Diyarbakır'ın yoksulluk haritasında da en alttakilerin durumu genelden farksız.Ama Diyarbakırlı en alttakilerin sayıları çok, öyküleri farklı. Sadece iki mahallenin yüzde 60'ı, zorunlu göçle hemen her şeyini yitirenlerden oluşuyor

MEHMET GÜÇ
İstatistik Kurumu'nun elastikiyet kazandırdı-ğı rakamlara, verilere rağmen Türkiye'nin gelir dağılım haritası, açıklananın tersine aslında en alttakilerle, en üsttekiler arasındaki uçurumun büyüdüğünü gösteriyor.

Gerçeğin daha yakın plan görüntüsü ise Diyarbakır'dan... Kentte yürütülen kapsamlı bir araştırmanın ilk sonuçları, en alttakilerin durumunu gösteren kısa metrajlı bir film gibi. Türkiye genelinde belediyelerle ortak çalışma yürüten Yerel Gündem 21 Derneği ile Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği'nin bir yıldır 2 mahallede ev ev yürüttüğü bir araştırma bu. Diyarbakır'ın biri göçle büyüyen, diğeri ise hemen hiç göç almayan Fatihpaşa ve Gürdoğan mahallelerinde başlayan araştırma, önümüzdeki iki yıl içinde kentteki toplam 39 mahalleyi de kapsayacak.

Çoğunluğu örnekleme anket yöntemiyle yapılan araştırmalar açısından bakınca, herkesi kapsayan bu araştırma hayli önemli.

1120 hanede, 7958 kişinin yaşadığı Gürdoğan Mahallesi'nde her hanede ortalama 7.1 kişinin yaşadığı tespit edilmiş. 308 ailenin yaşadığı yer ise tek odadan ibaret. Üç odalı hane sayısı ıoo'ü bulmuyor. Ortalama hane büyüklüğünün iki odayı bile bulmadığı düşünülürse en alttakilerin Diyarbakır'ın Gürdoğan Mahallesi'nde ne tür evlerde yaşadığı daha iyi anlaşılabilir.

YÜZDE 72'Sİ ZORUNLU GÖÇ MAĞDURU
Gürdoğan, göçle kurulmasa da onun sayesinde büyüyen bir mahalle. Mahallede hiç göç etmeyenlerin oranı sadece yüzde 5.5. 1990 ile 1999 yılları arasında göç edenlerin oranı ise yüzde 72. Bu mahallede "Temel göç sebebiniz nedir" sorusuna "Çatışmalı ortam" yanıtını verenlerin oranı da yüzde 67.6. Araştırmaya girmeyen göç öykülerinden birini 1986'dan bu yana bu mahallede yaşayan 84 yaşındaki Vavriye Oran anlatıyor. Vavriye Oran, evlerinin yakılması üzerine Diyarbakır'ın Dicle ilçesinin Kelekçi Kö-yü'nden eşi ve oğluyla birlikte ayrılıp Diyarbakır'a gelmiş. Bir yıl sonra köydeki imkanlarını yitirmenin sıkıntısıyla kalp krizi geçirip ölen eşi terk etmiş Vavriye Oran'ı. 5 yıl sonra oğlunun kansere yakalanmasıyla da ailenin gelir kapısı kapanmış.

YÜZDE 63'ÜNÜN DÜZENLİ GELİRİ YOK
Şimdi ölüm döşeğindeki oğlu, gelini ve 5 torunuyla birlikte bir oda, bir yarım mutfaktan ibaret evde yardım ve bağışlarla yaşamaya çalışıyorlar. Herşeyi tek cümleyle "Köyde arılarımız, ineklerimiz, tarlamız vardı. Köyün zenginiydik, şehrin en yoksulu olduk." diye özetliyor. Vavriye Oran, bir örnek. Gürdoğan'daki araştırmada, göç etmeden önceki durumunun daha iyi olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 65 olarak belirlenmiş. Durumlarının daha kötü olduğunu söyleyenler yüzde 10.8 iken, değişen bir şey olmadığını söyleyenler ise yüzde 19.2.

Ancak bu değişmeyen durumların da, diğerlerinden farkı yok. Gürdoğan'da yaşayanların yüzde 63.3'ünün düzenli bir geliri yok çünkü.

Hiç geliri olmayanların oranı ise yüzde 4.3.

Gürdoğan Mahallesi'nde ayda 200 YTL ve altında gelire sahip olanların oranı yüzde 37.3 olarak bulunmuş. Bu, Gürdoğan'daki 420 hanede yaklaşık 2 bin 200 kişinin 200 YTl'yle açlık sınırının da altında yaşadığını gösteriyor ki, hiç geliri olmayan 200 kişiyi de ekleyince tablo iyice kararıyor.

Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, Türkiye'de 4 kişilik ailenin açlık sınırının 567 YTL olarak belirlendiğini de unutmamak gerekiyor. (Elastikiyet de bir yere kadar yani...)

4 BİN KİŞİ AÇLIK SINIRINDA
Bu veri ışığında Gürdoğan'ın rakamlarına bir kez daha bakılınca, 400 milyon YTL'nin altında gelire sahip ailelerin, yüzde 80.7'yi bulduğu çıkıyor ortaya. Bu da, sadece Gürdoğan'da 450 evdeki 4 bin kişinin açlık sınırının hayli altında yaşadığını gösteriyor.

Gürdoğan Mahallesi'nde yaşayanların sadece yüzde 10.1'i SSK, Bağkur gibi bir güvenceye sahipken yüzde 73.4'ünün yeşil kartı var. Ancak yeşil kartların yaklaşık yüzde 50'sinin sürelerinin geçtiği ve yenilenmediği de tespit edilmiş. Ayrıca yüzde 16'lık bir grubun acil ihtiyaca rağmen hiç bir güvenceye sahip olmadığı da tespitler arasında.

1301 hanede 7 bin 627 kişinin yaşadığı Diyarbakır'ın merkezdeki en eski mahallelerinden Fa-tihpaşa'da da durum farklı değil. Gürdoğan'dan nispeten daha iyi olmak dışında tabii ki...

Örneğin Fatihpaşa'da yaşayanların yüzde 50.7'si hayatlarında hiç göç etmemiş.

Bu, elbette ki cehennem hikayelerinin sayısını azaltıyor ama en yoksulun Diyarbakır'daki durumunu değiştirmiyor. Fatihpaşa'da da yine ortalama 1.8 odalı evlerde, 7.1 değil ama 5.8 kişilik ailelerin yaşadığı tespit edilmiş. Bu hanelerin yüzde 10.5'inde ailelerin hiç bir gelire sahip olmadıkları belirlenmiş.. Fatihpaşa'da evlerin yüzde 50.5'inde tedavi gerektiren hasta; yüzde 18.5'inde ise en az bir engelli bulunduğu diğer çarpıcı tespitler arasında.

STK'lardan ilk adım: Gıda-giysi bankası
RAKAMLAR
Gürdoğan'da da hemen hemen aynı. Her iki mahalledeki 60'dan fazla evde ise en az 2 engelli bulunduğu tespit edilmiş. Gürdoğan Mahallesinde 4 engellinin bir başlarına yaşadığı evi ise görmeyince kimse inanmıyor ama ne yazık ki bu da gerçek. Bu bilgi gibi başka pek çok rakam, araştırmadaki kontrol sorularıyla teyid edildiği için rakamların gerçekliği açık. Genelden çok farklı olmayan bu rakamları önemli kılan ise hiç kuşkusuz en alttakilerin buraya özel şartları. Diyarbakırlı en alttakilerin ortalama yüzde 60'ının aile ve akrabalarıyla birlikte ve travmatik öykülerle, zorunlu olarak Diyarbakır'a gelmek zorunda bırakıldığını unutmamak gerekiyor.Bu, en hafifinden, başka şehirlerdeki yoksulların sahip olduğu 'Köy, kasaba desteği'nden yoksunluk anlamına da geliyor.

Bu nedenle de odalar, meslek odaları, sendikaların aralarında bulunduğu Diyarbakırlı STK'lar İstatistik Kurumu'nun yarattığı iyimserlik tablosuna kapılmayıp harekete geçiyor. Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği'nde bıraraya gelen Tabipler Odası eski Başkanı Dr Selim Ölçer gibi isimler, vahim tespitlerin gerektirdiği acil ihtiyaçlar için proje hazırlıyorlar. Sarmaşık çatısı altında planlanan 'Gıda ve Giysi Bankası' ilk adım; en alttakilerin acil ihtiyaçları için sırada başka projeler de var.