2023 Uluslar Ligi Başlıyor
Fotoğraf: Depo Photos

Filenin Sultanları için sezon başlıyor. Yepyeni bir antrenör ve kadrodaki heyecan verici yeni isimlerle oldukça pozitif girdiğimiz ulusal takım sezonunda kürsülerin en tepesini hedefliyoruz. İlk maraton, 2023 Uluslar Ligi. 

Bugün, TSİ 17:00’de oynanacak İtalya-Tayland maçı ile başlayacak Uluslar Ligi, 2018’den beri bu isimle anılıyor. Bunun öncesinde benzer formata sahip bir turnuva World Grand Prix adıyla, 1993 yılından beri düzenleniyordu, fakat bugünkü kadar kapsamlı bir turnuva değildi. İlk turnuvanın final etabı Hong Kong’da düzenlenmiş ve 8 takımın katıldığı turnuvanın şampiyonu, 90’larda voleybolda fırtına gibi esen ve 3 Olimpiyat 2 Dünya Şampiyonluğu kazanan Küba’ydı. 1993’ten 2002’ye kadar turnuvanın final etabı Uzak Doğu’dan hiçbir zaman çıkmadı. Ta ki 2003’te İtalya’nın Andria şehrinde düzenlenen finallere kadar. Toplamdaki 25 turnuvanın 21’inin finalleri Uzak Doğu’da yapıldı. Brezilya 1994’teki ilk şampiyonluğundan sonra 2017’ye kadar toplam 12 şampiyonluk kazandı ve tüm zamanlar liderliğini elinde bulundurdu. Onu 6 şampiyonlukla Birleşik Devletler 3 şampiyonlukla da Rusya izledi. Turnuva tarihinde, voleybol dünyasının efsane niteliğindeki birçok ismi MVP ödülüne layık görüldüler. Brezilya voleybolunun efsaneleri Leila Barros, Sheilla Castro ve Natalia Pereira bu ödülü 2’şer kez kazandılar. Ödülü 3 kez kazanan bir oyuncu henüz yok. 1994’te MVP ödülünü kazanan Fernanda Venturini, bu ödülü kazanan ilk ve halen de tek pasör durumunda. Ödülü 2 kez liberolar, 3 kez de orta oyuncular kazandı. Sırasıyla İtalyan Paulo Cardullo, Japon Yuko Sano libero, Birleşik Amerikalı Danielle Scott-Arruda, aynı ülkeden Foluke Genderson ve Brezilyalı Thaisa Menezes de orta oyuncu pozisyonunda MVP ödülü aldılar. Kalan ödüller smaçör ve pasör çaprazları arasında paylaşıldı.

2018 yılından itibaren düzenlenen ve 2020 yılında pandemi sebebiyle rafa kaldırılan Uluslar Ligi’nde Birleşik Amerika 3’te 3 yaptıktan sonra, İtalya, geçtiğimiz yıl Türkiye’de düzenlenen son 8 turunda, finalde Brezilya’yı 3-0 mağlup ederek şampiyon oldu. Michelle Bartsch-Hackley 2018 ve 2021’de MVP ödülünü alırken vatandaşı Andrea Drews de 2019’da ödüle layık görülmüştü. Paola Egonu geçtiğimiz sezonun MVP’si seçildi.

Türkiye’nin Karnesi

Gelelim Türkiye’nin tarihsel performansına. 2008’de World Grand Prix’ye ilk kez katıldık. Fena olmayan bir performansla ilk tur maçları sonunda 6. sırada yer aldık. Final turuna 6 takım kalacaktı ve normal şartlarda bu takımın Türkiye olması gerekiyordu. Ancak Japonya finallerin ev sahibiydi ve ilk tur maçlarını 9. bitirmişti. Ev sahibi olması sebebiyle 6. kontenjan onlara verildi ve Türkiye evine döndü. O Japonya final turunda pek bir varlık gösteremeden sonuncu oldu. Gülden Kayalar, Bahar Toksoy, Gözde Kırdar, Pelin Çelik, Esra Gümüş, Neriman Özsoy, Eda Erdem gibi oyuncuların bulunduğu 2008 kadrosunun en genç ismi, henüz 17 yaşında olan ve sonradan bir voleybol efsanesine dönüşecek Eczacıbaşı pasörüydü. Naz Aydemir.

Bu turnuvanın ardından 2009, 2010 ve 2011’de turnuvaya katılamadık. 2011’de Avrupa elemelerinde ilk 3 dışında kalmamız bu organizasyona katılma hakkı elde edemediğimiz son yıl oldu. Ardından da 2012’deki ilk patlama yaptığımız performans geliyor. Turnuvayı 3. olarak bitirdiğimiz sene. Gülden Kayalar turnuvanın en iyi liberosu, Neslihan Demir de en iyi servisçisi seçilmişti.  Bunun dışında, Uluslar Ligi formatına geçilene kadar 2014’teki dördüncülük en iyi derece olarak kaldı. Uluslar Ligi döneminde ise sırasıyla ikincilik, dördüncülük, üçüncülük ve dördüncülüğümüz var. İlk üç turnuvada, sırasıyla Cansu Özbay, Ebrar Karakurt ve Eda Erdem turnuvanın takımına seçildiler, ancak geçtiğimiz yıl bu takıma hiçbir oyuncumuzu sokamadık, zira şampiyon İtalyanların domine ettiği bir takımdı. Zaten final turunun evimizde oynandığı bu turnuva bizim için bir nevi hayal kırıklığı oldu, zira ilk tur mücadelerinde Kanada ve eksik Sırbistan’a mağlup olmuştuk ve final turuna ancak 7. sıradan girebilmiştik. 

Her Açıdan Yepyeni Bir Takım

Kadın voleybol takımımızın, Giovanni Guidetti’nin görevden alındığı andan itibaren her yönüyle bir yenilenme sürecine girdiğini söyleyebiliriz. Daniele Santarelli’nin göreve gelişi, bizim açımızdan ufak bir sürprizdi, zira kendisi, Sırbistan ile yaşadığı dünya şampiyonluğununun üzerine, 2024 Eylül ayı geldiğinde, Avrupa ve Olimpiyat Şampiyonluğunu koymuş bir hoca olacakken, bu fırsatı elinin tersiyle itip, beklentilerin giderek yükseldiği, kamuoyu baskısının gün geçtikçe arttığı bir ülkenin, büyük bir turnuvada hiçbir şampiyonluk kazanamamış takımına imza attı. Tabii burada kendisine teklif edilen ücretin de çok ciddi bir ikna aracı olduğundan nerede ise eminiz. İşin sonunda, imzadan sonra katıldığı canlı yayında, TVF Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’ın kullandığı ifadelere dayanarak, kendisinden nelerin beklendiğini rahatça anlayabiliyoruz. Üstündağ, kenarda daha pozitif, daha motive edici ve takımın potansiyelini üst seviyeye çıkaracak bir antrenör istiyordu. Tabii bu, beraberinde bir baskıyı da getirecek. Dünya üzerinde kaç tane voleybol antrenörünün imza töreni, devletin televizyonundan canlı olarak yayınlandı ve kaç tanesi için, aynı gün, yine aynı televizyonda kendisine özel bir yayın yapıldı bunu da hesaba katmak lazım. Beklentiler büyük ve Santarelli, önümüzdeki 3 ayda, o sıkça dile getirilen, “voleybol ülkesi” olma iddiasının, sadece altyapı, performans ve organizasyon başarılarıyla ilgisi olmadığını, basın ilgisi, spekülasyon, genç kuşak etkileşimi, biraz kaos, biraz da kargaşa ile alakalı olduğunu had safhada tecrübe edecek. İşi oldukça zor olacak.

Uluslar Ligi için açıklanan kadroda da birçok yenilik var hem de değişik şekillerde. Kadroya ilk kez çağırılan oyuncularımız var, bunlardan bazıları genç yetenekler, bazıları da Melissa Vargas gibi, takımın başarı karnesine doğrudan etki edecek, bizi belki de hep gıpta edilen altın madalya yarışına sokacak isimler. Çeşitli sebeplerle bir süredir takımdan uzak kalan oyuncular var. Gizem Örge, Tuğba İvegin, Aslı Kalaç, Kübra Akman gibi. Uzun bir aradan sonra, kariyerinin sonunda, takıma dönen oyuncular var, Neriman Özsoy gibi. Dolayısıyla bütün bu yeni oyuncuları ve yüzde 90 oranında yerini koruyan eski oyuncuları (2022 Dünya Şampiyonası kadrosundan Meryem ve Aylin dışında tüm oyuncular geniş kadroya çağırıldı) kaynaştırmak da önemli bir proje olacak.

Program

2023 Uluslar Ligi’nde ilk etap maçları 30 Mayıs-4 Haziran tarihlerinde Antalya ve Nagoya’da oynanacak. 13-18 Haziran tarihlerinde oynanacak ikinci etap maçları Hong Kong ve Brasilia’da. Finaller öncesi son etap ise Suwon ve Bangkok’da 27 Haziran-2 Temmuz tarihleri arasında. Her takımın 12 maç oynayacağı ilk tur maçları sonunda ilk 8 sırayı alan takım, Teksas’ın Arlington şehrinde 12-16 Temmuz tarihleri arasında oynanacak finallere yükselerek birbiriyle çapraz eşleşecek. Türkiye, maçlarını Antalya’dan sonra Hong Kong ve Bangkok’da oynayacak. Bir sonraki yazımız Filenin Sultanları’nın ilk etap maçları performansı ve takımların genel değerlendirmesi üzerine olacak. Herkese iyi seyirler.