Sosyalist Küba, bir yandan salgınla diğer yandan da ABD ambargosuyla mücadele ediyor. Kendi aşısını üreten Küba, ambargo nedeniyle ‘şırınga’ya erişemiyor.

ABD ambargosu salgın dinlemiyor

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Kıtanın güneyinde, kendi aşısını üretebilen ilk ülke olan Küba’da, ABD’nin uyguladığı ambargolar nedeniyle şırıngaya erişim sağlanamıyor. Aşılama için hayati öneme sahip olan şırınga tedariki için uluslararası kampanyalar düzenlense bile yeterli değil. Küba’nın ülkenin tamamına aşı yapabilmek için 20 milyon şırınga eksiği bulunuyor.

HER ŞEYE RAĞMEN 5 FARKLI AŞI GELİŞTİRDİ

Pandeminin başından beri Küba sadece koronavirüsle değil aynı zamanda ekonomik ambargoyla da boğuşuyor. Küba salgından kötü ilgilenen birçok ülkeye doktor ve hemşireleri göndererek, dayanışmanın en iyi örneklerinden birini sergilemişti.


Tüm bunların yanında Küba, ülkede laboratuvar malzemeleri ve denek yetersizliğine rağmen şu ana kadar beş farklı tür aşı geliştirmeyi başardı.
Salgının başladığı ilk günlerde Küba’ya solunum cihazı satan İsviçreli şirket, ABD tarafından satın alınmış. Daha sonra ülkeye solunum cihazı satan iki İsviçreli şirket de ABD tarafından satın alınarak, cihazların ithalatı tamamen durma noktasına gelmişti. Fakat Kübalı mühendisler ülkenin kendi solunum cihazı modellerini geliştirerek bu sorunun üstesinden bir şekilde gelmeyi başardılar.

Ancak şırınga konusu adada üretimle aşılabilecek bir sorun değil. CounterPunch sitesinde yayımlanan bir yazıda, ülkenin buna yatkın bir altyapısı bulunmaması da en büyük nedenlerden biri. Bu zor zamanlarda şırınga eksiğine karşı ülkeyle dayanışma kampanyaları sürdürülüyor, ancak bu da yeterli olmayabilir.

TÜM EKONOMİK İLİŞKİLERİ KAPSIYOR

Küba’nın ekonomik ambargolarla mücadelesi yeni değil. 1960 yılında ilk kez ekonomik ambargolar uygulanmaya başladığında, ABD’li diplomat Lester Mallory, bu uygulamanın Kübalıları isyan ettirerek iktidarı devirmeye yeteceğine emindi. Fakat geçtiğimiz 50 yıl, Küba halkının dayanışma ile bütün kısıtlamalarla topyekun mücadelesini de gözler önüne serdi.

Ambargo uygulamaları, ülkeye çok temel ihtiyaçların girişini engelliyor. Yakıt, gıda gibi temel ihtiyaçların tedariki, ambargo sebebiyle güçlükle sağlanabiliyor.
1960 yılında başlayan ambargolar, 32 yıl boyunca Amerikan ürünlerinin Küba’ya satışının yasağı ile ilerlemişti. Ancak 1992 yılında çıkarılan Küba Demokrasi Yasası ile ambargo Amerikan ürünlerini de aşarak Amerikan şirketleriyle ortaklığı bulunan yabancı şirketleri de kapsamaya başladı. Yasa ile ABD Hazine Bakanlığına, şirketlerin lisanslarını engelleme yetkisi getirildi.

1990’lardan beri Hazine Bakanlığı Küba’ya ambargoyu genişletebilmenin yeni yollarını bularak, Bakanlığa bağlı Yabancı Varlıkların Denetimi dairesi, ABD’de şubesi bulunan, Amerikan ortakları olan ya da Amerikan doları ile işlem yapan şirketleri, Küba’yla ticaret yapmaktan alıkoydular.

Dünyada şırınga üretimi yapan 8 büyük şirketten 3’ü doğrudan ABD şirketi. Diğer beş şirketin ise ABD’de ortaklıkları bulunuyor. Bu yüzden de Küba’ya şırınga satışı yapmalarının önünde ciddi bir engel bulunuyor. Örneğin, Alman Braun Melsungen şirketi, ABD’li bir şirketle ortak. Hindistan’daki Hindustan Tıbbi Malzeme ve Şırınga şirketinin ABD’li bir dijital pazarlama ortağı bulunuyor. Kısıtlamalar, ortaklıktan yönetim kurulu üyelerinin yeşil kartı bulunmasına kadar her türden ABD iş birliğini kapsayacak şekilde derinleştirilmiş ve en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş durumda.

ABD’NİN AMBARGO İNADI SÜRÜYOR

ABD’de Barack Obama döneminde biraz daha gevşeyen ambargolar, Trump döneminde tekrardan sertleşmişti. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimi, Küba’ya on yıllardır uygulanan ticaret ambargosunu dört yıl boyunca sıkılaştırmak için 200’den fazla girişimde bulundu. ABD Başkanı Joe Biden, başkanlık kampanyası sırasında Trump’ın Küba’ya uyguladığı sert ambargoları ve insanlık dışı uygulamaları tersine çevirme sözü vererek, çabalayacağının sözünü vermişti. Fakat Trump’ın selefi Biden, 90 kongre üyesinin “ambargoyu kaldırın” imzasına rağmen somut bir adım atmaya henüz yanaşmadı.