Okurlarımızdan yoğun tepkiler geliyor. Neofaşist kanadın CHP'yi sağcılarla tahkim ederek, siyaseten 'abad' etme gayretlerine; bu dolayımla da, 'mümtaz' basının 'tetikçi' davranmasına tahammül göstermiyor okurlarımız...

Okurlarımızdan yoğun tepkiler geliyor. Neofaşist kanadın CHP'yi sağcılarla tahkim ederek, siyaseten 'abad' etme gayretlerine; bu dolayımla da, 'mümtaz' basının 'tetikçi' davranmasına tahammül göstermiyor okurlarımız... Haklılar... Epeyce tepki mektubu geldi. Nesnel habercilik, doğru ve tarafsız habercilik ve hatta dünyanın her yerinde geçerli 'habercilik' kavramına işaret eden mektuplar yazılarak, "Yalanla, talanla muhalefet iddiasını sürdürme gayreti" olarak nitelenen bu çabalara bir örnek vermek ve okurlarımızla paylaştığım(ız) görüşleri(mizi) buraya aktarmak istiyorum... Gerçekten ilginç; bir parti 'ana muhalefet' kalabilmek için olmadık yöntemleri kullanabiliyor... Hikmeti kendinden menkul sağcıları; ülkücü geçmişleriyle iftihar eden faşistleri, yıllardır her türlü sağ iktidarın ekmeğini yiyip 'nedamet' getiren dönmeleri bağrına basıyor... Kesinlikle iktidar olmak için değil, sorumsuz ve sorunsuz muhalefetin sığ limanlarında kalabilmek için çabalıyorlar... 'İktidarsız muhteris' bir liderlik, öküze benzemek isteyen kurbağa gibi, şişindikçe şişinip halkı kandırmaya çabalıyor... 4 Temmuz baskısında Cumhuriyet'in başyazarı Hikmet Çetinkaya, köşe yazısının sonlarına doğru şöyle diyor: "Baskın Oran ikinci bölgeden, Ufuk Uras birinci bölgeden bağımsız aday... Baskın Oran'a yoğun bir destek var, Ufuk Uras'a yok. Baskın Bey 'solcu' , Ufuk ise 'kötü solcu' kimilerine göre... ÖDP kendi içinde hesaplaşıyor... Baskın Oran'a destek, Ufuk Uras'a köstek politikası izliyor... Kimi aydınlar, edebiyatçılar, müzisyenler, Baskın Oran'la fotoğraf çektiriyor, Ufuk Uras'tan kaçıyor... Ufuk mu solcu yoksa Baskın Bey mi? İkisinin de amaçları ne? Baskın Oran ve Ufuk Uras'ın bağımsız milletvekili olarak Meclis'e girmesi depolitizasyonu kırar mı? Hayır!.. Depolitizasyon, TİP gibi bir sosyalist partinin Meclis'e girmesiyle (1965) kırılır... Türkiye sanki 12 Eylül'ün koşullarını yaşıyor 2007 yılında. DTP ve muhalif oylara bakılarak "solculuk" yapılıyor. DTP'li seçmenin hepsi solcu mu? DTP oylarını neden yüzde ıo'un üzerine çıkaramadı? ÖDP niçin 1965'teki TİP'in yerini alamadı? Aydınların, sanatçıların, emekçilerin birlikteliği neden siyasal harekete dönüşmedi?.. Asıl yanıt verilmesi gereken sorular bunlar!.. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69"

Soruların bazılarına; örneğin, ÖDP -ciddiye alınacak ölçülerde buluyorsa- elbette gereken yanıtı verir. Her iki bağımsız hocamıza ilişkin çalışan ekipler eşgüdüm içinde ve mantalite olarak aynı cisme ayni ismi veren kişiler... Yani, hepimiz 'yarin yanağından gayrı' heryerde, her şeyde hep beraberiz... Çetinkaya'nın dediği gibi Baskın Hoca'nın destekçileri gerçekten çok çalışıyor, ama 'Uras'a ilgi yok!' kısmına ilişkin şu gözlemi aktarmak, sanırım Çetinka-ya'ya aradığı yanıt olabilir. Kadıköy'de ıoo'ü bulan seçim bürosu; büro üzerinden çalışmalarını sürdüren pek çok değişik sol partiden gönüllü; partisiz ve pür bağımsız gönüllü ve barış aktivisti 'bağımsız tek sol aday' için çalışıyor...

Devletin kesesinden masraf edip (neredeyse uzaydan görülebilen ve insan eliyle yapılmış -Çin Seddi'nden sonra- ikinci eser olan!); her yere bayrak zincirleri asan 'al takke, ver külah partileri'bunun hesabını Meclis'te verecekler. Ama önce sandıkta... Halkı 'sol oyları bölmeyin' diye korkutarak, her seçim arefe-sinde tehdit edip oy toplayanlar, örgütlenen halkın tepkisini görecek..

Hadi biz de saat verelim:

22 temmuz gecesi, saat 22'de...