Acaba ‘FOMO’ musunuz?

TİMUR AKKURT timur@teknosafari.com @timurakkurt

Bu hafta yazacağım konu kimilerini rahatsız edebilir, kimileri “Evet aynen böyle” diyebilir. Neticede bu bir görüştür hepsine saygı duyarım.
Geçen hafta Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, popüler psikiyatride ‘Gelişmeleri kaçırma korkusu’ olarak bilinen FOMO’nun (Fear of Missing Out) sosyal medya ile doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi. Facebook , Twitter ve Instagram gibi sosyal medya araçları ile bilginin çok hızlı yayıldığı belirten Tarhan, bazı insanların uyanır uyanmaz, sosyal medya hesaplarında kendisiyle ilgili bir gelişme-yorum olup olmadığını incelediğini bunun bir bağımlılık hali aldığını söyledi. Sosyal medyaya aşırı ilgi duyan kişilerde bazı ruhsal problemlerin ortaya çıkabildiğini ve beynin herhangi bir uyuşturucu almadığı halde, sanki almış gibi haz duyarak çeşitli hormonlar salgıladığını sözlerine ekledi. Tarhan, bu duruma ‘sanal uyuşturucu’ dediklerini söyleyerek bence tartışmayı başka bir boyuta taşıdı. FOMO belirtileri gösteren bu kişiler, ödüllendirilme ihtiyacı hissediyor ve bazı kaygılar taşıyormuş. Bu kişiler sanal ortamda olmadığı zamanlarda kendini kötü hissediyormuş. Bu açıklamalar ile ilgili pek çok noktaya katılsam da bazı yönleriyle yeni dünyanın gerçeklerini de inkâr etmememiz gerektiğini düşünüyorum.
Yangına körükle giden Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi, ‘Sosyal Medya Uzmanı!’ Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık da FOMO’nun uyuşturucudan daha beter olduğunu savundu. Kırık’a göre, özellikle Facebook üzerinden paylaşılan içeriklerin beğenilmemesi de FOMO hastalığını tetikleyen bir neden. Açıklamasına, paylaştığı içeriklerin beğenilmemesi kişiyi sürekli olarak sosyal medyayı kontrol etmeye itmekte ve bu durum davranış bozukluklarının meydana gelmesine neden olmakta şeklinde devam eden Kırık FOMO belirtilerini söyle sıraladı:

l Sosyal medya profil bilgilerinizi sık sık güncelliyorsanız
l Profil fotoğrafınızı gün aşırı değiştiriyorsanız
l İş sırasında paylaşımların takibi ile anlamsız şekilde sürekli konum bildirimi yapıyorsanız: Siza FOMO’sunuz!

Bir iletişim Yrd. Doçenti nasıl böyle talihsiz bir iletişim kazası yapar? Yani bu durumda daha az zararlı diye uyuşturucu tercih etse insanlar ne olacak? Bunun kıyaslaması bu şekilde mi yapılır? Benim 12 yaşında kızım var. Bu yazıyı okusa ne sonuç çıkartacak? Belli ki kötü niyetli bir şekilde yapılmamış bir açıklama, önem vurgusu yapılmak istenmiş ama iletişimci olarak bunu çok daha mantıklı ve akla mantığa sığacak şekilde yapabilirdi.
Bu tip açıklamaları yapmak için bizim üniversitelerimiz geniş çaplı araştırmalar yapıyorlar mı? Bir rapor sonucu mu bu açıklamalar bize yapılıyor. Yoksa tamemen ‘hissi kablel vuku’ tekniğini mi uyguluyorlar. İşi sosyal medya ile ilgili insanlar otomatikman FOMO mu? Bu arada toplumumuzda arkadaşlık dostluk pek çok Avrupa ve Amerika kültürlerinden ileride. Oralarda yapılan araştırma sonuçları bizi ne kadar doğru yansıtır. Madem yabancı araştırma sonuçlarından bahsettik ben de orada yapılmış bazı araştırma sonuçlarına göre çıkan bazı FOMO durumlarından bahsedeyim. Milenyum kuşağından olanların (18-34) yüzde 70 sosyal medya faktörlerinin etkisiyle yatırımlarını bile farklı yaptıklarını ortaya çıkartmış. Sosyal medyada popüler bir gün geçiriyorsa daha cesaretli ve pozitif, kötü bir gün geçiriyorsa daha tedirgin ve cesaretsiz olabiliyorlarmış. Al sana araştırma sonucu. Üniversitelerimizin maddi güçlüklerinin ben de farkındayım bende mucize yapabilirsiniz demiyorum ki bunu başaran üniversitelerimiz var. Mevcut öğrencileriniz ve üniversitenin civarında bulunan halkla bile bir anket basit bir davranış araştırması yapmanız pekala mümkün. Önce istemek gerek tabi. Sadece o yok bu yok demekle olmuyor maalesef. Mesela Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, “NİŞANTAŞI FOMO MU? DEĞİL Mİ?” araştırması yapsa, inanın hem her haber bülteninde adını duyurur hem sosyal medyayı yıkar. Aman hocam sosyal medyadaki bu patlama sizi FOMO yapmasın dikkat!