Google Play Store
App Store

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı, çevrimiçi toplantıda bir araya geldi. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sini barındıran kentleri yöneten başkanlar, yaptıkları ortak açıklamada, ülkedeki en önemli gündem maddesinin “yoksulluk” olduğuna vurguladılar.

11 büyükşehir belediye başkanından ortak açıklama: Yoksulluk birinci gündem maddesidir

Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sini barındıran CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı, çevrimiçi toplantıda bir araya geldi.

Her ay yaptıkları sanal toplantıyı yineleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, gündeme ilişkin yaşadıkları ulusal ve yerel sorunları masaya yatırdı.

Başkanlar; pandemiden kazı ruhsatı verme izninin ilçe belediyelerine devrine, kuraklıktan toplumsal yoksulluk sorununa kadar birçok konuda görüşlerini paylaşıp, çözüm önerilerini sıraladı.

11 Başkan, toplantı sonunda hazırlanan basın bildirisinde şu ifadeleri kullandı:

“HER KONUDA GÖREV BEKLİYORUZ”

“Bizler, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sini barındıran şehirlerin yöneticileri olarak, ülkemizi ve tüm dünyayı adeta esir alan pandemi sürecinin ilk gününden beri, halkımızın yanında olduk ve devletimize gereken her türlü desteği verdik. Belli çevrelerin türlü engelleme yöntemlerini, toplumsal dayanışmaya ‘küresel örnek’ olabilecek yeni nesil uygulamalarla aştık. Bilim insanlarının, farklı ülkelerde insanüstü çabalarla geliştirdiği aşılar, ülkemizde de uygulanmaya başlandı. Bu kapsamda; bir önceki toplantımız sonunda kamuoyunda paylaştığımız gibi, aşının toplumun tüm kesimlerine ulaştırılması konusunda, 11 büyükşehir belediyesi olarak, elimizdeki kurumsal olanakları devletimizin ilgili tüm birimlerinin hizmetine sunmaya hazır olduğumuzu bir kez dile getirmek istiyoruz. Özelde aşı, genelde pandemiyle ilgili hemen her konuda görev beklediğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.

11 büyükşehir belediyesi olarak, bu ülkenin kamu yönetiminin bir parçası olduğumuzu; büyükşehir, il ve ilçe belediyeleri ile ilgili alınacak kararlarda ‘muhatap” kabul edilmemizi yüksek sesle dile getirmek zorundayız. Bu anlamda, yerel yönetimlerle ilgili alınacak kararlarda, Türkiye Belediyeler Birliği ile konunun tüm paydaşlarının, oluşturulacak ortak masalarda sandalye sahibi olmasını elzem görüyoruz. Oysa, yakın zamanda bu anlamda dikkat çekici uygulamalara tanık olduk. İçişleri Bakanlığınca, Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nde gerçekleştirilen değişiklikle, altyapı kurumları tarafından yatırım ve arıza kapsamında ‘sokaklarda yapılacak kazılara ruhsat verme’ ve ‘tahrip ücretini alma yetkisi’ ilçe belediyelerine verildi.

“FİKRİMİZ ALINMADAN YAPILAN DÜZENLEMELER SORUN”

Bunun dışında; daha önce ilgili kamu kurumlarına vergi, SGK primi, elektrik, doğalgaz, iç ve dış kredi gibi borçlarını zamanında ödeyemeyen ya da bu borçları için yapılandırma yasalarından yararlanan belediyelerin genel bütçeden aldıkları vergi payı en fazla yüzde 40 kesilebiliyordu. Belediyeler, bu kesintiden arta kalan yüzde 60'lık payı Maliye'den alıp hizmetlerini gerçekleştirmeye çalışıyorlardı. Bir Cumhurbaşkanlığı kararı sonucu, yüzde 10'luk ek bir kesinti daha yapılması hükme bağlandı. Böylece; belediyelerin, Maliye'den alabilecekleri vergi payının üst sınırı, yüzde 60'tan yüzde 50'ye düşmüş oldu. Aynı şekilde, 2010'dan kalan borçları nedeniyle gelirlerinde yüzde 25 kesinti yapılan belediyeler için de yüzde 25 ek kesinti getirildi. Bu belediyelerin vergi gelir payı da yüzde 75'ten yüzde 50'ye düşmüş oldu. Bu ve benzeri uygulamalara derhal son verilmelidir. Fikrimiz alınmadan yapılan düzenlemeler, yerelde işlevsellik açısından ciddi sorunlar yaratmaktadır.

Dünyanın pandemiden daha uzun soluklu sorunu olan susuzluk ve kuraklık tehlikesi bir başka yaşamsal konudur. Bizler, her alanda yaptığımız birliklerini, kuraklık felaketi karşısında da göstereceğiz. Her belediyemizin yerel ölçeklerde yapacağı çalışmaları, ulusal boyuta taşıyacağız. Su idarelerimizi ve tarımla ilgili birimlerimizi bu anlamda ortaklaştıracağımızı daha önce kamuoyu ile paylaşmıştık. Olgunlaşmaya başlayan kapsamlı çalışmalarımızı da yakın bir zamanda kamuoyuna açıklayacağız. Bu ortaklaşma kültürünün, tüm kamu kurumlarına yansıması da en büyük arzumuzdur. Bu vesile ile bütün vatandaşlarımızdan su tasarrufu konusunda en büyük özeni göstermeleri için çağrımızı tekrarlıyoruz.

“BU ÜLKEDE YATAĞA GİREN HİÇ KİMSE KALMASIN”

Pandemi süreci, şehirlerimizin ve ülkemizin yaşadığı yakıcı yoksulluğu hem daha fazla gözler önüne serdi hem de fakirliğin geniş kesimlere yayılmasına neden oldu. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da sık sık dile getirdiği toplumsal yoksulluk, vatandaşlarımızın birinci gündem maddesidir; uzun süre gündemden düşmeyeceği de görülmektedir. Bu anlamda herkese ve hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Vatandaşlarımıza hizmet aşkıyla görev yaptığımızın bilincinde olan bizler; bize karşı yapılan her engellemeleri unutmaya hazırız. Yoksullukla mücadeleyi, -aynen pandemi ve deprem karşısında olduğu gibi- topyekun bir seferberlik hareketine dönüştürmek istiyoruz. En tepe yöneticimizden belde belediye başkanımıza kadar hepimiz, tüm gücümüzü yoksullukla mücadele için birleştirmeliyiz. Bu ülkede yatağa aç giren hiç kimse kalmasın. Saygılarımızla…”