Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın imar planının rant planı olduğunu belirten Adalılar; “Bu plan rant planı değil koruma planı olmalıdır” diyerek İstanbulluları dava açmaya çağırdı.

Adalar imar planına karşı dava: “Rant planı değil koruma planı olmalı”
Fotoğraf: Evrensel

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Adalar Belediyesi tarafından adaların korunması ve imarının düzenlenmesini amaçlayan imar planına ilişkin halkın itirazları devam ediyor.

Evrensel'in haberine göre; 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı 28 Temmuz’da askıya çıkmıştı. Bunun üzerine adalılar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na itiraz dilekçesi vermiş fakat yanıt alamamışlardı.

İtirazlarına yanıt alamayan adalılar, imar planının iptali için 20 Ekim Cuma günü, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde toplu olarak dava açacaklar. Mahkemenin Mahmutbey, 2459 sokak No:6 Bağcılar-İstanbul adresindeki yerleşkesine, saat 11.00’de toplu olarak gidecek olan Adalılar, dava dilekçelerini idare mahkemesine verecekler.

Planın bir rant planı olduğunu söyleyen adalılar, “Bu plan bir rant planı değil koruma planı olmalıdır. Bu dava, sadece Adalıların değil, İstanbul’un, Türkiye’nin davasıdır” diyerek tüm İstanbulluları dava dilekçesi vermeye davet etti.

BİRÇOK YER YAPILAŞMAYA AÇILACAK

Dava açmaya hazırlanan Adalılar İmar planına ilişkin itirazlarını şöyle sıraladı:

• Dört tarafı denizle çevrili Adalar’da kıyılar plan dışı bırakılmış, buraları Bakanlığın keyfi tasarruflarına terkedilmiştir,

• İmar planlarıyla birlikte mimari açıdan değer taşıyan yüzlerce modern mimari yapı, henüz tescil edilmediği için yıkım tehdidi altındadır,

• Plan, IBB'nin ODTÜ'ye yaptırdığı Tsunami Analizi ve BÜ Kandilli Rasathanesi'ne yaptırdığı Bina Hasarı ve Can Kaybı Analizi raporlarının Adalar ile ilgili bölümleri dikkate alınmadan hazırlanmıştır. Bu raporlarda riskli görülen alanlara yapılaşma izni verilmektedir ve bu haliyle uygulanırsa, Adalar'da can ve mal kaybının artmasına neden olacaktır,

• İhtiyaç olmadığı halde öngörülen “sosyal donatı alanları”, yeni inşaatları ve nüfus yoğunluğu artışını beraberinde getirecektir,

• Üzerinde hiç yapı bulunmayan yüz elliye yakın parsel yapılaşmaya açılmaktadır. Ayrıca üzerinde yapı bulunan büyük parsellerde ikinci/üçüncü yapılara izin verilmektedir. Bunların çoğu arsa bile olmayan, bağ bahçe ve tarladır,

• Orman alanlarımızın önemli bir bölümü, içinde konaklamalı turizm tesisleri de bulunmak üzere yapılaşmaya açılmaktadır,

• İmara açılacak olan vakıf arazileri üzerinde yaşayan, Adaların doğal, ticari ve kültürel ortamına canlılık katan halkın sürgün edilmesine, yaşam alanlarından koparılmasına neden olmaktadır,

• Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuru dosyası teslim edilmiş olmasına rağmen Adalar’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi adaylığının gerektirdiği özellikler, planlarda yer almamıştır,

• Planlarda adaların kültürel zenginliği göz ardı edilmiş, inançlara ve kültürlere saygı gösterilmemiştir. Burgazada’da Aya Yani Karipi Kilisesi Külliyesi bitişiğindeki parsel konaklamalı turistik tesis olarak planlanırken, Cem Evi’nin bulunduğu alan ‘sosyal tesis alanı’ olarak belirlenmiştir; 1/5000 planda ise ibadethanelerin tümü cami olarak görüntülenmiştir,

• Planlar kamu yararı değil, özel kişilerin çıkarları gözetilerek yapılmış olup, koruma ilke ve politikaları ile bağdaşmamaktadır, Tüm bu nedenlerle Adalılar, Plan’ın iptali ve yeni bir planın hazırlanmasını istemektedirler.