Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre dünyada 150 milyon çocuğun kronik beslenme yetersizliği yaşıyor. Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Meltem Akın Dikleli, bu veriyi değerlendirerek, “Dünyada 5 yaş altındaki çocukların yarısını beslenme probleminden dolayı kaybediyoruz. Bunun çözümü ise bireyi bütün yaşamı boyunca takip etmekten geçiyor” dedi. Çocuk sağlığı ve beslenmesinin ele alındığı ‘Kültür’de Beslenme Günleri’, İstanbul […]

150 milyon çocuk yetersiz besleniyor

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre dünyada 150 milyon çocuğun kronik beslenme yetersizliği yaşıyor. Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Meltem Akın Dikleli, bu veriyi değerlendirerek, “Dünyada 5 yaş altındaki çocukların yarısını beslenme probleminden dolayı kaybediyoruz. Bunun çözümü ise bireyi bütün yaşamı boyunca takip etmekten geçiyor” dedi.

Çocuk sağlığı ve beslenmesinin ele alındığı ‘Kültür’de Beslenme Günleri’, İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Akıngüç Oditoryumunda başladı. Sempozyumda ‘Çocuk Beslenmesinde Çözüm Odaklı Yaklaşımlar’ başlığı masaya yatırıldı.

Çocukların toplumların geleceği olduğundan hareketle onların sağlığının önemine dikkat çeken Halk Sağlığı Uzmanı Meltem Akın Dikleli, “Bizler, sağlık profesyonelleri olarak çocukların sağlığıyla yakından ilgilenmek durumundayız. Dünya Sağlık Örgütü diyor ki; tüm dünyada beslenme yetersizliği problemimiz var. Bu problem, dünyadaki tüm toplulukları etkiliyor. Bu problemden kendini kurtarabilen hiçbir toplum yok. Ama beslenme bozuklukları çok geniş bir yelpazeden ibaret” diye konuştu.

40 MİLYON ÇOCUK OBEZ

WHO tarafından beslenme yetersizliğinin üç gruba ayrıldığını ifade eden Dr. Meltem Akın Dikleli, “Temelde şişmanlık, bodurluk, açlık olarak gruplandırıyor. Şu an bu problemlerden sayısal olarak en fazla görünen bodurluk. Dünyada yaklaşık 150 milyon çocuk kronik bir beslenme yetersizliği yaşıyor. 40 milyon kadar çocuk ideal kilosunun üzerinde ya da obez. 40 milyon çok dramatik bir sayı. 5 yaş altındaki çocuklarımızın yarısını beslenme probleminden dolayı kaybediyoruz. Bu ölüm nedenleri arasında. Bu çocukların ilerleyen yaşlarında sağlık problemlerini beraberinde getireceği anlamına geliyor. Ne gibi problemler bunlar? Diyabet, kanserler, beslenmenin yakından ilişkili olduğu pek çok hastalık dünyaya yük olarak gelecek demektir. Zaten hâlihazırda da bu durumu yaşıyoruz” dedi.

Bireyin bütün yaşamı boyunca takip edilmesi gerektiğinin önemine dikkat çeken Dr. Meltem Akın Dikleli, “Bireyin eksiği varsa bunu yerine koymalı ya da fazla kiloluysa ona uygun beslenme modellerini tanımlamalı. Bu durumda temelde bizim çocuklarımızı takip ediyor olmamız gerekiyor. İşin esası biz bu konuda şanslı ülkelerdeniz. Bizim 1960’lardan bu yana kurulu bir düzenimiz var. Doğurganlık çağındaki anneden başlamak üzere gebelik ve gebelik sonrası çocuklarımızı takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.