Pandemiyle birlikte hakları budanan, kötü çalışma koşulları dayatılan dünyanın dört bir yanındaki işçiler 1 Mayıs’ı emek mücadeleleriyle karşılıyor.

Açlığa isyan

Dış Haberler Servisi

Pandemi dönemi işsiz kalan, çalışma koşulları kötüleşen, ücretleri artmayan milyonlar kölelik koşullarına isyan ederek insanca yaşam talebiyle 1 Mayıs’a girdi. 19’uncu yüzyıldaki gibi bugün sekiz saatlik çalışma hakkı için grevler düzenleniyor, sağlık çalışanları ağırlaşan çalışma koşullarına isyan ederek iş bırakıyor, göçmen işçiler insan kaçakçıları tarafından kaçırılıyor veya karın tokluğuna çalıştırılıyor.

Dünyanın en zengin şirketi Amazon, gelirinin 100 milyar doları aştığını açıklarken New York’ta mola hakkı tanımadığı çalışanlarına saatte 17,25 dolar ödüyor, sendikal örgütlenmeleri engelliyor. Hemen her ülkede sınıflar arası uçurumda makas giderek açılıyor, sokaklara çıkan işçiler, yoksullar hükümetlere ve şirketlere yönelik öfkeleriyle dipten gelen dalgayı anımsatıyor. Dünyanın birçok kentinde bugün 1 Mayıs eylemleri yapılması planlanırken Türkiye gibi Covid-19 vaka sayılarındaki artışı önleyemeyen kimi ülkelerde pandemi gerekçesiyle sanal etkinlikler düzenlenmesi bekleniyor.

VERGİ SOYGUNUNA KİTLESEL PROTESTO

Kolombiya, İtalya, Hollanda, Kanada başta olmak üzere birçok ülke 1 Mayıs’a grevlerle girdi. Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque’nin işçilerin maaşına göz diken vergi soygunu hamlesi üç gündür başkent Bogota’da kitlesel eylemler ve grevlerle tepki görüyor. Ülkede ulusal grev kararı alınırken birçok kentte polis eylemlere müdahalede bulundu, çok sayıda grevci gözaltına alındı. Eylemleri organize eden işçi sendikalarının oluşturduğu Ulusal İşsizlik Komitesi, 24 saat planlanan grevin süresiz olacağını duyurdu. Duque yönetiminin sunduğu “Sürdürülebilir Dayanışma Yasası” adı verilen vergi reform paketi en az üç milyon asgari ücretliden vergi almayı ve bu kapsamda 6,8 milyar dolar vergi toplamayı hedefliyor. Asgari ücretin aylık 250 dolar olduğu ülkede, tasarının kabul edilmesi ile aylık 200 doların altına düşmesi öngörülüyor.

Kanada’da ise binlerce liman işçisinin grevi ülkenin en büyük ikinci limanında faaliyetleri durma noktasına getirdi. Montreal kentinde düzenlenen süresiz grevde işçilerin talebi ücret artışı olarak öne çıkarken Hollanda’da da demiryolu işçileri 1 Mayıs’a grevle girdi. Ülkede grev nedeniyle Utrecht, Amersfoort, Amsterdam ve Alkmaar kentlerinde tren seferleri iptal edildi.

HAKLARIMIZI KORUYACAĞIZ

İtalya’da ise tekstil işçileri sekiz saatlik çalışma hakkı için grevde. İtalya’nın Prato kentinde tekstil şirketi Texprint’in yüzlerce çalışanı, haftada tek izin günü ve günde 12 saatlik çalışma koşullarına karşı sekiz saatlik çalışma hakkı elde edene dek grev düzenleme kararı aldı. Ülkede Poetre al Popolo (Halkın Gücü) ve Komünist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (PRC) aralarında olduğu sol partiler ortak bildiri yayımlayarak grevi desteklediğini açıkladı. Bildiride, şu ifadeler yer aldı: “Texprint işçilerinin mücadelesi her gün milyonlarca işçinin maruz kaldığı sömürü koşullarının, efendinin küstahlığının ve baskıcı aygıtın rolünün sentezidir. Haftada altı gün, günde 12 saat vardiya, sefil ücretler, temel hakların tümünün reddedilmesi, dinlenmeden yapılan vardiyalarda meydana gelen iş kazaları... Yıllar süren mücadeleyle kazanılan haklar ayaklar altına alınırken oturup izlemeyeceğiz. Onların kavgası herkesin kavgasıdır.”

SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVLE YANIT VERDİ

Pandeminin en ağır yükünü çeken sağlık çalışanları da 1 Mayıs’ta iş bırakanlar arasında. Arjantin’de hükümetin maaş zammını yetersiz bulan sağlık çalışanları günlerdir eylemlerini sürdürürken Sudan’da da doktorlar tıpkı dünyanın diğer ülkelerindeki meslektaşları gibi pandemi dönemi ağırlaşan çalışma koşullarına isyanda. Başkent Hartum ve Güney Darfur bölgesindeki hastanelerdeki grev beşinci gününe girerken ABD’de ise sağlık sektörü işçileri 10 günlük bir greve gidiyor. Minnesota eyaletinde özel sağlık hizmetleri şirketi Allina Health’ten 4 bin işçi, ücret artışı talebiyle 10 Mayıs’ta greve çıkmaya hazırlanıyor.

İNSAN KAÇAKÇILARI GÖÇMEN İŞÇİLERİ KAÇIRIYOR

Asya ve Afrika ülkelerinden göçmen işçiler, ev sahibi ülkelerde Covid-19 koşulları nedeniyle planlanan tarihten daha erken evlerine dönmek zorunda kalırken kimileri de insan kaçakçıları tarafından kaçırıldı. Associated Press, Burkina Faso’ya iş vaadiyle getirilen ve altın madeni kasabalarında seks işçiliğine zorlanan Nijeryalı kadınlarla görüştü. Haberde gerçek isimleri açıklanmayan kadınlar, ülkenin batısındaki Bobo-Dioulasso kentine götürülerek maden kasabalarındaki genelevlerde seks işçiliğine zorlanıyor. Suç örgütü şebekelerine 700 dolardan satılan kadınların pasaportlarına, telefonlarına ve paralarına el konuluyor. Kuaförlük işi vaadiyle getirilen Blessing isimli kadın, “Kimse sizi kurtarmaya gelmiyor” diyor.

DÜŞÜK ÜCRETLE ÇALIŞTIRIP SERVETİNİ BÜYÜTÜYOR

Dünyanın en fazla servet biriktiren şirketi Amazon pandemi dönemi gelirini 108,5 milyar dolara yükseltirken dünyanın en pahalı kentlerinden New York’ta depo işçilerini saatte 17,25 dolara çalıştırıyor, sendikal faaliyetleri engelliyor. BBC World’ün haberine göre, Amazon şirketinin geliri geçen yıl bu ay 75 milyar dolarken bu ay 108.5 milyar dolar olarak belirlendi. Şirketin kârı, bir yıl önceki 2.5 milyar dolardan 8.1 milyar dolara yükseldi. World Socialist Web Site ise Amazon’un New York kenti çalışanlarının çalışma koşullarını aktardı. Habere göre, şu anda kentte her gün tahmini 2,4 milyon paket teslim ediliyor. Şirketin New York’ta yaklaşık 50 bin işçisi saat başına 17,25 dolara çalıştırılarak dünyanın en pahalı kentlerinden birinde insanlık dışı ücretlere tabi tutuluyor. Bir yılda 631 bin kişinin işsiz kaldığı kentte işsizlik en büyük problemlerden biri olduğu için teslimat çalışanları paketleri yetiştirmek için molasız çalışmak gibi şartlara uyum sağlamaya zorlanıyor. İngiltere’deki Amazon işçilerinde de durum farklı değil.