Google Play Store
App Store

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ihtiyacharitası.org'un 'Bir Kira Bir Yuva' kampanyasına yapılan 50 milyon TL’lik bir bağışın Sedat Peker’e ait olduğu iddiasının ardından Peker’in eşi Özge Peker’den açıklama geldi. Özge Peker, bağışın kendilerine ait olmadığını belirtti ve Sedat Peker’in depreme ilişkin bir video çekmek için Birleşik Arap Emirlikleri makamlarına müracaatta bulunduğunu duyurdu.

‘50 milyonluk bağışı Sedat Peker yaptı’ iddiasına Özge Peker’den açıklama

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ihtiyacharitası.org, 10 kentte büyük yıkıma yol açan depremin ardından depremzedelerle dayanışma için 'Bir Kira Bir Yuva' kampanyasını hayata geçirdi. Dün Halk TV ekranlarında birçok ismin katılımıyla gerçekleştirilen yayında 50 milyon TL’lik bir bağışın Sedat Peker tarafından yapıldığına ilişkin iddia ardından Peker ailesinden açıklama geldi.

Kampanyada Savaş Ateş isimli bir yurttaş, bağışı kızları Lina ve Mina adına 50 milyon TL’lik bir bağış yaptığını açıkladı. Ateş, “Aile şirketi olarak, Yunanistan'dan BeyazSA olarak 50 milyon TL bağışlamak istiyoruz. Kızlarım Lina ve diğer kızım Mina, onların adına bu bağışı yapıyorum. Biz her zaman Türküz, Türkiye'nin yanındayız. Tekrardan Türkiye'de ölen aileler için onların acısı bizim acımız" dedi.

Sedat Peker’in kızlarının isminin Lina ve Mina olması, ayrıca Savaş Ateş isminin 30 Aralık’ta Ankara’da uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş ile benzerlik taşıması nedeniyle sosyal medyada bu kişinin Sedat Peker olabileceği öne sürüldü.

İddialar üzerine Instagram hesabından açıklama yapan Sedat Peker’in eşi Özge Peker, bağışın kendine ait olmadığını söyledi ve Peker’in depremle ilgili bir video çekmek için BAE makamlarına başvuruda bulunduğunu belirtti.

Özge Peker'in Instagram hesabından yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

"Eşim avukatları vasıtasıyla bir video çekerek deprem ile ilgili düşüncelerini belirtip üzüntülerini paylaşabilmek adına Birleşik Arap Emirlikleri makamlarına müracaatta bulundu. Ancak süreç biraz uzadığı için bazı kafa karışıklıklarını gidermek adına ben bu paylaşımı yapmayı uygun gördüm.

Depremin ilk gününden itibaren eşim tüm yakınlarını organize edip depremle ilgili çeşitli yardım çalışmalarını yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir.

Eşimin ismi geçen yardım organizasyonlarına katılan bütün herkes (TIR şoförleri dahil) gözaltına alınmış, haklarında ağır ceza mahkemelerinde davalar açılmıştır. Bu mahkemeler halen devam etmektedir.

Eşim yapmış olduğu çalışmaların kesintiye uğramaması için ismini görünür şekilde hiçbir yardım faaliyetinde kullanmamıştır.

Yaşam alanına çevrilmiş konteyner, seyyar tuvaletler, ısıtıcılar, mevsim şartlarına uygun kıyafetler, deprem bölgesindeki bazı havalimanları dahil birçok yerde sıcak yemek dağıtımı ve ayrıca deprem bölgesinde yaşayan güvendiği insanlar vasıtasıyla depremzedelere nakdi olarak para yardımı halen devam etmektedir.

Dün akşam saatlerinde Halk TV kanalında yapılan çok değerli bir yardım organizasyonunda bir bağışın aslında eşim tarafından yapıldığı sosyal medyada, bazı haber sitelerinde yer almıştır. Bu yardım eşime ait değildir. Ayrıca iyi niyetli de olsa bu yönde yapılan haberler gerekçe gösterilerek yapılan yardım organizasyonu ile ilgili savcılık tarafından araştırma yapılıp yardım paralarına tedbir koyma yoluna gidebilirler (Şaka yapmıyorum. Bir bilseniz nelerle uğraşıyoruz).

Eşimin deprem ile ilgili video çekme müracaatına olumlu cevap gelmesi halinde kendisinin daha detaylı anlatacağını düşünüyorum. Dün gece gerçekleşen değerli yardım organizasyonundan dolayı çok mutlu oldum. Ancak içimiz yangın yeri ve hâlâ ruhen kendimi toparlayabilmiş değilim.

Depremde hayatını kaybeden canlarımızın ailelerine tekrardan sabırlar diliyorum.”