Google Play Store
App Store

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün AB ile ilişkileri koparma sinyalleri verdi. Uzmanlar, AB ile Türkiye arasındaki en büyük engelin iktidarın uyguladığı siyasal ve ekonomik politikalar olduğu görüşünde.

AB önceden bitirmişti

Caner Türkmen

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün BM Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere ABD ziyareti öncesi yaptığı açıklamada Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopma gayreti içerisinde olduğunu belirtti. Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye hakkında hazırladığı raporu eleştiren Erdoğan, ‘AB’den gerekirse koparız’ ifadelerine yer vermişti. AP raporunda geçen ‘Türk hükümeti yönünü değiştirmeli’ maddesini görmezden gelen Erdoğan, ülkenin can alıcı sorunlarına ise değinmedi, ilişkileri koparma sinyalleri verdi.

Erdoğan’ın bu söylemlerini, Türkiye AB Derneği eski Genel Başkanı Prof. Dr. Haluk Günuğur ve AB uzmanı Can Baydarol BirGün’e değerlendirdi.

İLİŞKİLER ZATEN KOPUK

Erdoğan’ın söylemlerine karşın Günuğur, “Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği aslında bir çağdaşlık projesidir. AB bu çağdaş değerler bütünüdür, Atatürk’ten bu yana bizim hedefimiz muhasır medeniyetler seviyesine bu ülkeyi çıkartmaktır. Günümüzde muhasır milletler topluluğu da AB’dir. Dolayısıyla bizde Avrupa’nın bir parçası olmak için AB’ye girmeye çalışıyoruz” dedi. Günuğur sözlerine şöyle devam etti: “İlişkileri kesin. Avrupa zaten mutlu olur. Zaten şu an kopmaya yakın bir pamuk ipliğinde ilişkiler. AB bundan çok evvel, zaten Türkiye’deki bu anti-demokratik yapı ve insan hakları konuları nedeniyle ilişkileri kopartmış gibi gözüküyor. Bundan sonra kopsa ne olur, kopmasa ne olur? İlişkiler zaten fevkalade kötü.” Günuğur, Türkiye’nin AB üyeliğine karşın İsveç’in NATO’ya girmesi teklifini de şu sözlerle değerlendirdi: “Elma ile armudu karıştırmamak lazım. NATO bir askeri örgüttür, bir Avrupa örgütü değildir. Bünyesinde Avrupa dışından üyelerde var, ABD ve Kanada gibi. Hâlbuki AB; salt Avrupa bütünleşmesini, ekonomik entegrasyonla yola çıkarak yavaş yavaş siyasi bütünlükle sağlamak ve belki ileride Avrupa Birleşik Devletleri kurmaya gidecek olan bir modeldir. Bu ikisini birbirine karıştırdığınız zaman zaten çuvallarsınız. NATO kozunu oynamak ve AB ile müzakereleri başlatıp tam üyelik stratejisi oynamak fevkalade yanlıştır. İki örgütün niteliğinin ne olduğunu bilmeyen insanların ancak ortaya atabilecekleri bir girişimdir. İki örgütün ağırlıkları da farklı, bunun hiçbir kıymeti yoktur. İnsanlar gülerler, komik olmamak lazım. Bu Türkiye’nin ciddiyetini de ayaklar altına alıyor.”

KÖTÜYE GİDİŞ SÜRECEK

AB uzmanı Can Baydarol ise Erdoğan’ın söylemlerine ilişkin, “Türkiye’nin AB’den uzaklaşması ve hukukun üstünlüğüne saygı göstermemesi gibi görüntüler, Türkiye ekonomisini daha da bozacak. Merkez Bankası faizi artırmaya devam edecek fakat yapısal reformlar yapılmadığı için yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelmeyecek. Türkiye’nin de şu an sıcak paraya ihtiyacı var. Ekonomi bozulmaya devam edecek, seçimler de yaklaştığı için para basılacak ve enflasyon artacak. AB ve onun değerleriyle ilişkileri kesmek, demokrasinin tamamen önünün tıkanması ve ekonomideki kötüye gidişin sürmesi anlamına gelir” dedi.