ayrıca, ilanın özel koşulunda belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemeyecek” denildi. Değişiklikle “belirli bir adayı tanımlayan özel şartların öğretim üyesi alımlarındaki atama ilanlarında yazılmasının engellenmesinin hedeflendiği” belirtildi.
Değişiklik, “Bugüne kadar kişiye özel kadro ilanları ile atananlar ne olacak?” sorusunu da gündeme getirdi. Akademide en başından beri var olan ancak özellikle son yıllarda etkisini daha da yakıcı hissettiren, “adrese teslim” ilanlara ilişkin geriye dönük araştırma yapılması talep edildi. CHP Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, “Bu ilanlar son yıllarda o kadar çok arttı ki siyasi bir boyut kazanarak, ‘Yandaş kayıran’ bir hal de almaya başladı” dedi.
GERİYE DÖNÜK ARAŞTIRMA YAPILMALI
Rektör ve dekanların bu ilanlara göz yumduğunu ifade eden Karabıyık, yanlışların biriktiğini vurguladı. Karabıyık, kaç kişinin adrese teslim ilanlarla atandığının geriye dönük araştırma ile belirlenmesi gerektiğini dile getirdi: “Bunun için TBMM bünyesinde bir araştırma komisyonu gerekebilir. Hakları gasp edilen insanların mağduriyetleri giderilmelidir. Bugün için böyle bir uygulamanın gelmiş olması olumlu ancak uygulanıp uygulanmayacağı mutlaka takip edilmeli.”
EN ÇOK İSTİSMAR EDİLEN ALAN
Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Mutlu Arslan da atamaların rektörlerce en fazla istismar edilen konuların başında geldiğini ifade etti.
Arslan; rektörlerin, Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’ni hem kendi istediği kişileri kadrolara atayabilmek için hem de öğretim üyeleri üzerinde cezalandırma ve mobing aracı olarak kullandığını savundu: “Bilimin kendi mecrasında özgürce gelişiminin önünü açmak yerine, bilim insanlarını karşılanması çok güç yayın, puan ve proje şartlarıyla baskılamak hiçbir biçimde kabul edilemez. Üniversitelerde eşitsizliğin, adaletsizliğin, adam kayırmacılığın kurumsallaşmasına hizmet eden her türden uygulamanın karşısındayız.”