40 yıla atılan imza

Nagehan KARA

"Kırk Kapılı Oda: Günümüz Sanatçıları Sergilerinin 40 Yılı" sergisi Türkiye’deki güncel sanatın son 40 yılına atılan bir imza özelliği taşıyor.

Günümüz Sanatçıları sergileri, 1980’de Resim ve Heykel Müzeleri Derneği tarafından başlatılıyor. 2003 yılından itibaren ise Akbank Sanat iş birliğinde düzenlenmeye devam ediyor. Derneğin kuruluşundan itibaren kesintisiz bir akış izleyen Günümüz Sanatçıları sergilerinin kırkıncı yılı vesilesi ile düzenlenen ve Resim ve Heykel Müzeleri Derneği’nin 2018 yılında Salt’a devredilen arşivinden yola çıkarak hazırlanan serginin küratörlüğünü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, sergi konsepti ve sergileme tasarımını ise Bülent Erkmen üstleniyor. Kahraman’ın altını çizdiği üzere Erkmen’in sergi tasarımına göre, daha önceki sergilerden seçme işlerin gösterildiği bir sergi yapmak yerine “Salt Galata’da bulunan arşivi tek bir belgeyi bile göz ardı etmeden, dışlamadan, hiçbir ayıklamaya veya seçmeye tabi tutmadan” sergileme kararı alınır ve böylece arşivin belleğe dönüşümü mümkün olur. (1)

40-yila-atilan-imza-1089041-1.

Günümüz Sanatçıları sergilerinin ve Türkiye’de çağdaş sanatın son kırk yıldaki seyrine dair önemli bir dokümantasyon olarak okunabilecek sergide izleyiciyi karşılayan ilk iş, adeta küp formunda bir sergileme mekanı ya da bir sahne izlenimi uyandırıyor. Günümüz Sanatçıları ile bir şekilde yolları kesişen ve kırk yıllık sergiler tarihine katkı sağlayan 1147 kişinin adları okunurken bu isimlerin birer birer sahneye davet edildiğini hayal etmek mümkün. Hem seslendirilen hem de ışıklı yazılar halinde sahnede dönen adların birçoğu tanıdık, günümüz sanatında önemli yerler edinmiş kişilere ait. Işık ve sesle ortaya çıkan yerleştirme sergi süresince sürekli bir akış halinde devam ediyor. Kırk yıllık sergilerin gerçekleştirildiği mekanı, zamanın akışını, döngüsünü ve bu döngüde çağdaş sanat sahnesinde iz bırakan isimleri akıllara getiriyor. Sergilerde jüri, seçici kurul, küratör, sanatçı gibi farklı roller alan isimlerin, bugün aramızda olmayanlar da dahil, ses ve yazı ile temsil edilen varlıklarını hissedebiliyoruz.

Bir üst katta ise ses kayboluyor. Sesin yerini her biri numaralandırılmış 40 kapı alıyor. Her bir kapı ise bir yıla tekabül ediyor ve 1980’den itibaren düzenlenen sergilere açılıyor. Üzerlerine sergilerde emeği geçen isimler not edilmiş. Her bir kapıda yer alan dijital ekranlarda ise zamanın akışı gibi bir ritim içinde sürekli değişen belgeler, fotoğraflar, karar dosyaları, notlar, gazete kupürleri vb. görülüyor. Her yıla ait belgeler, kendi içinde bir döngüyle ekrandan sergi izleyicisine sunuluyor. Tüm ekranlar ise devam eden bir döngünün halkaları gibi, ayrı ayrı kapılar olarak sunulsa da, birbirine bağlanıyor ve 40 yıllık zamandaki akışı hissettiriyor. Bir kapıdan diğerine, arşiv belgelerinin akışı ile Günümüz Sanatçıları sergilerinin zaman içinde nasıl dönüştüğünü izlerken çağdaş sanatın seyrine dair de kapılar arasında bir yolculuğa çıkıyoruz.

40-yila-atilan-imza-1089042-1.

Hasan Bülent Kahraman’ın küratöryel metninde yer verdiği gibi kırk kapılı oda “belleğin labirentlerini saklıyor içinde. Her kapı bir serüvene ve gize açılıyor. Labirentte yol bulmak kadar kaybolmak da erdemdir.”

Sergi 19 Kasım’a kadar Akbank Sanat’ta ziyarete açık olacak.


(1) Kahraman, H. B. (2022, 27 Ekim) Bülent Erkmen’in “Kırk Kapılı Oda” tasarımı üstüne. https://t24.com.tr/k24/yazi/bulent-erkmen-in-kirk-kapili-oda-tasarimi-ustune,3947