Tarihçi Gerald Horne’a göre ABD’de her hükümetle biraz daha derinleşen toplumsal kutuplaşmanın Joe Biden’ın kazandığı seçim sonrası geldiği durum ideolojik olarak 19’uncu yüzyıldaki iç savaş öncesi hali anımsatıyor. Horn bu ihtimalin uzak olduğunu düşünse de ideolojik olarak ayrılan iki kutbun iç savaş öncesinden farksız olmadığını aktarıyor.

ABD’de kutuplaşma iç savaş öncesi hali andırıyor

ÖMÜR ŞAHİN KEYİF- WASHINGTON

ABD’de seçimi Joe Biden kazansa da bazı tartışmalar hâlâ bitmedi. Biden’ın 80 milyon oyuna karşı Trump’ın aldığı 74 milyona yakın oy ABD seçimleri için tarihi bir sayı. Bu durum ABD toplumunda her seçimde biraz daha derinleşen kutuplaşmanın bundan sonraki dönemde siyasetin en önemli belirleyicilerinden biri olacağını gösteriyor. Biden’a oy verenlerle Trump’a oy verenler öyle ayrı düşmüş durumda ki gözün gördüğü gerçekler üzerinde dahi uzlaşamıyorlar. Hayatı başka şekillerde algılıyorlar. Bu da Demokrat Joe Biden’ın seçim sonrası yaptığı zafer konuşmasında kendisine oy vermeyenlerin de başkanı olacağına dair sözlerinin gerçek olabileceğine ilişkin inancı zayıflatıyor. Dahası, tıpkı 2016 seçimlerinde Demokratların yaptığı gibi bu seçimde Trump’a oy veren kitleler de Biden’ın meşruiyetini sorgular durumda. Seçimin hileli olduğuna inanıyorlar. Bundan sonraki süreçte Biden’ı düşürme çabası da onlar için adaletin tesisi olacak. Toplumdaki kutuplaşmanın en önemli örneklerinden biri Trump’ın kaybetmesinde etkili olan eylemlerle kendini gösteriyor. ABD’de geçen yaza damgasını vuran ırksal eşitlik eylemleri çoğu beyaz olmayanlardan oluşan kitleleri ilk kez sandığa götürdü ve Biden lehine oy verdirdi. Bu eylemlerde karşı olunan beyaz üstünlükçüler ve ırkçılar ise Trump’ın seçmeni.

Toplumdaki ekonomik uçurum da bir başka kutuplaşma potansiyeli taşıyor. Pandemi döneminde büyük şirketler 1 trilyon kattıkları servetlerini yüzde 34 büyütürken o zenginler için çalışan işçilerin ev kiralarını dahi ödeyemeyecek duruma gelmesi ekonomik sistemin işlemediği gerçeğini de su yüzüne çıkarıyor.

ABD toplumunda derinleşen kutuplaşmayı Houston Üniversitesi’nden Tarihçi Gerald Horne’la konuştuk. Kutuplaşmanın köklerinin geldiği ırkçılık ve beyaz üstünlükçülüğü üzerine çalışan Horne'a göre ABD'nin önünde 'zorlu bir yol var'.

ABD’de giderek artan kutuplaşmanın kökleri nereye dayanıyor?

Irka dayalı kutuplaşma, ABD’nin Afrika kökenli kişilerin köleleştirildiği bir toplum olarak başlamasına dayanıyor. Daha sonra gelen siyah nüfusu da muhafazakârlığa en muhalif, sağcılara karşı oy atan bir nüfus olarak beliriyor. Siyahlar aynı zamanda işçi sınıfı nüfusunun da bir parçası. Ancak işçi sınıfı bölünmüş durumda. Trump’ın aldığı 74 milyon oyun önemli kısmı beyaz işçilerden geliyor. Trump’ın, sahip olduklarını düşündükleri ayrıcalıkları koruyacağını hissediyorlar, statükoyu koruyorlar. Bu oyların varlığı, pandemi döneminde milyarderlerin artan kârlılığına karşın işçi sınıfının daha da yoksullaşması gerçeğiyle keskinleşen ekonomik kutuplaşmanın bir ölçüde bükülmesine yardımcı oluyor. Bence önümüzde işçi sınıfı için çok zor zamanlar var, eğer protestolar ortaya çıkmazsa. Koşulların çok kötü olması protestolar için bir ateş yakabilir.

Beyaz işçiler dışında Trump’a kimler oy verdi?

Trump’ı destekleyen geniş bir koalisyon vardı. Beyaz işçiler bunun sadece bir parçasıydı. Örneğin Teksas’taki petrol sahipleri ya da milyarderler, küçük işletme sahipleri Trump’tan çok memnundu. Evanjelist Hristiyanlar; Trump’ın atayacağı yargıçların kadınların elinden kürtaj hakkını alacağını düşünüyorlardı. Güney Florida’daki Kübalılar ve Venezuelalıların, Güney Teksas’taki Meksikalıların desteğini aldı.

abd-de-kutuplasma-ic-savas-oncesi-hali-andiriyor-810715-1.
Gerald Horne

Trump’a oy veren 74 milyonun ırkçı, beyaz üstünlükçüsü olduğunu söyleyebilir miyiz?

Trump’a oy veren 74 milyonun, ırkçılığı ve beyaz üstünlükçülüğünü tolere etmek istediğini söyleyebilirsiniz. 1861-65 arasındaki iç savaşta, köleliği devam ettirmek isteyen güney ordusu ağırlıklı olarak köle sahibi olmayan beyaz genç erkeklerden oluşuyordu. Ve aslında eğer güney yenseydi, köle emeğiyle yarışacak olan bu kişilerin kendi maaşları ve çalışma koşulları üzerinde baskı oluşacaktı. Köleliğin onların çıkarına olmadığını söyleyebilirsiniz. ABD’de kendi çıkarına karşı olanı desteklemenin çok derin kökleri var.

Trump’ı destekleyen kitleler Biden yönetimine nasıl meydan okuyacak? Hem sokaklarda hem de siyaset sahnesinde nasıl çatışmalar göreceğiz?

Siyasi çatışmalar ortada. Sokaklarda olacakların örneğini iki hafta önce başkent Washington’da gördük. Trump destekçisi beyaz üstünlükçüleriyle onları protesto edenler çatıştı. Önümüzdeki günlerde manzaranın bir bölümü böyle olacak. Çünkü Trump destekçileri Biden’ın seçimi çaldığına, seçimin hileli olduğuna, Biden’ın meşru başkan olmadığına kendilerini ikna etmiş durumdalar. Bu da Biden’dan kurtulmayı haklı göstermeye yardım ediyor. ABD’nin önünde zorlu bir yol var.

Kutuplaşma sürekli derinleşiyor. Toplum nasıl iyileşecek?

Mevzilenmiş iki ordu gibiler. İki ordu da teslim olmak, vazgeçmek istemiyor. İki ordu da kendilerinin doğru olduğunu düşünüyor. 1861’de İç Savaş’ın arifesinde de durum böyleydi. Bir iç savaşın eşliğinde olduğumuzu düşünmüyorum ama ideolojik olarak andırdığı bu.

BİDEN’A KARŞI ‘GERİLLA SAVAŞI’

Ülke bu kadar kutuplaşmışken Biden için yönetmek zor olacak mı?

Pek çok kişi Trump’a, Cumhuriyetçiler’in Biden’ı bir sosyalist olarak resmetmeyi başarması nedeniyle oy verdi. Bu çok ironik çünkü Biden, Soğuk Savaş döneminde sıkı bir anti-komünistti. Sağ kanat Biden’ı bir sosyalist olarak resmetmenin Biden hükümetine karşı başlatılacak bir tür gerilla savaşına güç vereceğini düşündü.

Trump döneminde beyaz üstünlükçüleri özgüven kazandı. Bundan sonra ne olacak? Biden’ın başkanlığı döneminde Trump’ın bu kesim üzerinde bir etkisi olacak mı?

Sadece Trump değil, pek çok Cumhuriyetçi beyaz üstünlükçülerini sessiz bir partner olarak görüyor. Trump beyaz üstünlükçülerini çok nadiren sesli olarak kınadı. Trump, iki hafta önce başkent Washington’da eylem yapan binlercesinin önünden arabayla geçerek, eliyle onaylama işareti yaptı. Bence bu beyaz üstünlükçüsü güçler Biden yönetimine karşı gerilla savaşı diye tabir ettiğim şey için önemli olacaklar. Michigan’da (FBI’ın ekim ayında ortaya çıkardığı) valiyi kaçır��p cezalandırma, hükümet binasını işgal edip insanları rehin alma planını duymuşsunuzdur. 2021’de buna benzeyen daha fazla eylem bekliyorum. Bütün bunlar Biden’ın ülke içindeki planlarını yavaşlatacak ve muhtemelen dış politikada gol atmak isteyecek.

Nasıl bir dış politika bekliyorsunuz?

ABD sisteminde başkanın dış politika konusunda belli bir özgürlük alanı var. Biden yönetiminin tehlikesi de burada yatıyor. Çin karşıtı politikasına devam etmesini bekliyorum. Şu anda Washington’da kullanılan ifade “ikili çevreleme”, hem Rusya’ya hem de Çin’e karşıtlık. Öte yandan Avrupa Birliği (AB) ve Kanada'yla Trump’ın yaktığı köprüleri yeniden kurmak. Türkiye’yle ilişkiler konusunda çok iyimser olmazdım. ABD’de çok etkili bir Amerikalı Ermeni toplumu var. Ekim ayında Dağlık Karabağ çatışmasıyla ilgili Los Angeles’ta yapılan eylemlerin Türkiye karşıtı bir karakteri vardı. Trump, Karabağ’la ilgili bir şey bilmiyordu. Biden’ın bu kadar sakin olacağını sanmıyorum. Öte yandan Biden’ın AB’yle köprü kurması Fransa’yla da kurması anlamına gelir. Türkiye’nin İsrail’le karmaşık ilişkileri de akılda tutulmalı. İsrail’in Demokratik Parti üzerinde önemli bir etkisi var. Ayrıca Washington’da Afrika’da Türkiye’nin rolüyle ilgili büyüyen bir endişe var. Washington’daki pek çok kişi Afrika’da özellikle de Somali gibi müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde nüfuz anlamında sınırı aştığını hissediyor.

ZENGİNLER DIŞ POLİTİKADAN RAHATSIZDI

Trump döneminde neoliberallerle neofaşistlerin ittifakını gördük. Peki son seçimde neoliberaller desteği neden Biden’a verdi? Bu ittifak neden devam etmedi?

Trump’a dış politika konusunda çok muhalefet vardı. Pek çok kişi AB’yi, Alman Şansölye Merkel’i, Kanada’yı aşağılamasından rahatsızdı. Fakat bence ABD yönetici sınıfının iki kanadı da Çin politikası konusunda birleşmişti. Bence ABD yönetici sınıfı Trump’ın beyaz üstünlükçülerine hitabından rahatsızdı. Yahudi karşıtı protestolar arttı, Pittsburgh’da sinagoga saldırı düzenlendi, 2017’de Charlottesville’deki olaylar sonrası Trump her iki tarafta da iyi insanlar var demişti… ABD yönetici sınıfı içinde çok etkili olan Yahudiler var. Trump pek çok kişiyi rahatsız etti.