Kuzey Kıbrıslılar, üst üste gelen zamlara, artan hayat pahalılığına karşı sokaklara döküldü. Eylemin emeği hiçe sayanlara karşı bir haykırış ve direniş olduğunu belirten Kıbrıslılar, “Adalet için meydanlardayız” mesajını verdi.

Ada’da emeği hiçe sayanlara isyan

Haber Merkezi

Kuzey Kıbrıs halkı, zamlara karşı “Toplumsal Yok Oluş ve Yoksullaşmaya Hayır” eyleminde, artan zamlara, Ada’daki suç oranının artışına, AKP hükümetinin siyasal müdahalelerine dur dedi.

KKTC Başbakanlık binası önünde gerçekleştirilen ve sendikaların genel grev uyguladığı eyleme binlerce kişi katıldı. Ada kaynakları, çok uzun yıllardır bu kapsamda bir eylemin gerçekleşmediğini ifade ederek, “Kıbrıs halkı üzerindeki ölü toprağı attı” yorumunu yaptı.

Sendikaların ve siyasi partilerin öncülük ettiği grev ve mitingde “Hükümet istifa”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. Sendikal Platform adına konuşma yapan Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası Başkanı Güven Bengihan, “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanların korkusu. Akın var güneşe akın, güneşi zapt edeceğiz. Zamları protesto etmek için, çocuklara daha güzel yarınlar bırakmak, adalet için meydanlardayız” dedi. Üst üste gelen zamlarla Kıbrıs’ın karanlığa sürüklendiğini kaydeden Bengihan, "İktidar bizim işimiz dediler, memleketi yok ettiler. İnsafsızca yapılan zamlara, toplumsal yok oluşa, biranın sütten daha ucuz olduğuna inanan zihniyete, memleket yangın yerine dönmüşken Bursa'ya giden zihniyete isyanımız var" dedi. Hür-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu ise yok olmayı ve yoksullaşmayı reddettiklerini ifade ederek, mitingin emeği hiçe sayanlara karşı bir haykırış ve direniş olduğunu niteledi.

ÖZGÜRLÜK TALEBİ

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil de BirGün’e yaptığı açıklamada, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikalarının Kıbrıs Türk toplumunu yok oluşa sürüklediğini ifade ederek, “Bugünkü ana gündem toplumsal yok oluşa karşı bir duruştu. Mitinge çok yoğun ilgi vardı. Yoksulluğun, işsizliğin temel nedeni Türkiye’nin 1974'ten beri devam eden işgal politikalarıdır. Türkiye kötü yönetiliyor. Erdoğan tüm kamu varlıklarını yabancılara peşkeş çekti. Türk lirası eriyor. Şu anda biz tamamen bir siyasi rehine olarak tutuluyoruz. Doğu Akdeniz’deki gaz meselesinden AB ilişkilerine kadar masa üzerinde duran siyasi rehineyiz. Bunu hak etmedik. Toplum olarak bizim önce Türkiye ile masaya oturup hesaplaşmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti bizim hava sahamızı kullanarak milyarlarca lira para kazanıyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti garantör ülke olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü ve anayasal nizamını korumak için 1974'te askeri müdahalede bulundu. Ancak burasının demokratik yapısını, insan yapısını değiştirdiler. 1974'ten 2021'e kadar 20 tane okul yapılırken, 82 tane cami yapıldı” dedi.

Temel taleplerinin özgürlük olduğunu vurgulayan Elcik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıbrıs kendi kendine yeten
bir ülkedir. Bizim maaşlarımız güneyden gelen Kıbrıslı Rumların alışverişte harcadığı paralarla ödeniyor. Elektrik yok. AKP'ye yakın şirket yatırım yapmıyor. Kıbrıslı Rumlardan elektrik alıyoruz. Biz Rumlarla sorun yaşamıyoruz. Türkiye yönetimiyle sorun yaşıyoruz. AKP’nin müdahalesiyle seçimi kazanan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Bursa’ya gitti, onu Yalova Kaymakamı karşıladı. Böyle bir siyasal ilişki olamaz. AKP, burayı kara para aklamanın merkezi olarak kullanıyor.
Her türlü yasa dışı ilişki burada bayrağım arkasına saklanarak serbestçe yapılıyor. Ne yazık ki Türkiye'deki muhalefet de bunun farkında değil.”