200 bin stadyum kadar bir alan etkilendi

BirGün EGE

Günlerdir yürekleri yakan görüntülere sahne olan yangınların ağır faturası da netleşmeye başladı. Antalya, Muğla ve Aydın’da etkili olan yangınlarda 140 bin hektar orman ve yeşil bölgenin etkilendiğini vurgulayan Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Tevfik Türk, bunun da 200 bin futbol sahası büyüklüğündeki bir alan olduğunu hatırlattı.

Egeli Gazete’nin haberine göre söz konusu bölgelerin Türkiye’nin tarım üretiminin de önemli bir bölümünün yapıldığı bölgeler olduğunu hatırlatan Türk şu bilgileri verdi: “Ne yazık bu ağır fatura tarım ürünlerin de yansıyacak. Öncelikle yanan bölgeler arasında ciddi bir zeytin alanı var. Milas, Çökertme ve Ören en önemli zeytin bölgelerimiz arasında. Ayrıca arıcılık da ciddi bir zarar gördü. Kaçabilen arılar da geri dönecek kovan bile bulamadı. Bu yangının etkilerini tarım ürünlerinde en az 5-6 yıl göreceğiz” diye konuştu.

Ormanların tarım ürünleri üzerinde çok büyük bir etkisi olduğunu ifade eden Türk, “Ormanlar bu bölgede eko sistemi oluşturmanın yanı sıra mikro klima iklimi sağlıyor. Tarım ürünlerinin, tat, doku ve kalitesi bu eko sistem ve mikro klimaya bağlı. 140 bin hektardaki yangın bu yüzden tarım ürünlerini çok büyük oranda etkileyecek. Önümüzdeki süreçte bunun etkilerini daha da büyük oranda göreceğiz” dedi. Yanan bölgelerdeki ormanların kesinlikle doğal bir şekilde yeniden oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Türk şöyle konuştu: “Fide dikmek çözüm değil. Şu anda orada milyarlarca tohum toprak üzerinde duruyor. Bu tohumlar ilk yağmurda filizlenir. Bir metrekarede onlar tohum var. Doğa kendi kendini yeniler. Ama elbette bu en az 30 yıl sürer. Şimdi hemen temizlik çalışmaları yapılmalı ve erozyona karşı önlemler alınmalıdır. Mevcut toprağa dökülmüş tohumların kaybolmaması için bu mutlaka yapılmalıdır. İkincisi de iklim krizi nedeniyle ekstrem yağışlar alıyoruz. Orman örtüsü yağmur düşme hızını ve yüzey akışını yavaşlatıyordu. Ama şimdi ormanlar yandığı için o bölge erozyona tamamen açık hale geldi. Yüksek yağışlarda hem yerleşim alanları hem de tarım arazileri büyük bir risk altına girer.”