34 canını yitirmiş Roboski’de dün yine madalyonun iki yüzü vardı. Köyün içinde bir yılını dolduran katliamın acısı için buluşan insanlar vardı; dışındaysa anma için gelenleri köye sokmayan devlet…

ELÇİN YILDIRAL

Bir yıl önce bugün TSK uçaklarının bombardımanıyla 34 insanını kaybeden Şırnak Uludere’deki Roboski köyü, dün acısının yıldönümünü yaşamaya başladı.
Köyün girişine katliamda yaşamını yitiren 17’si çocuk 34 kişiyi temsilen 34 siyah bez asılırken, ortasındaysa acının barınağı olan siyah bir taziye çadırı kuruldu.


KÖYE VARAN YOLLAR ASKER DOLU
2 gün sürecek anma törenlerine başlanırken, köye acıya ortak olmak için akın akın insan geldi.
Sabah saatlerinden itibaren Roboskili aileler ise, çocuklarının fotoğraflarını alarak Halı Saha'nın yanında toplandı. Öğrencilerin okulu boykot ettiği Roboski ve Gülyazı'nda yurttaşlar köylerini ziyaret için gelenleri Halı Saha'nın yanında karşıladı.
Öte yandan sabahın erken saatlerinden onlarla araçla çok sayıda askerin Gülyazı Tugay Komutanlığı'na getirildiği görüldü. Yine 2 helikopterin de Tugay'a indiği görüldü. Köye giden yollarda yine asker ve polis doluydu.


AİLELER CHP HEYETİNİ KARŞILADI
CHP, BDP’den çok sayıda milletvekili ve yönetici köye gelerek, taziye çadırında yakınlarını kaybeden yurttaşların yanında oldu.
CHP Genel Başkan yardımcıları Sezgin Tanrıkulu, Gülseren Onanç, CHP'li vekiller Hüseyin Aygün, Mustafa Moroğlu, Alaattin Yüksel, Levent Gök, Gençlik Kolları Başkanı Emre Doğan, Şırnak İl Başkanı Çınar Ökten ile Mardin, Diyarbakır, Urfa, Siirt ve Şırnak il başkanları ile yöneticilerinden oluşan heyeti, BDP PM Üyesi Ferhat Encü ve katliamda yaşamını yitirenlerin aileler karşıladı. Halı Saha'nın hemen yanında 34 kişiyi simgeleyen 34 bezin asıldığı alanın yanında çocuklarının fotoğraflarını taşıyan siyah elbiseler, içindeki anneler ile yaşamını yitirenlerin ailelerine tek tek başsağlığı dileyen CHP'liler, ilk günkü tavırları neyse katliam hakkındaki tavırlarının hala devam ettiğini ve takipçisi olacaklarının sözünü verdi.


ÖĞRENCİLER KÖYE SOKULMADI
Milletvekillerinin içinde yer almadığı heyetler ise o kadar şanslı değildi. Çoğunluğunu Sosyalist Gençlik Federasyonu üyelerinin oluşturduğu 4 otobüs dolusu öğrenci, ‘güvenlik’ gerekçesiyle köyü ablukaya alan asker ve polislerce köye sokulmadı.
İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi doğrultusunda yapıldığı öğrenilen engelleme, hem köydekilerden hem de vekillerden tepki çekti.


AİLELER: GELENLERİ ENGELLEMESİNLER
Aileler adına CHP'li heyete "hoşgeldiniz" diyen Ali Tosun'un babası M. Zeki Tosun, "34 aile adına hoşgeldiniz diyoruz. Tek isteğimiz var, yapılan bu hakaret, zulüm ve katliamın üzerinden bir yıl geçti. Gelen arkadaşlarımız partiler olur, sivil toplum örgütleri olur. Güvenlik kuvvetlerinin müdahale etmemesi için sizlerden de yardım istiyoruz. Bütün halka vicdanı olan herkese sesleniyoruz. Bizim acımızı anlasınlar ve gelenleri engellemesinler" dedi.


CHP, ENGELLEMEYİ GÜNDEME ALACAK
Bunun üzerine Sezgin Tanrıkulu, İçişleri Bakanlığı'na bir çağrıda bulunarak, "Bugün yarın bu hafta boyunca bu acıya ortak olmak için Türkiye'nin her tarafından yurttaşlar gelecek. İçişleri Bakanlığı burada bir provokatif eylemin zeminini burada hazırlatmasın. Bu katliamın anmasını gölgede bırakacak bir zemin gelirse taziye için gelenlerden gelmez İçişleri Bakanlığı'nın yayınladığı genelgeden gelir. Sözlerden gelir, o yüzden İçişleri Bakanı'nı burada uyarıyorum" dedi.  Levent Gök ise "Yarın Meclis'te buna dair bir basın toplantısı düzenleyeceğiz, ama bu konuda bize telefonla dahi bir bilgi verilmemiştir" derken, İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel “Cizre'de 4 otobüs dolusu öğrenci engellenmiş. Bununla ilgileneceğiz dönüşte Vali beyle görüşeceğiz. Eğer geçmişte yapıldığı gibi bir genelge yoksa engelleme genelgesi yoksa engellemenin kaldırılmasını isteyeceğiz" diye konuştu.


AYGÜN: BİZE BİLE SİLAH DOĞRULTTULAR
Yolda gelirlerken askerlerin silahların namlularını üzerlerine doğrulttuğunu söyleyen Hüseyin Aygün ise, "Eğer biz milletvekilerine bunu yapıyorlarsa üniversite öğrencilerine, aydınlara, demokrat güçlere kim bilir neler yapacaklar. Bugün yapılan muamele ikinci bir Uludere katliamıdır" diye konuştu.
Daha sonra CHP heyeti 34 kişinin mezarlarının bulunduğu mezarlığı ziyaret etti. Duygulu anların yaşandığı mezarlık ziyaretinin ardından CHP'liler, Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Şerafettin Elçi'nin cenaze töreni için Cizre'ye hareket etti.
Gazetemiz baskıya gittiği saatte henüz abluka krizi çözülememişti. Elçi’nin cenaze töreninin ardından köye akın olacağı bilinirken, arbede çıkma ihtimali var.

***

KİM NE DEDİ
?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu: “Roboski katliamı bir vicdan ve adalet meselesidir. Ancak hükümet ve devlet yetkilileri tam bir vicdan körlüğü içinde kaldılar. Biz bir vicdan ortaklığına aday olmak için buradayız. Bu katliamın failleri ortaya çıkana kadar sizlerin yanında olacağımızı ve mücadele edeceğimizi ifade ediyorum."

TBMM Uludere Alt Komisyonu Üyesi CHP'li Levent Gök: Elinizin tersiyle ittiğiniz paraları biliyoruz. Sizlere vadedilen olanakları nasıl reddettiğinizi biliyoruz. Burada oturan annelerin paramparça olan cesetlerini hangi şartlarda getirilişini, yardım edilmeyişini, bu olayın nasıl örtbas edildiğinin tanığıdırlar. Uludere olayının altında AKP ezilmiştir. Uludere olayı AKP'yi eritmiştir."

Katliamda kardeşini ve birçok yakınını kaybeden Ferhat Encü: Uludere Alt Komisyon Başkanı İhsan Şener'in açıklamaları bize iki şeyi gösteriyor. Şener, 'kasıt yok, hata var. Emri Genelkurmay vermiş olabilir' açıklamasını yaptı. Demek ki failleri bulmuşlar. Genelkurmayı işaret ediyor çünkü. Ancak bu açıklama ile aynı zamanda katliamdan AKP ve siyasilerin sorumlu olmadığını demeye getiriyor Şener. Gerçek şu ki; ortada sınır dışı bir operasyon var. Bu nedenle de hükümetin bu katliamdan sorumlu olmaması diye bir şey öz konusu olamaz.

Katliamda yaşamını yitiren Nadir Alma’nın babası Sadık Alma: Dünya alem biliyor katliamı kimin yaptığını. Ama bir yıldır bizlere yalan söylüyorlar. Katliamı aylar öncesinde planlamışlar. Bir iki ay önceden Ortasu ve Yemişli’deki karakolları askerler terk etti. Tugaya çekildi. Biz fark edemedik böyle bir plan içerisinde olduklarını. Genelkurmay, Başbakan, İçişleri Bakanı, Vali herkes sorumlu bu ölümlerden. Üstünü örtmeye çalışsalar da zalimlere karşı mücadelenizi sürdüreceğiz. Birgün gelecek ortaya çıkacak failler. Daha ömrümüz var.

Yaşamını yitiren Seyithan Enç’in ağabeyi Kerem Enç: AKP katliamın üstünü örtmeye çalışıyor. AKP’ye güvenimiz kalmadı. Roboski halkı olarak bu ülkenin vatandaşlığını kabul etmiyoruz. Üç kez Ankara’ya gittik adalet için. Bize bir ay sabredin dediler. Ama bir yıl geçti hala tek adım atılmadı. Yargıya güvenimiz kalmadı. AİHM’e başvuracağız.

Öldürülen Seyithan Encü'nün ablası Hatun Encü: Benim için Aralık ayı kapkaranlık. Güneş doğmuyor. Biz AKP hükümetini kınıyoruz. Benim kardeşim 22 yaşındaydı. yeni askerliğini yapmıştı. AKP, bize tazmintat vermek istedi. biz çocuklarımızı para için yetiştirmedik. Artık özür dileseler de bir faydayı yok. Acımız taze, hiç hafiflemedi. O günden beri nefes almıyoruz.
Öldürülen Şivan Encü'nün kardeşi Zilan Encü: Kardeşim 16 yaşındaydı. Liseyi gidecekti. Anneme bu sene gitmeyeceğim. çalışıp size ve kardeşlerime bakacağım dedi. kaçakçılığa gitmek zorunda kaldı. burada ne fabrika ne de başka şey var. yapacakları iş buydu. Bir sene geçti. Bir kez Emine Erdoğan geldi. bize söz verdi, 34 faili ben bulacağım dedi. yemeğini yedi gitti. Emine Erdoğan'ın gelmesini çok önemsedik. ama önemsediğimizle kaldık. failler onlar. Erdoğan emri vermeseydi buradA sinek bile uçmazdı. asıl katil o.

Şırnak’ın Hilal köyünden Hacer Kilim: Katliamı kim yaptı bilmek istiyoruz. Başbakanın kendisi emir verdiği için sorumlular ortaya çıkarılmak istenmiyor. Ancak bizler biliyoruz, herkes biliyor. Bu kişiler ortaya çıkarılsın ki bir daha böyle ölümler olmasın.
Hilal köyünden Yusuf Kilim: Katiller kim ortaya çıksın. Yargı siyasetçilerin ağzına bakıyor. Elbirliği ile olayın üzerini kapatacaklar. Başbakan yürekli ise çıksın katliamı yapanları açıklasın. Ama yapamaz çünkü emri kendisi verdi.

BDP Uludere Kadın Meclisi üyesi Müzeyyen Rüstemoğlu: Acılar büyük. Çocuklarımız katledildi. Hepsi daha çocuktu, gençti. Başka geçim kaynağı yok ki, mecbur kaçağa gidiyorlar. Olan yoksullara oluyor. Başbakan ölenlerin sivil olmadığını söylüyor. Böyle söyleyerek, ölümleri haklı çıkartmaya çalışıyor. Bu nasıl vicdan, bu nasıl umarsızlık…Bizler, bu olayın peşini bırakmayacağız..

***
Roboski’de de acılar taze, koşuşturmaca sürüyor


34 canın toprağa düştüğü yerdeyiz, Roboski köyündeyiz. Dağlar arasındaki köyde anma için hazırlıklar sürüyor. Köyün girişine 34 canı temsil eden siyah bezler asılmış. Evin balkonları ve pencereleri de siyah örtüyle kaplı. Gelecek misafirler için çadırlar kurulmuş. En büyük çadıra ise 34 canın fotoğrafları asılı. Sandalyeler, sıralanmış. Hava güneşli, yine de kışın ayazı işliyor içimize.
Roboskili kadınlar  siyaha bürünmüş, erkekler ise yöresel kıyafetlerini giymiş. Köy, sessiz, nefes almıyor. Bir tek çocukların sesi hayat veriyor köye. O seslere de askeri helikopterlerin sesi karışıyor zaman zaman.
Köyde, telaş koşuşturmaca var bugün. 28 Aralık’taki (bugün) anma için tüm köy el birliği yarına hazırlanıyor.  Bir yandan da anmadan önce gelen misafirlerini karşılıyorlar, evlerinde ağırlıyorlar.

***

‘Bombalama için TSK Sizden onay aldı mı?’

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, birinci yıl dönümünde olan Roboskî katliamını bir kez daha Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sordu.
Baluken, Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle sunduğu soru önergesinde, Roboskî katliamının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hükümet yetkililerinin katliamı aydınlatıcı tek bir iyi niyet açıklaması yapmadığını belirtti. Baluken, "Aksine teşekkür konuşmaları ve ödül plaketleri ile katliamın sorumlularını ödüllendirmektedirler" dedi.Baluken, Başbakan Erdoğan'a Roboskî'de köylülerin bombalanması emrini kimin verdiğini sordu ve ekledi: "Bombalanmanın olduğu gece bombalama olmadan önce şahsınıza onay almak üzere iletilmiş bir bilgi var mıdır?"