Hapishanedeki tutuklu sayısı 100 bine ulaşırken, çocuk sayısı da arttı. Meclis’e sunulan bir yasa teklifinde 15 yaş altıve 15....

Hapishanedeki tutuklu sayısı 100 bine ulaşırken, çocuk sayısı da arttı. Meclis’e sunulan bir yasa teklifinde 15 yaş altıve 15 yaş üstü çocukların yargılanmasıyla ilgili TMK’nin 9. ve 13. maddelerinin kanundan çıkarılması öngörüldü
ÇAYAN ETHEM

Türkiye hapishanelerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 100 bin rakamlarına ulaşırken son yıllarda hapisteki çocukların sayısı da arttı. Hukukçular, hapisteki çocuk sayısının artmasının en önemli nedenlerinden biri olarak, çocukların da Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamına alınması olduğunu söyledi.
DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır ise TMK kapsamından çocukların çıkarılmasını öngören kanun teklifini, TBMM Başkanlığı’na sundu. Son üç yılda tutuklanarak hapishaneye konulan 1000’den fazla çocuğu ilgilendiren yasa teklifi, 15 yaş altı ve 15 yaş üstü çocukların yargılanmasına ilişkin düzenlemeleri içeren TMK’nin 9 ve 13. maddelerinin kanundan çıkarılmasını öngördü.
DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın yasa teklifini değerlendiren hukukçular, teklifin hazırlanmasını ve içeriği bakımından güzel bir gelişme olarak değerlendirirken, teklifin TBMM’nde kabul edilip bir an önce hayata geçirilmesini gerektiğini belirtti.
Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları’nın çalışmalarına destek veren hukukçulardan Reyhan Yalçındağ, Sabri Kuşkonmaz, Akif Kurtuluş, Hatice Uçum, Nalan Erkem, Neslihan Tüzel, Sibel Eraslan, Tahir Elçi, Ümit Kardaş, Yusuf Alataş’ın DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın TBMM Başkanlığı’na vermiş olduğu yasa teklifine ilişkin değerlendirmelerini şu sözlerle açıkladı.

REYHAN YALÇINDAĞ
Çocukların yargılanmaları ve aldıkları cezalar meselesi, cezaevlerinde tutuldukları koşullar, vb artık bir trajediye dönüşmüş durumda. AKP'nin hükümete geldiği ilk yıllarda yaptığı kısmi bazı pozitif yasal değişiklikler, son yıllarda ‘kaşıkla verdiğini kepçeyle geri almak’ biçiminde hızla ve acımasız bir biçimde ‘negatif’ olarak değişti.
TMK ile ilgili bölüm, çocukları etkilemesi bakımından DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın hazırladığı yasa ele alınmış zaten. Özellikle Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne vurgu da bu anlamda önemli ve yeterli bence. Bu teklif bakımından söylenmesi gerekenler söylenmiş ve iyi hazırlanmış.
Ancak mesele sadece TMK ile bitmiyor. Örneğin son birkaç günde Adana’daki çocuklara 25 yıla varan cezalar, dayanağını TCK'nın 220/7 maddesinden alıyor.  O da şu: ‘Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.’
Eski TCK 169. madde yardım-yataklık fillini düzenliyordu ve 3 yıl 9 ay en ağır hadden verilen cezaydı. Oysa yeni TCK bu durumu korkunç ağırlaştırmış. Cebinde bilye bulunması, yasadışı slogan attığın anlamına gelen ağzının açık olduğu ya da zafer işareti yaptığın fotonun olması, eylemde bulunan bir polisin tanıklık ifadesi, vb on yıllara varan cezalar...
O nedenle küçücük bir çocuğun ‘örgüt üyesi olmasa bile üye gibi cezalandırılır’ maddesiyle ağır cezalar almasına neden olan bu maddenin de en kısa zamanda ele alınarak iptalinin istenmesi gerekir diye düşünüyorum.

SABRİ KUŞKONMAZ
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, biçimsel bir kurallar bütünü değil, içeriğin temel alındığı bir metindir. İçerik de son derece açıktır; Çocuğun korunması. Çocuğun korunmasında, metnin içeriğine uygun bir hukuksal sonucun, hukuksal/yargısal pratiğin elde edilmesinde temel kalkış noktası yine bu sözleşmenin ruhudur. Sorun bir usul uygulaması değil, içerik uygulamasıdır. Ülkemizde ise, gerek TMK hükümlerinde gerekse daha çocuk mahkemelerinin kurulmasında bir normatif yaklaşım yanlışlığı/hatası yapılmaya başlanmıştır. Örneğin Çocuk Mahkemeleri için biçimsel anlamda özel mahkemelerin çalışma yerlerinin, genel mahkemelerden fiziki ayrılığının da olması gerekirken, bizim uygulamamızda bu gerekliliğe uyulmamıştır. Mahkemelerin halen çalışmakta olduğu binada, fikri mülkiyet davalarına bakan mahkemeler ile bir arada bir yargılama uygulaması başlatılmıştır. Böylesi özen gerektiren ve içeriğin ve ‘ruhun’ önemli olduğu uygulamalarda, fiziki olanaksızlık gibi bir mazeret söz konusu olamaz. Bu mazeret, imzalanan sözleşmeye ve dolayısıyla iç hukuk normlarına ve Anayasa’ya aykırıdır.
Mahkemelerin kuruluş aşamasındaki biçimsel/normatif yaklaşım hâlâ sürmektedir. Terörle Mücadele Kanunu 9. ve 13 maddeleri bu anlamda Sözleşme’nin ana amacına, ‘ruhuna’ aykırıdır öncelikle. Bu ise aynı zamanda Anayasa’ya aykırılık sonucunu doğurmaktadır.

AKİF KURTULUŞ
Bu çocuklar, TMK kapsamında Ağır Ceza Mahkemeleri'nde yargılanıyor. Esasen bu çocuk adalet sistemi içerisinde kabul edilemeyecek bir durum; ancak kanun gereği maalesef böyle bir sorun var.
Dosyanın Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ne gitmesi iki açıdan önemli; birincisi olay ‘terör örgütü üyeliği’ kapsamından çıkmış oluyor, ikincisi sonuçta Çocuk Ağır Ceza Mahkemeleri çocuk yargılaması konusunda uzman, bünyesinde uzman sosyal çalışma görevlileri barındıran mahkemeler. Bu bağlamda yargılamaların -en azından teorik olarak- daha çocuk odaklı olacağını söylemek mümkün.
Ceza miktarı bakımından, yukarıda belirttiğim ‘terör örgütü üyesi’ olmama kısmı bir etken. Fakat onun dışında; TCK 31. maddedeki indirimler dava ister Ağır Ceza isterse Çocuk Ağır Ceza'da görülsün uygulanmak durumunda. Ayrıca, yetişkinlerden farklı olarak, dava şimdiki (özel yetkili) Ağır Ceza'da görülse dahi; çocuklar hakkında (CMK 231/5'e göre) Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması uygulanabilir. Neticeten, zaten bu çocukların yaşadıkları ortam vs gibi etkenler de dikkate alındığında bu çocukların özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nde yargılanmasının kabul edilebilir bir tarafı yok. O nedenle, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi seçeneğini her durumda zorlamak gerekli diye düşünüyorum. Yani bu talep, kabul görmese bile ‘olması gereken’ açısından çok gerekli ve anlamlı olacaktır.

HATİCE UÇUM
DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır'ın değişiklik önerisi yerindedir. Desteklenmesi gereken bir girişimdir. Ancak çocukların ceza hukuku bakımından korunabilmesi için cezalandırma ve ceza çektirme sürecine ilişkin değişikliklerle tamamlanması gerekir. Ceza hukuku bakımından çocukları korumak için üç temel ilkeye dikkat etmek gerekir.
Birincisi çocuklar suç mağduru olmamalıdır.
İkincisi suç işleyen çocukların yargılanması yetişkinlerden farklı olmalıdır.
Üçüncüsü de her hangi bir suçtan ceza alan çocuğun cezasının çektirilmesi yetişkinlerden farklı koşullarda olmalıdır.
Terörle Mücadele Yasası kapsamında suçlanan, yargılanan ve ceza alan çocukların durumu bu üç ilkeye dikkat edilerek değerlendirilmelidir.

NALAN ERKEM
Söz konusu yasa değişiklik teklifi bence de çok olumlu  bir girişim. Umuyorum yeterli destek mekanizmalarını harekete geçirmeyi başarırız ve değişiklik gerçekleşir. Metin yeterli gerekçe üzerinde  gerekenli değişiklikleri içeriyor bana göre de.
Bu yasa değişikliği çocukların çocuk adalet sistemi içinde kalmalarını sağlamak açısından yeterli görülebilir. Ancak TCK 220, 314. maddesi gibi maddeler değişmeksizin ve ortada Ceza Genel Kurulu  var iken yargılanan çocukları haksız ve hukuk dışı ağır cezalar almaktan korumaz. Bunu unutmadan belki ilk adım olarak ve aciliyeti de göz önünde tutarak değişiklik önerisini desteklemek gerektiğini düşünüyorum. Bu değişikliği gerçekleştirmek için tüm gücümüzle çalışıp ikinci adımda da TCK’daki diğer  hukuka aykırı maddelerin değişimi için çalışmalıyız derim.

NESLİHAN TEZEL
Uluslararası mevzuatta eğilim, çocukların eylemleri ‘suç’ teşkil etse bile eylemlerin yargılama dışı yollarla halli iken; ülkemizde çocukların özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde ve yetişkinlerin bile adil yargılanma hakkını ihlal eden TMK kapsamında yargılanıp ‘ceza’larının infazları söz konusu iken, bu vahim durumun izalesi maksadıyla yapılan her girişim eksik de olsa sonuna kadar desteklenmelidir. Bu bağlamda, önergeyi en azından TBMM'de durumun dillendirilmesine vesile olmasından dolayı destekliyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Meslektaşlarımın önerisi doğrultusunda kurulması muhtemel  komisyonda, bir sonraki adıma zemin teşkil edecek kapsamlı bir önerge taslağı hazırlanabilir. Anayasanın 90.madde düzenlemesine rağmen malum YCGK içtihadını üreten zihniyete kamuoyu baskısı hissettirecek türden komisyon çalışmalarının ve lobi etkinliklerinin de önemli olduğunu belirtmek isterim.

SİBEL ERASLAN
Teklifi hazırlayan Sevahir Bayındır hanımla aynı politik görüşleri paylaşmıyorum. Ama burada konu politik görüşler değil, hukuk devletinde çocuk olma hakkı ile ilgili olarak konuşuyoruz. Bir hukukçu ve anne olarak, çocuklarımızın yarınlarımız olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımızın hukuk güvenliği içinde yaşamaları en az biz yetişkinlerin hukuk güvenliği kadar önemli.
Çocukların Terörle Mücadele Kanunu kapsamında Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanıyor oluşu, ‘doğal yargıç’ ilkesine aykırıdır. Çocuklar, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanırlarsa, hem doğal yargıçları önünde hukuk arama imkânına kavuşurlar, hem de mahkemenin bünyesinde yer alan sosyal uzman ve çocuk yargısı konusunda ihtisas yapmış görevliler bağlamında gerek toplumsal vicdana gerekse çocuk haklarına uygun bir yargılamaya kavuşurlar.
Burada ikinci konu Terörle Mücadele Kanunu 9. ve 13. maddelerin, Anayasa 90. maddenin atıf yaptığı Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çatışması halidir.
Uluslararası imzalanmış sözleşmeler ile kanunların çatışkı yaşadıkları hallerde, Anayasa 90. maddenin hakemliği bizi zaten imzalanmış uluslar arası sözleşmeye yöneltiyor. Dolayısıyla TMK 9. ve 13. maddeler kaldırılmadığı takdirde bile zaten çocuklar için gidilmesi gereken mahkeme Çocuk Ağır Ceza Mahkemeleridir.

TAHİR ELÇİ
DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ı tebrik etmek isterim. Önerge ve gerekçesi iyi hazırlanmış ve katıldığım görüşlerdir. Daha önce de dile getirdiğim gibi, 3713 sayılı Yasada değişiklik ve ulusal mevzuatın uluslararası normlarla uyumlu hale getirilmesi son derece önemli olmakla birlikte, tartışma konusu ağır cezaların asıl kaynağı olan TCK'nin 220/6 ve bu maddeyi yorumlayan (keyfiliğe varan genişlikte) Ceza Genel Kurulunun bilinen İçtihadını önleyecek yeni bir düzenleme yapılmadığı takdirde, 3713 sayılı yasada yapılacak bir değişikliğe rağmen sorun varlığını sürdürecektir. Diğer bir ifadeyle bu kez çocuklara özel Yetkili ACM’ler yerine Çocuk Mahkemeleri aynı cezaları vereceklerdir.

ÜMİT KARDAŞ
Sayın Bayındır'ın verdiği kanun teklifini gönülden destekliyorum. Terörle Mücadele Kanunu bu kanun kapsamına girmeyen yurttaşlarla giren yurttaşlar arasında cezaların ağırlığı ve cezaların kişiselleştirilmesi bakımından eşitsizliğe yol açmaktayken bir de çocukların bu kapsam içine alınması çocuklar bakımından durumu daha da ağırlaştırmaktadır. Mevcut durum sözleşmeye, anayasaya, evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır. Ancak TCK 220/6 maddesinin uygulanmasına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararının sonuçlarını ortadan kaldırmak üzere TCK'da bir değişiklik yapılması da gerekmektedir.

YUSUF ALATAŞ
Öncelikle Şırnak Milletvekilimiz Sevahir Bayındır'ın hazırlamış olduğu yasa teklifi konusunda çok sayıda hukukçunun görüşüne başvurulmasını son derece önemli ve olumlu buluyorum. Yasa önerisini ve hukukçu arkadaşlarımızın önerilerini dikkatle okudum. Yasa önerisinin titiz bir çalışmanın ürünü olduğu açık. Başta Sevahir Hanım olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederim. Benim yapabileceğim tek katkı, bu önerinin yasalaşmasını dilemekten ibaret. Bazı arkadaşların Beijing Kuralları'na bir şekilde değinilmesi önerisine ben de katılıyorum.