Applebaum, ABD’nin ‘terörist’ ilan ettiği gruplara ait elde ettiği ancak çıkarları için göz yumduğu belgelerin yakında duyurulabileceğini açıkladı

'ABD saldırı planlarına göz yumuyor'

ONUR EREM

İstanbul’da önceki gün devam eden Internet Ungovernance Forum’da (IUF) önceki gün çok sayıda önemli konu tartışıldı. Ulaştırma Bakanlığı ve BTK’nin partnerliğiyle düzenlenen Internet Governance Forum’da (İnternet Yönetişim Forumu - IGF) devletin ve şirketlerin aşırı temsiliyetine tepki olarak örgütlenen IUF’de en çok tartışılan konu gözetim devletiydi. Konuşmacılar arasında en çok heyecan vereni ise hacker, gazeteci ve yazılımcı Jacob Applebaum’du.

ROBOSKİ’NİN FAİLİ GÖZETİM DEVLETİ
TOR adlı anonimlik uygulamasının yazılımcıları arasında yer alan ve ABD Hükümeti tarafından 'teröristlikle' suçlanan Applebaum konuşmasına gözetim devletinin sonuçlarına çarpıcı bir örnek vererek başladı: “ABD insansız hava araçlarıyla (İHA) edindiği görüntüyü Türkiye ile paylaştı, Türkiye F-16’larını havalandırdı ve sonucunda 30’dan fazla köylü öldürüldü. Devletlerin gözetimle elde ettiği veriler yalnızca elektronik ortamda kalmıyor, gerçek hayatı da etkiliyor. Eğer gözetim devleti olmasaydı, Roboski olmayacaktı.”

SERVİSLER VE VERİLERİN ETKİSİ
Applebaum, gözetimin Türkiye’ye özgür bir sorun değil, tüm dünyanın sorunu olduğunu söylerken dünya çapındaki istihbarat teşkilatlarının nasıl örgütlendiğini anlattı: “En tepede ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) olduğu bir piramit düşünün. Alta indikçe başka ülkelerin gizli servisleri yer alıyor. Bu piramit hükümetlerden ve denetimden bağımsız. Burada yükselmek için gereken şey para değil data. Daha fazla data edinmek için bu ajanslar insan öldürmekten kaçınmıyor”.

‘DEVRİMCİ MÜCADELELERE BAKIN’
Gözetim devletine karşı mücadele etmek için halkların birlikte mücadele vermesi gerektiğini söyleyen Appebaum, pes edersek insanların İHA’lar tarafından öldürülmeye devam edeceğini belirtti. “Dünya çapındaki devrimci mücadeleleri ve tarihlerini okuyun. Başarmalarını sağlayan şey yalnızca eleştiri yapmanın ötesine geçip halka olumlu hedefler sunabilmeleridir. Biz de bir şeylere karşı olmayı aşıp insanlara bir alternatif önerebilir hale gelmeliyiz. Alternatif bir yapı ile eski paradigmayı kullanılmaz hale getirmeliyiz.”
Çocukken babasının kendisine “Bir dahaki soykırım gerçekleştiğinde bunun sorumlusu soykırımı engellemeyen sen ve nesildaşların olacak” dediğini aktaran Applebaum “Mücadelemizin sonuçlarını belki biz göremeyeceğiz ama bu mücadelenin verilmeye değer olmadığı anlamına gelmez. Bugün devletler insan öldürmeye milyarlarca dolar harcarken insanları iyileştirmeyi umursamaz durumda. Bunda kolektif sorumluluğumuz var. Bu sistemi reformla mı, devrimle mi değiştiririz bilemem ama herkes elindeki imkânları kullanarak mesajı yaymalı” diye konuştu. Applebaum’un Ermeni Soykırımı’ndan bahsetmesi salonda alkış aldı.


‘ABD: EMPERYALİST ÖLÜM MAKİNESİ’
Jacob Applebaum konuşmasına NSA’nın ‘terörist’ diye tanımladığı grupların bilgisayarlarına sızmasına rağmen planlanan saldırıları öğrendikten sonra, çıkarlarına hizmet ettiği sürece saldırıları engellemek için bir hamle yapmadığına dair belgelerin yakında halka açıklanacağını söyleyerek devam etti: “Buradaki terörist tanımı ABD’ye ait. Oysa ABD’nin Irak işgali, bugüne kadar hiçbir ‘terörist’ örgütün yaratmadığı kadar ölüm yarattı. Emperyalist bir ölüm makinesi olan ABD Ordusu’nun da terör örgütü olarak tanımlanması gerekmez mi? ABD yalnızca data değil, metadata için insan öldüğünü kabul etmiş bir ülke.”

‘GİZLİ SERVİSLERE SIZIN’
Applebaum, konuşmasını “Hâlâ imkânı olanlar varsa, gizli servislerde işe başlamak için başvursun. Buralarda önemli mevkilere geldikten sonra ele geçirdiği tüm belgeleri kamuya açıklasın. Bu taktiği kitleselleştirin” diyerek sonlandırdı.

***

Sansür ve baskı yöntemleri anlatıldı
Forumda Türkiyeli katılımcılar dünyadan gelen dinleyicilere Türkiye’deki sansür gözetim ve baskı yöntemlerini anlattı:

»Devlet istediği siteyi hızlıca engelleyebilirken site sahibinin geri açtırması uzun uğraş gerektiriyor.
»Çeşitli filtreler ile internet kafeler ve TBMM gibi yerlerde aralarında kaosgl.com’da olmak üzere çok sayıda siteye erişim engelleniyor.
»Sosyal medyada yazılanlar ve beğeniler nedeniyle insanlar hakkında dava açılabiliyor, devlet görevlileri işlerini kaybedebiliyor.
»“Çocukları korumak için çıkartıyoruz” denilen internet yasaları yalnızca iktidardakilerin çocuklarını korumak amacıyla çıkıyor.
»Erişim sağlayıcıları internet kullanıcılarıyla ilgili verileri kaydetmek zorunda bırakılıyor. Sağlık sistemlerinden bankaralara kadar toplanılan tüm verilere MİT istediği zaman erişme hakkına sahip.
»İnternette yaşanan bütün bu hak ihlalleri, AKP’nin genel insan hakları politikasıyla paralellik izliyor.
Bu bilgileri verenler arasında Bilgi Üniversitesi Hukuk Bölümü’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Elif Küzeci, Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Erarslan, Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ve Alternatif Bilişim Derneği’nden Doç. Dr. Melih Kırlıdoğ vardı.

***

‘Gözetime karşı farklı söylemler geliştirmeliyiz’
ABD Sivil Haklar Birliği’nden Chris Soghoian internette insan hakları ve veri güvenliği konusunda varolan söylemin yargının yalnızca küçük bir kısmı tarafından dikkate alındığını, çoğu yargı mensubunun ve milletvekilinin güvenlik söylemini tercih ettiğini söyledi ve buna bir alternatif sundu: “Bu insanlar hakların güvenlik için sınırlandırılması gerektiğini düşünen insanlar. Onlara hakları anlatmak faydasız. Ancak söylemimizi internet güvenliği üzerine kurarsak onları da ikna edebiliriz. Örneğin bir ülkenin bizi dinleyememesini sağlamak için yapmamız gereken şey ülke içindeki tüm iletişimi kriptolamaktır. Bu kabul edildiği durumda, iletişimimiz ülkedeki polisten de korunacak şekilde kriptolanacaktır. Unutmayın, eğer ülkenizin polisi sizi gözetleyebiliyorsa tüm dünya gözetleyebilir.”