26 yıldır hakikatin peşinde mücadele

HABER MERKEZİ

Cumartesi Anneleri, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası kapsamında, 1995’te gözaltına alındıktan sonra cansız bedenlerine ulaşılan Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’u mezarı başında andı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Cumartesi Anneleri tarafından Gazi Mahallesi Mezarlığı’nda düzenlenen anmada, “Rıdvan’dan Hasan’a sürüyor, sürecek mücadelemiz” sloganları atıldı.


Baskı, işkence ve zulme rağmen mücadele

Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç, devlet içerisindeki taşeron örgütlerin gözaltında kaybetme suçunu işlediğini ifade etti. 26 yıldır adalet mücadelesi sürdürdüklerinin altını çizen Karakoç, “26 yıldır kayıplara ilişkin mücadele ediyoruz. Onların yolunda, izinde olduğumuzu ifade ediyoruz. 26 yıldır baskıya, zulme, işkence ve kaybedilme korkusuna rağmen bu mücadeleyi inatla sürdürüyoruz. Kardeşimin ve yoldaşlarının gözü arkada kalmasın. Mücadeleniz ilham kaynağımızdır” dedi.

“26 sene önce Hasan’ı bulduk, 26 senedir katillerin peşindeyiz” diyen Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak ise ağabeyinin 1995’te gerçekleştirilen Gazi Katliamı’nda direnenlerden birisi olduğunu hatırlattı. Ocak, adalet mücadelelerinde defalarca kez işkenceye, saldırılara uğradıklarını kaydederek “İğne ile kuyu kazar gibi hakikati ortaya çıkardık. Hakikat ortaya çıktıkça onlar yalan perdesine sığınıyorlar. Onlar önümüze polisle, copla, mahkeme ile çıkıyorlar. Hasan’ın katillerini ortaya çıkarmadıkça mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Hakikatlerin üstünü karartamazsınız” diye konuştu.

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ise gözaltına kaybedilenlerin dosyalarının zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmak istendiğini hatırlattı. Faillerin korunduğunu ve gözaltında kaybetme suçunun işlenmesine yönelik mekanizmaların ayakta tutulduğunu ifade eden Yoleri, şunları dile getirdi: “Acılar bitmediği, kayıplar bulunmadığı halde dosyalar kapatılarak hakikat gizlenmeye çalışılıyor. Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç şahsında adalet arayışının neden kıymetli olduğunun bir kere daha altını çiziyoruz. Adaletin sağlanması demek bir daha gözaltına kayıpların yaşanmaması demektir. Devleti bu politikayı uygulamadan vazgeçirecek bir toplumsa güce ihtiyacımız var.”