12 Eylül'ün askeri darbesinin mirası olan Devrimci Yol Ana Davası üçüncü defa sonuçlandı. Birçok sanığın hangi suçtan yargılandığı bile belli olmayan davada, 20 sanık hakkında müebbet hapis cezası verildi

İNAN GEDİK ANKARA
12 Eylül askeri davasının Türkiye'ye mirası olan Devrimci Yol Ana Dava-sı, 24 yıl sonra üçüncü defa sonuçlandı. 23 sanığın yargılandığı davada, 20 sanık müebbet, iki sanık da 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bir sanığın dosyası ise ayrıldı. Davaya konu olan klasörlerin sayısının ve sanıkların tam olarak neyle suçlandıklarının bilinmediği davada, avukatlar savunmalarını bile yapamadılar. 18 Ekim 1982 yılında Ankara Sıkıyönetim Mehkemesi'nde başlayan Devrimci Yol Ana Davası'nın karar duruşması dün Ankara 6'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya sanıklardan Turhan Yalçın Bürkey ile sanık avukatları Mehdi Bektaş, Ömer Kavili, İsa Ünal ve Çevriye Athakın katıldılar.

285 KLASÖR NEREDE?
Savunma yapmaları istenen avukatlardan Ömer Kavili, sanıklar hakkında suçlamaların yer aldığı klasörlerin sayısının tam olarak bilinmediği belirterek, "1996 yılında yapılan bir yazışmada dosyada 740 tane klasörün olduğu bildiriliyor. Bunların 465 tanesi Yargıtay'a gönderiliyor. Ardından mahkeme bize 750 klasör olduğunu söylüyor. 285 tane klasör nerede? Bugüne kadar bu açıklanamadı. Bunlar açıklanmadan ve tüm dosyayı incelemeden savunma yapamam," dedi.

Avukat Çevriye Athakın, müvekkili hakkında suçlamaların yer aldığı söylenen klasörü incelediğini ve hiçbir suçlamayla karşılaşmadığını, ancak diğer dosyaları inceledikten sonra savunma yapabileceğini söyledi. Müvekkili hakkında beraat kararı bile isteyemeyeceğini belirten Athakın, savunma yapabilmesi için süre istedi. Diğer sanık avukadarı da savunma yapabilmeleri için kendilerine süre verilmesini istediler. Mahkeme heyetinin bu talebi reddetmesi üzerine avukat Ömer Kavili, "Kişisel ahlakım ve meslek onurum gereği böyle faaliyette yer alamam," diyerek duruşmayı terketti.

KARAR: 20 MÜEBBET
Mahkeme heyeti, verdiği kısa bir aradan sonra kararını açıkladı. Karara göre, sanıklardan Cahit Akçam, Halil Yasin ketenoğlu, Bün-yamin İnan, Murat Parlakay, Turhan Yalçın Bürkey, Erdoğan Genç, Nuri Özdemir, Osman Nuri Ramazanoğlu, Hıdır Adıyaman, Nurettin Aytun, Emin Koçer, Hasan Ertürk, Yaşar Kanbur, Atalay Dede, Mehmet Akın Dirik, Melih Pekdemir, Celal Mut, Hilmi İzmirli, Mehmet Hassoy, Yusuf Yıldırım hakkında eski Türk Ceza Kanunu'nun 146'ıncı maddesi gereğince müebbet hapis, Hüseyin Aslan ve Veli Yıldırım yaş küçüklüğü nedeniyle 16 yıl hapis cezasına çarptırılırlarına karar verildi. Mahkeme sanıkların yattıkları süreyi gözönü-ne alarak tutuklanmalarına gerek olmadığına hükmetti.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Mahkeme heyetinin kararı açıklamasından sonra, sanık avukadarı müvekkillerinin neyle suçlandıklarını bile bilmediklerini belirterek dosyayı bir kez daha Yargıtay'a taşıyacaklarını açıkladılar. Yargıtay'ın sanıklar hakkında verilen cezayı onaylaması durumuda 22 sanıktan bazıları yıllar sonra hapis yatmak zorunda kalacak. Müebbet hapis cezası verilen sanıkların Şartlı Salıverme Yasası'ndan yararlanabilmeleri için sekiz yıl hapis yatmaları gerekiyor.

» 24 yıldır devam eden dava
DEVRİMCİ
Yol Ana Davası 12 Eylül darbesinin ardından 18 Ekim 1982 tarihinde açıldı. Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde 574 sanıkla başlayan davada birleştirilen dosyalarla sanık sayısı 723'e yükseldi. Sıkıyönetim Mahkemesi 17 Temmuz 1989 yılında yedi kişi hakkında idam, 39 kişi hakkında ömür boyu hapis, 346 kişi hakkında ise 2 ile 20 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları verdi. Yargıtay 11. Ceza Dairesi verilen cezayı az bularak 22 idam daha verilmesi istemiyle yerel mahkemenin kararını bozdu. Tekrar görülen davada yedi idam cezasına ek olarak iki idam daha, 20 müebbet hapis ve iki kişiye de 16 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Tekrar Yargıtay'a giden karar, bu sefer de idam cezasının kalkması nedeniyle bozuldu.

» Politik yargılama politik karar
DEVRİMCİ
Yol Ana Davası sanıklarından Cahit Akçam: Bizim hakkımızda müebbet hapis cezası veren mahkeme, dosyaya hakim değil ve hakkımızdaki suçlamaları bile bilmiyor. Aynı mahkeme 2002 yılındaki kararı da 'Yargıtay böyle isteği için' verdiğini açıklamıştı. Davaya konu olan klasörlerin sayısı bile belli değil. Tüm bunlar ortadayken mahkeme hukukun kurallarına göre değil de sadece bize ceza vermek amacıyla hareket etmiştir. Politik olarak açılan bir davadan politik bir karar çıkmıştır. Hukuksuzluğa karşı yıllardır sürdürdüğümüz hukuk mücadelesini bundan sonra da devam ettireceğiz. Kararı temyiz edeceğiz. Yargıtay'ın bu kararı bozacağına inanıyorum.