Açıklanmayan acı gerçekler

HABER MERKEZİ

Depremde yetersiz kaldığı, depremzedelere çadır ve gıda dağıtamadığı için eleştirilerin odağında yer alan Kızılay’ın Başkanı Kerem Kınık, sosyal medya hesabında, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’nun (IFRC), 6 Şubat’ta meydana gelen depreme ilişkin hazırladığı raporu paylaştı.

Raporda, Kızılay’ın da bağlı olduğu Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’nun 350 milyon İsviçre Frank’ı değerindeki kısa-orta vadede 600 bin kişinin barınma, geçinme, sağlık, temiz suya ve hijyene erişim vb. konulardaki ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflediği belirtildi.

4 KAN BANKASI ZARAR GÖRDÜ

Türk Kızılay’ı verilerinin de kullanıldığı raporda itiraf niteliğindeki veriler dikkat çekti. Bölgede yaşanan depremin havaalanı, otoyollar ve hastaneler gibi kritik yapılar üzerinde ağır hasarlara neden olması sonucu ilk günlerdeki arama-kurtarma çalışmalarının olumsuz etkilendiği belirten rapor, elektrik ve temiz içme suyu sorunlarının hâlâ depremden etkilenen nüfus üzerindeki önemli problemlerden olduğunun altını çiziyor.

Raporda depremler nedeniyle 10 şehirdeki en az 15 hastane ve 4 kan bankasının da hasar aldığı kaydedildi.

Yine raporda, ekonomik krizin ise özellikle Türkiye’nin güneyinde ağır hissedildiğinine dikkat çekildi. Depremin sahil şeridine kıyasla çok daha yoksul bir bölgede yaşandığına ve büyük ekonomik krizlerin yaratabileceği ifade edildi.

1 MİLYON KİŞİ BARINMA YARDIMINA MUHTAÇ

Raporda özetle şu tespitlere yer verildi:

BARINMA VE YERLEŞİM: Barınma kış döneminde yerel halkın ve mültecilerin büyük sorunu. Depremde evlerini kaybedenler dışında hasar gören evine dönmek istemeyen insanlar da zor durumda. 380 bin kişi okullarda ve eğitim tesislerinde barınmakta. Birleşmiş Milletler 1 milyon kişinin geçici barınma yardımına ihtiyacı olduğunu açıkladı. Hükümet, Halihazırda bölgede bulunan 50 bin çadıra ek 92 bin 700 adet çadır yolladı. Bölgenin enerji altyapısının zarar görmesi nedeniyle ısınma büyük bir problem ve acil ısınma yardımı gerekli. Evi hasar görenlere yapılan 10 bin TL’lik yardım ise yetersiz.

SAĞLIK VE HİJYEN: Özellikle Hatay’da 3 hastane binasının yıkılması nedeniyle ortaya çıkan tablo dışında en az 15 hastane ve birçok sağlık merkezi ağır hasar gördü. Kızılay tarafından yönetilen 4 kan bankası zarara uğradı. Önümüzdeki aylarda kronik rahatsızlıkları olan depremzedeler ise kaliteli sağlık hizmetinden mahrum kalabilir. Bölgede uygun olduğu düşünülen yerlere açılan geçici sağlık merkezleri ise hijyen problemleri ile karşı karşıya kalıyor. Ayrıca genel olarak bir tuvalet problemi var. Tuvalet ya yok ya da hijyen açısından problemli. Çadır kentlerde çöp sorunu da büyüyen problemler arasında.

BESLENME VE GEÇİM: Zaten kırılgan olan ekonomide ulusal para rezervleri yardımlara harcandıkça enflasyonnu tırmanmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Bölgedeki insanlar ise eşyalarını geçim kaynaklarını ve elbette evlerini kaybettiler. Zaten başlamış olan sosyo-ekonomik kriz, hava şartları ve yüksek enflasyon oranları ile birleştiğinde önümüzdeki aylarda özellikle yoksul sınıf için yeterli beslenme konusu büyük bir risk taşıyor olabilir.

KORUMA, CİNSİYET VE KAPSAYICILIK: Bu tarz felaketlerin kadına yönelik şiddeti, çocuk istismarını ve diğer tip şiddetleri artırdığı bilinmekte. Resmi ve gayri resmi koruma mekanizmaları binalarının çökmesiyle işlemez hale geldi. Bu nedenle acil olarak şiddete, ayrımcılığa ve dışlanmaya karşı özellikle din, dil ve etnik köken farklılıkları olan bölgelerde yardım şart. Toplum içinde Türkçe bilmeyenler, mülteciler engelliler, yaşlılar vb. ile ilgili çalışmalar yapılmalı.

MÜLTECİLER VE YERİNDEN OLANLAR: Deprem bölgesinden çevre illere hatırı sayılır miktarda göç var. AFAD bütün otobüs terminallerinde, havaalanlarında ve tren istasyonlarında danışma masaları açmış bulunmakta. Bölge 1,7 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Ülkeye yayılmış 19 Kızılay Toplum Merkezinin 9’u yine bu bölgede ve mültecilere yardım için büyük önem taşıyor.