YÖK'ün kuruluş yıldön

YÖK'ün kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım, 1981 yılından sonraki her sene olduğu gibi yine öğrenciler tarafından 'hatırlatıldı'.

Bugün protesto edilen YÖK elbette 12 Eylül darbesinin ardından kurulan YÖK değil, kurum birçok değişim geçirdi.

Bugün üniversitelerin geleceğine dair hem YÖK hem de hükümet tarafı bir dizi proje ortaya atılıyor. YÖK, 1415 Kasım tarihlerinde uluslararası katılımlı bir toplantıyla nasıl bir üniversite sorusuna cevap arayacak, Hükümet ise özel sektörün istekleri doğrultusunda bir üniversite için arayış içinde. Georgia Üniversitesi'nden Prof. Yücel Altunbaşak bu amaçla Başbakan'a bir öneriler dizisi sundu. Sabah Gazetesi'nin haberine göre bu önerilerin arasında: Öğretim üyelerinin şirketlere ortak olabilmesi ve teknokent işletebilme gibi öneriler de var.

Üniversite ve öğrenci camiası ise özerk-demokratik üniversitenin hayata geçebilmesi için öncelikle katılımcı bir tartışmanın gerçekleşmesi gerektiği konusunda birleşiyor.

6 KASIM EYLEMLERİ BAŞLADI
Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) kuruluş yıldönümü önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da çeşitli öğrenci grupları ve sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edildi. Taksim Tramvay Durağı önünde bir araya gelen 40 kişilik ESP üyesi grup burada bir basın açıklaması yaparak ve YÖK'ü ve 12 Eylül'ü protesto etti. Pankart ve dövizler eşliğinde basın açıklamasını okuyan Figen Yüksektepe, ''12 Eylül 1980 askeri müdahalesinin ardından öğrenci gençliğini baskı altında tutmak amacıyla kurulan YÖK, bugün de bu misyonunu sürdürmeye devam ediyor. Bu nedenle tüm demokratik kurum ve kişileri YÖK'e karşı mücadele yürüten öğrenci gençliğin yanında yer almaya çağırıyoruz'' diye konuştu.

Öte yandan Galatasaray Meydanı' nda bir araya gelen ve Proleter Devrimci Gençlik adlı gruba üye olduklarını söyleyen 5 kişi de YÖK'ün, 12 Eylül'ün baskıcı politikalarının üniversite gençliği üzerindeki yansıması olduğunu ifade ederek bir basın açıklaması yaptı.

Devrimci Sosyalist Gençliik ve Genç Direnişçiler'de Kadıköy İskele Meydanı7nda 12 Eylül yönetimi ve YÖK aleyhinde basın açıklaması yaptılar.

İZMİR'DE FUTBOLLA PROTESTO
İzmir'deki çeşitli üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler, Yükseköğretim Kurumu'nu (YÖK) protesto etmek için ilginç bir yöntem kullandı. YÖK ve kendileriyle ilgili meselelerin medyada hiç yer bulamadığını düşünen öğrenciler, Türkiye'de en çok konuşulan konuların futbol ve futbolcular olması sebebiyle üzerlerine futbol forması giyerek Anelkalı, Emersonlu bir takım kurdu. Konak Meydanı'na formalarıyla çıkan öğrenciler, meydanda futbol gösterisi sundu. Güzel havayı fırsat bilip haftasonunu dolaşarak geçiren İzmirliler de öğrencilere destek verdi. Öte yandan kendilerine üniversite öğrencileri adını veren bir grup, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)'nu protesto için tüm öğrencileri 9 Kasım'da Beyazıt'ta yapılacak gösteriye davet etti. Volkan Şahin Özgür Gürleyen / İstanbul

YÖK’ün yıldönümünde üniversite sorunu
Tahsin Yeşildere (Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı): Aslında YÖK'ün kaldırılmasına yönelik düzenlemeleri yapmak hükümetin acil eylem planında vardı. Bugüne kadar böyle birşey gerçekleştirilemedi. Mümkün olacağını da sanmı yorum. Onlarda böyle bir yapı yok çünkü kendi siyasal tercihleri noktasında bir düzenleme düşünüyorlar. O zaman da yapılmak istenen düzenlemeler kilitleniyor. 23 yıl aradan sonra YÖK ilk defa böyle bir sempozyum düzenliyor ve akademik özerklik ve bilim özgürlüğü tartışılacak. Burada şunu görüyoruz; YÖK demek ki elindeki yasalarla maddelerle akademik özerkliği yeterince sağlayamadığı ve bilim özgürlüğünün Türkiye'de yeterince oturtulmadığı nı resmen onaylamış oluyor bana göre. Bu anlamda olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Ama YÖK'ün yaptığı toplantı bana göre kapalı bir toplantı, bu aslında akademik çevrelerde tartışılması gerekiyordu. Üniversitelerin özerkliğine ilişkin ne tür düzenlemeler yapılacağı akademik çevrelerde özgürce tartışılıp bu doğrultuda sonuçlar ortaya konulmalıydı.

Alaaddin Dinçer (Eğitim Sen Genel Başkanı): AKP'nin reformdan anladığı kamusal alan ne varsa özelleştirmek ve pazarlamak, piyasaya açmak. Nasıl ki Türkiye'nin dört bir yanını uluslararası tekellere pazarlıyorsa eğitim ve bilim alanı nı da pazarlamaya üniversiteleri piyasaya açmaya çalışıyor. Özelikle yabancı sektörün, yabancı sermayenin Türkiye'de eğitim alanına yatı rım yapmasını kolaylaştırmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan ise mevcut kurulu YÖK düzenini korumaya yönelik çalışmalar yürütüldüğünü düşünüyorum. Kendi durduğu yerden kendisinin sahiplandiği politikalardan taviz vermemeye çalışıyor. Bu anlamıyla YÖK'ün ortadan kaldı rılmış olması üniversitelerin modernleştirilmesi için yeterli değil.

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Ufuk Uras: Gerek öğretim üyeleri derneği gerekse eğitimsen alternatif çözüm önerileri var. Tüm siyasi partiler bu güne kadar YÖK ile ilgili düzenleme yapacaklarına dair vaatler verdiler ama bir değişiklik olamadı. AB ile olan ilişkilerde ilk ele alınacak olan temanında bilim ve araştırma konusu olması belki bu sürecin hızlanmasında faydalı olacaktır. Bu konuda iki değişik proje var. Bunlardan bir tanesi üniversiteleri kendi dışındaki amaçlara ve ticari ilişkilere yönlendiren bir proje. Bu uzun zamandır TÜSİAD'ın önerdiği eğitim reformunun bir parçasıydı. Burada önemli olan kamusal işlevi olan bilimsel faliyetlerin aşağıdan yukarı bütün çalışanların ve emekçilerin denetimine tabi olduğu özerk demokratik bir üniversite yapılanması üzerinden yürütmek gerektiğidir.