1938 yılında Erzincan Zini Gediği’nde katledilen ve kemikleri yakın zamana kadar açıkta bulunan 95 kişi için Munzur Dağları’na anıt mezar yapıldı

76 yıl sonra mezarları olacak

NURCAN GÖKDEMİR

Dersim Katliamı’nın ardından 1938 yılında Erzincan Kılıçkaya Köyü Zini Gediği’nde katledilen 95 yurttaş için 76 yıl sonra anıtmezar yapıldı. 8 Ağustos’ta Kılıçkaya Köyü’ndeki anmanın ardından Munzur Dağları üzerinde 3 bin 200 metre yüksekteki katliam çukurunda anıt mezarın açılışı yapılacak. Erzincan ile Dersim arasındaki Zini Gediği’nde Erzincan’ın köylerinden toplanan Dersim kökenli, aralarında ortaokul öğrencisi ve yaşlıların da bulunduğu 95 Alevi yurttaşın katledilmesinin üzerinden 76 yıl geçti. Yasak bölge olduğu için ancak 1950’de katliam yerine gidebilenler burada sevdiklerinin kemikleriyle karşılaştı.
Uzun yıllar sadece kulaktan kulağa fısıldanan bu katliam, Zini Gediği İnisayitifi’nin çabaları sonucu ancak 2011 yılında yargıya taşınabildi. Katliamda babasını kaybeden Canpolat Yakar, Erzincan Başsavcılığı’na 9 Eylül 2011 tarihinde “Toplu mezarların açılması ve naaşların teslimi” istemiyle başvurdu. 20 gün sonra Erzincan Savcısı Mehmet Can Mıhçı, yaşananların “asayişe ilişkin bir olay” olduğu, soykırım olarak tanımlanamayacağı ve zamanaşımına girdiği gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Dava, iç hukuk yolları tükendiğinden 2012 sonunda AİHM’e taşındı.


ANMA 8 AĞUSTOS’TA
Katledilen yurttaşlar 2011’den bu yana her yıl kurşuna dizilmek için yola çıkarıldıkları Kılıçkaya Köyü’nde anılıyor. Bu yıl 8 Ağustos’taki törende, köyün çıkışına yerleştirilen meşale görünümlü anıtın yanı sıra Kılıçkaya’dan uzun bir yürüyüş sonucunda ulaşılabilen katliam yerindeki anıtmezar da katledilenlerin yakınları, yurttaşlar, siyasiler, sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılacağı törenle açılacak.
Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun yaptırarak Kılıçkaya Köyü’ne armağan ettiği yapı, acılar içinde kavrulan insan bedenlerini simgeleyen ve mum yakarak anma olanağı sağlayacak demir bir konstrüksiyondan oluşuyor.

***

Kulaklara fısıldanan katliam

Zini Gediği İnisiyatifi’nin “Kulaklara fısıldanarak bugüne ulaşan katliamın öyküsü ve anma etkinliği daveti’’ şöyle: 1938 yılı yaz ayları, Harman Zamanıdır. Dersim kırımını yapacak askeri komutanın bir ayağı Erzincan’a bağlı Surbahan/Kılıçkaya köyünde üslenmiştir. Surbahan’dan ve çevre köylerden toplanan ve hepsi de Alevi ve erkek olan 100’e yakın masum köylü üç gün Eyüp Ağa’nın ahırında tutulur. Aralarında şehir esnafından Yağcı Ali, Murtaza Ali, şoför Şükrü, ortaokul öğrencisi Hüseyin Gökdemir, Rüştiye Mezunu Süleyman Gökdemir, köyün muhtarı Halil İnce dahil, her yaş ve meslek grubundan insanlar vardır. İplerle birbirine bağlanarak askerlerin gözetiminde dağa doğru başlatılan bu yolculuk 3 bin 200 metre yükseklikte Ovacık sınırlarında “ıssız” bir yer olan Zini Gediği’nde son bulur. Getirilenlerin hepsi burada öldürülür. Cesetler açıkta, tozun toprağın içinde öylece bırakılır. Katliama maruz kalan köyler (Mollaköy, Surbahan, Kismikor, Balıbey, Mağaçur ve Girlevik) ve katledilenlerin tamamı yaklaşık 200 yıl önce Pulur’dan (Ovacık) gelip yerleşenlerden oluşmaktadır. Bu ıssız dağlarda 100’e yakın köylü katledilirken, aileleri de bilemedikleri bir yolculuğa; sürgüne zorlanmışlardır. Bu kırımı hatırlatmak,  katledilen atalarımızı anmak üzere herkesi 8 Ağustos’ta Erzincan Kılıçkaya’daki etkinliğe davet ediyoruz.’’