20 yılda Türkiye adeta bir hak mezarlığına dönüştü
Parti ve STK’ler tarafından yapılan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü açıklamalarında AKP’nin yarattığı yıkım hatırlatıldı. CHP’den “Türkiye adeta bir hak mezarlığına döndü” mesajı verildi.
Haber Merkezi
Yıllarca ülkede egemen olan sağcı politikanın yarattığı hak ihlalleri bir kez daha 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde gündeme getirildi. Özellikle AKP’nin 20 yıl iktidarda bulunduğu sürede bu tür ihlaller artarken, birçok parti ve kuruluştan da bu ihlallere ilişkin açıklama geldi.
CHP’nin 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne ilişkin açıklamasını CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, partisinin genel merkezinde gerçekleştirdi. “Türkiye’nin adeta bir hak mezarlığına” döndüğünü belirten Karaca, yoksulluktan basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğünden toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğüne kadar çok sayıda alanda hak ihlalinin yaşandığını kaydetti.
Türkiye’de gazetecilerin tehdit edildiğini, gençlerin ise fişlendiğini belirten CHP’li Karaca, “Her gün çocukların cinsel istismarının üstü kapatılıp, bir kereden bir şey olmaz, denilerek normalleştirilmeye çalışılıyor” ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:
“Yetmiyor, 6 yaşındaki çocuğun zorla evlendirilmesi, yıllarca cinsel istismara uğraması utanmadan sıkılmadan, yüreği ağlayan, vicdanı paramparça olan vatandaşlarımızın karşısına geçen bakan bu olaya yani 6 yaşındaki çocuğun zorla evlendirilmesine ve yıllarca cinsel istismarına “insani bir olay, her toplumda karşılaşılabilecek bir durum” diyebilmeye cesaretini kendinde buluyor.”
Türkiye’de derinleşen yoksulluk olduğunu da belirten CHP’li Karaca, iktidarın yoksulluğu bitirmek istemediğini, aksine yöneterek devam ettirmek istediğinin altını çizdi.
5 BİN ARKADAŞIMIZ TUTUKLANDI
HDP tarafından da İnsan Hakları Günü için bir açıklamada bulunuldu. HDP adına açıklamayı partinin Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Serhat Eren gerçekleştirdi. iktidarın insan haklarını askıya aldığını dile getiren Eren, “Muhtıralar, askeri darbeler, darbeye teşebbüsler ve olağanüstü hal rejimleri ile onlarca yıl boyunca yönetilen Türkiye’de, başta yaşam hakkı olmak üzere işkence ve kötü muamele yasağının derinleştiği Türkiye’de temel insan hakları AKP-MHP iktidarı tarafından özellikle 2015 yılından itibaren neredeyse tümüyle askıya alınmıştır. Irkçı, militarist eylemlerle ülke içinde ve dışında Kürt halkına karşı yeniden uygulamaya sokulan savaş konsepti ile 2015-2022 yılları arasında binlerce kişi hayatını kaybetti, binlercesi yaralandı, yüzbinlerce insan yerinden edildi” diye konuştu.
HDP’ye yönelik yıllardır baskıların devam ettiğini belirten Eren, 2015’ten bu yana 16 bin parti üyesinin gözaltına alındığını, 5 bin kişinin ise tutuklandığını belirtti. Serhat Eren şunları söyledi:
“Örgütlenme özgürlüğü mütemadiyen ihlal ediliyor, partimize yönelik kesintisiz saldırılar da devam ediyor. 2022 yılında da parti yöneticilerimiz ve üyelerimiz başta olmak üzere demokratik kitle örgütlerinin temsilci ve üyelerine yönelik gözaltı ve tutuklama furyası hız kesmeden devam etmektedir. 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana partimize, partimiz tabanına ve bileşenlerine yönelik gerçekleşen siyasi soykırım operasyonları neticesinde yaklaşık 16 bin kişi gözaltına alınmış, aralarında önceki dönem eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, il-ilçe eş başkanlarımız, yöneticilerimiz ve parti üyelerimizin bulunduğu en az 5 bin kişi tutuklanmıştır. 2022 yılının ilk on ayında il-ilçe yöneticisi, üye ve tabanımızdan en az 2 bin 465 kişi gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanlar katıldıkları basın açıklaması, siyasi parti faaliyetleri ve katıldıkları Nevruz gibi etkinliklerden dolayı gözaltına alınmışlardır.”
CEZASIZLIKLA MÜCADELEYE DEVAM
İzmir’de ise insan hakları savunucuları bir araya gelerek 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında açıklamalarda bulundu.
Alsancak’ta bulunan 10 Ekim Anıtı’nda bir araya gelen insan hakları örgütleri ve hukukçular 'Şebnem Korur Fincancı’ya özgürlük' yazılı dövizler taşıdı. Kurumlar adına açıklama yapan TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, "Günümüzde başta yaşam hakkı olmak üzere birçok hak ihlali ile karşı karşıya kalmaktayız” dedi.
Üsterci, kabul edilişinin 74'üncü yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin hala kutup yıldızı gibi insanlığın yolunu aydınlatmaya devam ettiğini söyledi. Dünyanın her yerinde halkların özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları talepleriyle itirazlarını yükseltmeye devam ettiğini, devletlerin ve hükümetlerin bu itirazlara yanıtının ise şiddet olduğunu ifade eden Üsterci, çoklu kriz halinin Türkiye’de de tüm yoğunluğu ve ağırlığı ile yaşandığını kaydetti.