Geçen hafta bu sayfada, Sivas katliamcılarını savunan Akit için ‘Yavuz katliamcı hâkimi yargılatır’ yazmıştık.

AHMET MERİÇ ŞENYÜZ

Geçen hafta bu sayfada, Sivas katliamcılarını savunan Akit için ‘Yavuz katliamcı hâkimi yargılatır’ yazmıştık. Ancak, Ökkeş Kenger/Şendiller, yavuz katliamcılıkta Akit’i bile solladı. Hiçbir zaman bu yüzden mahkûm edilmese de kamuoyunda Maraş Katliamı’nın baş faili olarak tanınan Şendiller, iddianamenin en önemli dayanaklarından biri olarak Maraş Katliamı ile ilgili kendi yazdığı kitabı gösterdi ve 12 Eylül davasına müdahil oldu. Bununla da kalmayan Şendiller, web sitesine koyduğu ülkücüleri davaya katılmaya çağırdığı yazısında, bir kez daha katliamın sorumluluğunu başta Garbis Altınoğlu olmak üzere dönemin devrimcilerine yıkmaya çalıştı.

‘12 EYLÜL DAVASI GÖSTERMELİK’

Önce Şendiller’in 12 Eylül davasıyla ilgili söyledikleriyle başlayalım. Şendiller, “Göstermelik de olsa, ilk defa böyle bir dava yargı tarihimize geçecektir” diyor. Demek ki, son dönemde AKP’nin en ateşli savunucularından biri olan ve bunun mükafatını sürekli  Alevi Çalıştayı’na bile çağrılarak alan Şendiller bile 12 Eylül davasının gerçek bir hesaplaşma davası olduğuna inanmıyor ve göstermelik olduğunu belirliyor. Ne diyelim, ‘kişi kendinden bilir işi’, bu dava gerçek bir hesaplaşma davası olsaydı, Şendiller müdahiller arasında değil sanıklar arasında bulunurdu muhtemelen...

Şendiller yazısının devamında ülkücüleri davaya müdahil olmaya çağırıyor. Özellikle Maraş Katliamı sırasında öldürüldüğünü iddia ettiği 40’a yakın sağ görüşlünün hesabını sormak için davaya müdahilliğin örgütlenmesi gerektiğini söylüyor. Anlaşılan Şendiller’in, soyadının Kenger olduğu günlerden kalma organizasyonculuğu sürüyor. Katliam öncesinde Ankara’daki Ülkücü Gençlik Derneği Genel Merkezi’ni arayıp desteğe çağıran Şendiller, şimdi de 12 Eylül davası müdahilleri arasında ülkücü ağırlık oluşturma peşinde. Belki böylece davanın gitmesi gereken yere kadar ulaşması engellenir de, Maraş katliamı da solcuların üzerine yıkılabilir.

MARAŞ’IN FAİLİ DİNK VE ALTINOĞLU’YMUŞ!

Şendiller, yazısının devamında, “Bu olaylarda çatışmalara katılıp katliama iştirak eden, Garbis Altınyan ve örgütü DHB militanları” çeşitli cezalara çarptırılmıştı diye yazıyor. Şendiller Aralık 2008’de TRT’de yayınlanan “Şahların Labirenti” programında da, olaylara Hrant Dink’in adını karıştırmıştı: “Hrant Dink ve arkadaşlarının örgütleri bu işleri yaptı. Zaten olaylarda ölenlerin arasında yer alan 6-7 tane sünnetsiz cesedin Alevilikle Sünnilikle ne alakası var?”

HALKI GALEYANA GETİRENLERİN BAŞINDAYDI

Bu ‘sünnetsiz’ meselesine girip düzeyi Şendiller’in seviyesine düşürmeyelim ancak katliam başladıktan sonra Maraş’taki solcuların halkla birlikte meşru savunma pozisyonu aldıkları sır değil. Bu savunma sırasında sağcı saldırganlardan da birileri ölmüş olabilir. Ancak olayların özü; aralarında Şendiller’in de bulunduğu ülkücü ajitatörlerin, "Komünistleri bırakmayın, Allah yoluna kesin ", "Bugün cihad günüdür, bir Alevi öldüren cennete gider", "Alevileri öldürün, şahit kalmasın" diye bağırarak peşinden sürüklediği kalabalıkların Alevileri, solcuları, kadın, yaşlı, çocuk demeden katletmesidir ve bu gerçeği Şendiller’in çarpıtmaları değiştirmeyecek.

Altınoğlu hakkındaki davalardan dolayı yurttaşında mülteci olarak yaşamak zorunda kalan bir devrimci ve Şendiller gibi, 12 Eylül davasına müdahil olup bu iftiralarla ilgili kendisini savunma şansı yok. Ancak, Altınoğlu  21 Aralık 2009’da Şendiller’in iftiraları üzerine ‘Maraş Yalanları ve Maraş Gerçekleri’ başlıklı bir yazı yazmış, olayların arkasında başta ABD olmak üzere 12 Eylül darbesini gerçekleştirmek isteyenlerin bulunduğu belirtmiş kendisiyle ilgili iddiaları da yanıtlamıştı. “Maraş katliamı döneminde ben bu yörede değildim; bir görev nedeniyle başka bir bölgede bulunuyordum. Ama, bu alçakça katliam ve ona karşı yürütülen soylu direniş sırasında orada olsaydım, elbette bu direniş içinde yer alır ve sağ kalmam halinde bunu gururla açıklar, yargılandığım mahkemede de bunu belirtirdim” diyen Altınoğlu, kendisi hakkında her türlü suç isnadında bulunan 12 Eylül savcılarının bile Maraş katliamı sırasında orada bulunduğuna dair hiçbir iddiada bulunmadığını da vurgulamıştı: “İşkencelere polisle birlikte katılan Savcı Yardımcısı Selahattin Karagöz, ‘TKP (M-L) DHB Pazarcık Grubu’ iddianamesinin 39. sayfasında benden söz ederken, ‘Her nasılsa Türkiye’de doğmuş, Türk tabiyetinde olan kolejlerde cemaat adına okuyan, Boğaziçi Üniversitesi’nde tahsil gören, hasılı devlet ve milletin bahşettiği en büyük nimetleri nefsinde yaşayan bu ermeni oğlu ermeni…’ ifadesini kullanacak kadar gözü dönmüş bir gerici olmasına rağmen benim Maraş katliamına katıldığımı ileri sürememişti.” Demek ki, Şendiller’in iddiasının aksine bırakın ceza almayı, gerek Maraş Katliamı davasında gerekse diğer 12 Eylül davalarında katliamla ilgili olarak Altınoğlu’nun adı bile geçmiyor.

‘DEVRİMCİLERE YÜKLEMEK İSTEDİLER’

Altınoğlu, Yargıtay’ın DHB hakkında verdiği gerekçeli kararı da yazıya ekleyerek şu sonuca varmıştı: “Görüldüğü gibi 12 Eylül döneminin, mensup olduğum örgütle birlikte beni de yargılayan ve idama mahkûm eden üst mahkemesi, beni hiçbir biçimde Maraş katliamıyla ilişkilendirmemiştir. Zaten ilişkilendirmesi de olanaksızdı. Herhalde, cuntanın buyruklarıyla hareket eden askeri ve sivil savcı ve yargıçların bu davranışı, bana ve diğer devrimcilere olan sempatilerinden değil, katliamın sorumluluğunu benim örgütüme ve bölgede aktif olan diğer devrimci örgütlere yıkma çabalarının başarısız kalmasından kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda, 12 Eylül darbesinden sonra, özel olarak Maraş Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Yusuf Haznedaroğlu’nun direktifiyle Maraş’ta –içlerinde benim de bulunduğum- çok sayıda devrimcinin, bu amaçla aylarca işkencelerden geçirildiğini, ancak bu sorgulardan herhangi bir sonuç alınmadığını da anımsatmak isterim.”

BU YALANLARLA MI YARGILAYACAKSINIZ?

Bütün bu gerçeklerden sonra şunu 12 Eylül davasının iddianamesini hazırlayan savcılara sormak isteriz: Ökkeş Şendiller’in iddiası (“Bu davanın açılmasında en önemli dayanaklardan birisi olarak ‘12 Eylül Darbesine giden yolda son viraj Kahramanmaraş olayları’ kitabım esas alındı. Savcı iddianamesinde bunu açıkça ortaya koymuş”) doğru mudur? 12 Eylül’ü, Şendiller’in neresinden tutsanız orasından dökülen yalanlarıyla mı yargılayacaksınız?