'Vesayet demokrasisi'nin açık darbeye dönüştürülmesi için bahaneler arandığını söyleyen aydınlar, 'demokrasiyi yok etmeye yönelen her türlü müdahaleye karşı direnme hakkına sahibiz' dediler...

Genelkurmay Başkanlığı'nın internet üzerinden yayınladığı muhtıraya karşı 500 yurttaş ortak bildiri yayınlayarak, her türlü müdaheleye karşı direneceklerini ifade etti. Aralarında 67 gazeteci ve yazarın, 48'i profesör olmak üzere 132 akademisyenin, 35 hukukçunun, hekimlerin, sanatçıların ve çeşitli meslek dallarından kişilerin yer aldığı 500 yurttaş, demokrasiye yönelen saldırılara ve 'muhtıra'ya karşı bildiri yayınladı.

Adalet Ağaoğlu, Aydın Engin, Doğan Tı-hç, Etyen Mahçupyan, Gençay Gürsoy, Mehmet Güleryüz, Murat Belge, Murat Çelik-kan, Oral Çalışlar, Osman Kavala, Tanıl Bora, Ufuk Uras gibi aydınların imza attığı bildiride 27 Nisan muhtırasının kısıtlı olan demokrasiyi çok ağır bir şekilde yaraladığı belirtilerek, siyasetin silahların gölgesinde yürümesinin doğal karşılanmasının, siyasal yaşamın asker vesayeti altında olmasının kabul edilemez olduğu ifade edildi.

'AÇIK DARBEYE BAHANE ARANIYOR'
Muhtıranın demokrasiye yönelik açık bir tehdit ve yasalara göre suç olduğu ifade edilen bildiride, birçok alanda yaşanan krizin cumhurbaşkanlığının halk tarafından seçilmesiyle de aşılamayacağı dile getirildi.

"Yaşanan sorunların temelinde 1982 Anayasası ve onun kurguladığı rejim vardır" denilen bildiride, "Türkiye, içinde bulunduğu bunalımdan kalıcı biçimde çıkmak istiyorsa, bir an önce bu Anayasa'dan kurtulmalıdır. Ülkemiz; özgürlükçü, çoğulcu, barışçı, demokratik, laik anlayış ortak paydasında, hukukun uluslararası ilkeleri ve değerleri ile örülmüş yeni bir anayasaya kavuşmadıkça, keza seçim barajları kaldırılarak toplumun bütün kesimlerinin siyasal temsiline olanak tanıyan bir Seçim Yasası benimsenmedikçe, sürekli kriz üreten bu yapıyı ve krizden beslenen odakları etkisiz kılmak mümkün değildir. Oysa son günlerde yaşananlar, olması gerekenin tam aksine, 'vesayet demokrasisi'nin açık darbeye dönüştürülmesi için bahaneler arandığını gösteriyor. Bizler, laik cumhuriyetin muhtı-

ralara yaslanarak değil ancak daha fazla demokrasi içinde yaşatılacağına inanıyoruz. 'Ne mutlu Türküm demeyenler düşmandır' diyebilenlere yanıtımız açıktır: Bizler bu ülkenin sorumlu, duyarlı yurttaşlarıyız ve yaratılan bu ortamda asla mutlu değiliz. Özgür, demokratik, laik Türkiye'yi korumaya kararlı yurttaşlar olarak demokrasiyi yoket-meye yönelen her türlü müdahaleye karşı direnme hakkına sahip olduğumuzu açıkça belirtiyoruz" denildi. Birgün