25 Kasım’da hak, adalet ve demokrasi için yürünecek
Fotoğraf: DİSK

Haber Merkezi

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Bayraklı Adliyesi önünde ‘Adalet Nöbeti’ başlattı. Nöbette konuşan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, 25 Kasım Cumartesi günü düzenleyecekleri ‘Demokrasi Yürüyüşü için çağrıda bulundu. Yılmaz, “Bu demokrasi, hak, adalet ve özgürlük yürüyüşü olacak. Bu, itibarsızlaştırılmaya çalışılan hukuk için mücadele, kadına şiddete, çevreye talana karşı bir yürüyüş olacak... Hak, hukuk ve adalet diyen herkesi yürüyüşümüze davet ediyoruz” dedi.

Bugün Bayraklı Adliyesi’ndeki ‘Adalet Nöbeti’nde buluşan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin eylemine çok sayıda avukat, meslek örgütleri ve sendikalar da katıldı. “Hak, hukuk, adalet”, “Susma, sustukça sıra sana gelecek”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarının atıldığı nöbette, “Siyasi iktidar, elini yargıdan çek”, “Hukuk skandalı değil, darbe girişimi”, “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir”, “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir” dövizleri taşındı. Nöbette konuşan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, şu açıklamayı yaptı:

“Adalet arıyoruz’ diyoruz ama adaleti dağıtmakla yükümlü mahkemeler kendi aralarında dahi bunu sağlayamıyorlar. Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa’nın emredici hükmüne rağmen bir milletvekilini tahliye etmedi. İtiraz üzerine de 4. Ceza Dairesi bu konuda karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Yani 3. Ceza Dairesi’nin kararını tartışmasız reddetti. Bunu anlamı şudur; yargı kendi içerisindeki sorunu halletmelidir. Eğer dışarıdan, siyasal iktidar tarafından bu sorunun çözülmesi gibi bir düşünce hayata geçirilirse o zaman siyasal iktidarın anlayışı doğrultusunda yapılacak bir düzenlemeyle karşı karşıya kalacağız. Bugün Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayan bir yargı anlayışıyla karşı karşıyayız. Mahkemeler ve hâkimler kararlarını ve sözlerini verdikleri sözlerle ifade ederler. Bu sözlerle ne kadar bağımsız ve tarafsız olduklarını gösterirler. Bugün gördüğümüz manzarada, verilen kararlarda ne yazık ki mahkemelerin ne kadar bağımlı ve taraflı olduklarını adeta haykırıyorlar. ‘Biz taraflıyız’ diyorlar, ‘Kulağımıza fısıldanan şeyleri yazarız, bize söylenen şeyleri yazarız, Biz AİHM kararlarını tanımayız’ diyorlar. Bizim mücadelemiz hukukun üstünlüğünden, kadın ve çocukların haklarından, doğadan, ötekileştirilen LGBTİ haklarınızdan yana. Bu ülkede yaşayan her yurttaş dini, mezhebi, siyasi görüşü ne olursa olsun Anayasa önünde eşit haklara sahiptir. Biz, bunun mücadelesini veriyoruz. Bu mücadele geçmişte olduğu gibi bugün ve bundan sonra devam edecek. Biz bütün yoldaşlarımızı, hak, hukuk ve adalet diyen herkesi cumartesi günü yapılacak olan adalet yürüyüşümüze davet ediyoruz.”