Adalet, eşitlik, kardeşlik yolunda 6000 adım: Baskıyı yenmek için dayanışmayla

EDİTÖRDEN

"... dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de öfkeli poseidon’dan.
bunlardan hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer…"

Bir uzun yolculuk şiiri yazdı İthaka’da Kavafis. Hedefe kilitlenip devam eden büyük bir yolculuk. Endişeli adımlarla başlayıp, her zorlukta güçlenerek çıkılan, bilgeleşilen yolculuğun öyküsünü anlatı.

Bizim serüvenimiz de bir yolculuk hikayesidir. Yolcuların daha güzel bir dünya için peşinden koştuğu sonsuz bir düşünün parçasıdır.

Biliyoruz daha çok başındayız. Anlatacağımız çok öykü, gün ışığına çıkaracağımız çok haber, yürüyecek çok uzun bir yolumuz var. Sorumluluğumuzun, üzerimizdeki yükün farkındayız. Her gün bir sınava girer gibi başlıyoruz güne. Düşmanlarımız sevinmesin dostlarımız üzülmesin istiyoruz. Bu yüzden hata yapmak ya da eksik kalma olasılığının yarattığı büyük endişeyi hep hissediyoruz. Belki de bu duygudur bizi sürekli tetikte tutan.

Evlerinize, işyerlerinize konukluğumuzun üzerinden bu sabah 6 bin gün geçmiş. Odaların duvarlarında haberlerimizin asılı durduğunu, tozlanmış balyalar halinde onlarca sayımızın odanın bir yerinde durduğunu biliyoruz. Gazete değil ailenin bir parçası oldu çoğu kez. Eve girmediyse “bir şey unuttum” duygusuyla geçer o gün. Şanslıyız. Hem de çok şanslıyız. Verilen en küçük emeğin nasıl kıymet gördüğüne çalışırken tanıklık edecek kadar şanslıyız.
Hiçbir gazetenin bu kadar çok seveni bu kadar çok sahip çıkanı olmamıştır. Her sendelediğinde omuz vermeye koşacak, düştüğünüzde el uzatacakların varlığından emin olarak yürümek çok özel bir duygu.

Zor bir dönemde başladı yolculuğumuz. Daha da zor günlerde devam etti. Yakın bir gelecekte rahat yüzü görmek de mümkün olmayacak.
İlk adımdan bu yana iktidarın, yandaşların, “iktidara kananların” sürekli hedefinde olarak yürümek çok zor ve yıpratıcı. Yukarıda da söylediğimiz gibi bundan sonra da böyle olacak belli. Ama her adım ayaklarımız daha güçlendirdi. Daha zor hedefler koyabildik önümüze.

Emekleyip, doğrulduk önce. Sonra yürümeye başladık. Koşacağımız günler çok yakın artık.

Kaybettiğimiz tüm güzel dostlarımızın anısına saygıyla...

***

► CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Demokrasilerin olmazsa olmazı, özgür bir medyadır. Ancak Türkiye’de gazeteciler, Cumhuriyet döneminde hiç yaşanmamış bir baskı ortamında görevlerini yapmaya çalışıyorlar. “Halkın haber alma hürriyetini” savunan, bunun için mücadele eden ve gazetecilik namusuna sahip çıkan kişiler hapisle, kurumları ise para cezası ya da kapatma sopasıyla hizaya getirilmek isteniyor. BirGün gazetesi de işte böyle zorlu bir ortamda, tüm engellemelere rağmen işini hakkıyla yapıyor, halka gerçekleri anlatıyor. Bugün, 6000. baskı ile tüm güçlüklere karşın dimdik ayakta duruyor. Bu özel sayı itibariyle, BirGün gazetesinin tüm çalışanlarını ve okurlarını saygıyla, sevgiyle selamlıyorum! Güzel Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırdığımız, özgür medya düzenini birlikte inşa ettiğimiz günlerde buluşmak dileğiyle...

► HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan-Mithat Sancar: Faşizmin toplumu koyu bir karanlığa sürüklemeye çalıştığı, farklı olan her sesi bastırdığı, her türlü etik ilkeyi çiğneyerek yandaş gazeteler ve basın kurumlarıyla toplumun tümüne karşı kara propagandayı, yalanı, iftirayı dayattığı koşullarda özgür basına olan ihtiyaç her zamankinden daha fazla artmıştır. Gazeteciliğin etik ilkelerine sadık, hakikate bağlı bir avuç özgür basın kurumu da kuşkusuz iktidarın saldırı ve tehditleri altındadır. Ancak bütün imkansızlıklara, saldırılara, tehditlere, gözaltı ve tutuklamalara rağmen gerçekleri yazan, toplumu aydınlatan, saldırılara karşı cesaretle düşünce üreten her basın kurumu toplumumuz için ekmek kadar, su kadar hayati bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Toplumun eşitlik ve özgürlük taleplerini önceleyen, emekten, demokrasiden yana tutum alan BirGün gazetesi de her türlü baskıya, maddi güçlüklere, yargılanma ve tutuklamalara rağmen emekçilerin büyük özverisiyle 6 bin gündür, toplumu aydınlatma ve gerçekleri aktarma görevini yerine getirmektedir. Türkiye gibi gazetecilerin yoğun baskıya maruz bırakıldıkları bir ülkede, hiç tereddüt etmeden eleştirel ve muhalif yayıncılığı sürdürüyor. Bağımsız ve özgür gazeteciliğin Türkiye’deki belki de birkaç temsilcisinden olan BirGün, bu ülkenin tüm halklarının, inançlarının, emekçilerinin, kadınlarının, gençlerinin sesi olmaya gayret ediyor.

Bizler, gazetecilerin hiçbir baskı altında kalmadan yazabildikleri, muhataplarına kaygısızca soru sorabildikleri, gazeteciliğin suç olmadığı bir Türkiye’yi var etmek için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Bu mücadeledeki en büyük desteği de yine BirGün gibi yılmayan gazetelerden alacağız. BirGün’ün ve tüm emekçilerinin yolu açık olsun ki özgür günlere daha çabuk kavuşalım.

► SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen: 6 bin günün her günü için BirGün’ü kutluyoruz. Zor zamanlarda geçtiğimiz yıllar içinde BirGün doğru fikirlerle birlikte, umudu ve cesareti de diri tuttu. Bugün iktidar ülkemizi büyük bir çöküşe sürüklüyor. Bunun üzerini örtmek için yalan ve manipülasyonu devreye sokuyor. Neredeyse bütün medya ellerinde. Her gün TV’lerde muşmula suratlı iktidar yandaşları boy gösteriyor. Resmî ve gayri resmi manipülasyon merkezleri de yetmiyor şimdi yeni stratejik iletişim merkezi kuruyorlar. Bütün bunlara rağmen halkı kandırmaya artık güçleri yetmiyor. BirGün 6 bin gündür hepsine yetiyor, faşizmin dev propaganda makinalarının çanına ot tıkıyor! Halkın sesinin, ülkenin aydınlık birikiminin ortak mücadele zemininin 6 bininci günü kutlu olsun. BirGün’ün kuruluşundan bugüne böyle bir değeri yaratan herkese sevgiyle, omuz omuza...

***

Halkın ve mücadelenin sesi

► Selami İnce: BirGün gazetesi öncelikle “kimsesizlerin kimi”dir. Yoksulların, emekçilerin, haksızlığa uğramışların, kadınların, sesi kısılmışların sesidir. Gazetecilik veya bir bütün olarak yayıncılığı patrondan bağımsız düşünmek doğru değildir. Türkiye gibi ülkelerde en büyük patron da siyasi iktidardır. İktidara bağlı yayınların tümünde yer bulamayanların gideceği yer her geçen gün azalmaktadır. BirGün alçakgönüllü ama ısrarlı bir biçimde, güçlünün karşısında haklının sesi olmayı sürdürmektedir. BirGün, bir bölümünde birlikte yürümekten her zaman gurur duyduğum ve duyacağım onurlu bir yürüyüş sürdürmektedir. İnsanlığın aydınlık mücadelesi tarihin bazı karanlık dönemlerinde görünmez hale gelir. Bazen bu gerçek bir yenilgi bazen de karamsarlık dönemi olabilir. Oysa dünyada BirGün gibi bu karanlığı yırtmaya, özgürlük alanını genişletmeye çalışanlar var. Yolu açık olacaktır.

***

İyi ki var ve hayatımızda...

► İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer: Demokrasiye duyduğum sonsuz inançla alıyorum her gün elime BirGün Gazetesini. Basın ve ifade özgürlüğüne duyduğum özlemle okuyorum. Çünkü biliyorum ki; ne zaman gerçeklerin üstü örtülürse BirGün o örtüyü aralar. Kim kitleleri kandırmaya çalışırsa BirGün doğruları yazar. Görmeyenin gözü, duymayanın kulağı olur. Nice 6 bininci sayılara!

***

Kocaman büyük bir ailem oldu ve biz gazetemizle birlikte büyüdük

► Barış İNCE: Bundan tam 6 bin gün önce Karaköy’de girdiğim bir gazete binasında Yunus Abinin elimize tutuşturduğu gazete balyalarının hayatımı değiştireceğini bilemezdim. Beyazıt Meydanı’nda ve Beyoğlu’nda gazetenin tanıtımı olsun diye ücretsiz gazete dağıttığımız o günlerde, “patronsuz gazete” diye bağıran arkadaşa “o nasıl olacak” diye soranlara, “direne direne olacak” demem gerektiğini bilemezdim.

6 bin gün önce sokakta gazete dağıtmak için girdiğim binaya, bin gün sonra, 2007 yılında yani, 2 yıllık deneyimi olan genç bir gazeteci olarak girdim. Uzun koridorlu gri binada insanların ne güçlüklerle patronsuz bir gazeteyi ayakta tuttuğunu bilemezdim. Alınamayan maaşların, biriken borçların, harçlıkların paylaşıldığı dumanlı odaların “bir gün mutlaka” umudunu beslediğini yaşamadan bilemezdim. Yükün ağırlığında omuzları düşen güzel arkadaşlarımızı bir bir uğurlarken İbrahim Çeşmecioğlu’nun omzumuzdaki dost elinin sıcaklığının anlamını ise hep bildim.

Mecidiyeköy’e iki katlı bahçeli o küçük binamıza taşınırken, küçüle küçüle bir avuç kalırken, kapımızı çalan dostların sayısı bir bir azalırken, “aman gazetedeki sıkıntılar gündemimize gelmesin”ciler her gün artarken, dünyanın sömürücü baronlarına can yoldaşımın attığı bir ayakkabının bahçemizi nasıl şenlik yerine çevirdiğini gördüm.

BirGün dümeni her türlü sağ liberal, faşizan dalgaya karşı sağlam tuttuğunda büyük bir devrimci ailenin yeniden arkasında durmasıyla “patronsuz” gazetenin sahipsiz olmadığını hissettim. O güçle bir parktan tüm ülkeye yayılan bahar havasını içime çektim. Gazetemizin yepyeni genç bir dalganın üzerinde yükselmesi için arkadaşlarımla birlikte elimizden geleni yaptığımızda; her daim dik duran imtiyaz sahibinden akbille haber kovalayan muhabirine, çayımızı demleyen abimizden, yemeğimize yapan ablamıza, iğneyle kuyu kazanlarla BirGün’ü bambaşka bir yere taşıdığımızda, onur neymiş bildim.

6 bin gün olmuş. BirGün’ün, “iki ay yaşamaz” diyenleri bu denli şaşırtacağını bilemezdim. Şimdi adım nerede, nereye yazılırsa yazılsın, hayatımda en gurur duyduğum günler, adımın yanında bir yerde BirGün yazan günlerdir. O büyüdü, büyüdüm, o üzüldü, üzüldüm, o düştü, düştüm, o koştu, koştum... Ben çekirdek bir ailenin çocuğuyum, bir gün böyle kocaman bir ailem olacağını bilemezdim.

***

Habersiz ve nefessiz kalmamak için

► Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar: Bir gün herkesin özgürce, kardeşçe, mutlulukla yaşayacağı kentler için dört koldan çalışıyoruz. Böylesi kentler ve böylesi bir ülke idealinin ilk şartı işleyen bir demokrasi, demokrasilerin vazgeçilmezi de hakikat peşinde koşan basındır. BirGün gazetesinin bu ideale katkısını takdirle karşılıyorum. Sizinle geçen her bir gün, habersiz kalmadığımız yeni bir gündür. Nice 6 bin BirGün’lere…

***

6000 gün ha!

►Doğan Tılıç: Demek 6000’inci günü bugün gazetemizin! Dile kolay… Ama “En fazla 60 gün dayanır” diye ömür biçilirken 6000’inci güne gelmiş!

Gazetenin yaş günlerinde “BirGün, bebeğim” diye yazdım ilk bir iki yıl. Sonra, o büyüdü dedim. Hani, elinden tutup emeklettiğiniz çocuklar büyür de sizin elinizden tutup yürütür ya yaşlılığınızda. BirGün de o kıvama geldi işte. Kuruluşunda onca emek veren, ayakta kalması için didinenleri omuzlayan bir gazete oldu.

Masutatsu Oyama, bir karate dalının kurucusu, “1000 gün eğitimle çırak olursunuz, 10.000 gün pratikle usta” demiş. Onun hesabıyla ustalık yolunun yarısını geçti BirGün. Ama hayır! Olduk, bitti, tamam demeyeceğiz hiç. Kaç 10.000 gün geçerse geçsin, her gün daha iyi bir BirGün yapmak için öğrenmeye devam.

6000 gün önce bugün, memleketin ve hatta dünyanın değişik yerlerine dağılmış, ama aynı hayatı yaşayıp benzer bir kaderi paylaşmış binlerce insanın, aynı amaç için katkılarını koymasının ürünü olarak doğdu BirGün. Tekerine taş koyanın hiç eksik olmadığı bir yolda, 6000 gündür yürüyor işte. Okuyanı ve yazanıyla… Ve daha nice 6000 günler boyu sürecek bir yolculuktayız.

Gün oldu keyifli kahkahalar yükseldi büromuzdan. Başarının gururu bir tebessümle oturdu dudaklarımızın kenarına… Gün oldu, acı keder; geride kalan 6000 günde yitirdiğimiz arkadaşlarımızın acısı... Kah cennete yolculuktu bu 6000 gün haberlerimizle dokunup değiştirdiğimiz hayatlarla, kah cehenneme tepemizden eksilmeyen baskılar yüzünden…

Ama 6000 gün geride kaldı işte. Dayanışmayla, omuz omuza… Biz de piştik, öğrendik, öğreniyoruz… “Tamam, ustayız” demeyeceğiz ama, Oyama’nın karatecileri gibi! Hep gazeteci kalıp, hep öğrenecek ve her gün aynı amatör coşkuyla daha iyi bir BirGün yapmak için yürüyeceğiz… Önümüzdeki nice 6000 günlük yolları!

***

İmkânsızlıklar içinde bir başarı hikayesidir BirGün

► Cüneyt Akman: 2003 yılı ortalarıydı. BirGün gazetesinin kurulmasına (o sırada henüz adı konmamıştı gerçi) karar verildiğinde pek çok kişi, doğrusu bunun gerçekleşebileceğine inanmıyordu. Para yoktu, imkân yoktu, kimilerine göre okuyacak kişi bile yoktu. 2004 Nisan ayı gibi gerçekten kurulduğunda ise “bir yılı çıkaramaz” diyenler çoktu. Onlara göre arkasında bir sermaye grubu olmayan bağımsız bir gazete mümkün değildi. Hesaba katmadıkları, bu gazeteyi destekleriyle yaratanın, kamu emekçileri, işçiler, devrimcilerin kolektif omuz verişi olduğuydu. O omuz hiç aşağı düşmediği için BirGün bugün 6 bininci sayısını çıkarıyor. O gün büyük fedakârlıklarla gazeteyi hayata geçirmek için yola çıkanlarımızdan bazıları artık hayatta değil; onların boşalan omuzlarını yeni kardeşler doldurdu. O omuzlar var oldukça BirGün 60 bininci sayısını da çıkaracak.

***

Her direniş yeni bir umut

► Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz: BirGün gazetesi her zaman ötekilerin sesi oldu, bizim de her zaman destekçimiz oldu, dava sürecinde yanımızda oldu. Emeği geçen bütün ekibine teşekkür ediyoruz.

► Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan: Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün alabildiğine alaşağı edildiği şu dönemde BirGün gazetesi doğru, gerçek ve halkın haberlerini yaparak gazeteciliğin ne demek olduğunu 6000’inci sayısıyla birlikte göstermeye devam ediyor. BirGün gazetesi bütün ekibiyle birlikte tıpkı haksızlığa uğrayan herkesin yanında olduğu gibi bizim de ilk günden beri yanımızda oldu ve sesimize ses oldu. BirGün gazetesi ve gazetenin değerli emekçileri, iyi ki varsınız ve iyi ki her koşulda yanımızdasınız. 6000’inci sayınız kutlu olsun.

► Çağdaş Gazeteciler Derneği Onur Kurulu Başkanı Ahmet Abakay: İktidarın basına,Aydınlara yönelik ağır baskılarına karşı kararlı direniş gösteren, bağımsız gazetecilikten geri adım atmayan BirGün gazetesi ile övünüyoruz. 6 bini başarıp, bugüne ulaştıranlara, sürdürenlere selam olsun.

► Abdullah Cömert’in ağabeyi Adnan Cömert: BirGün halk için değerli, her zaman doğruları yazan, mücadele eden bir gazete. Bizim için çok önemli. Gerçekleri yazan bir tek BirGün ve birkaç gazete kaldı. Devamını diliyoruz…

► Hayri Kozanoğlu: BirGün’ü BirGün’e eklemiş derken gelmişiz 6 bininci BirGün’e... Dünyada basılı medyanın zor günlerden geçtiği bir dönemde, hele muhalif basını susturmak için her yolun denendiği ceberut bir ülkede, hele hele içinden geçtiğimiz yaman pandemi günlerinde bir gazete ayakta kalabilmişse emin olun ki orada emek vardır, özveri vardır, inat vardır, sabır vardır, belki de en önemlisi umut vardır...Kuruluşundan bu yana özgürlükten, eşitlikten, laiklikten yana taraf olduğun için, umudumuzu heyecanımızı canlı tuttuğun için, sayfalarını bize açtığın için varol BirGün...

► Zeynep Altıok: BirGün benim için yeni günün ilk buluşması. Ben gazeteyi dijital ortamda okumayı sevmiyorum. Elbette her gazeteyi değil. BirGün benim için gerçek habere, bilgiye ulaştığım her satırı okunacak günlük bir ritüel. Çocukluğumda anneannemin, annemin beğendiği, bağlı olduğu ve seçtiği gazeteyi özenle okuması gözümün önünde. Benim için de BirGün o gazetedir. Güvendiğim, öğrendiğim, bilgilendiğim, düşündüğüm, duygulandığın, eğlendiğim olur satırlarında. Tercih ettiğimdir. BirGün benim için ayrıca benim gibi insanların varlığıyla, mücadeleleriyle, inanç ve kararlılıklarıyla gelen güven ve umuttur. Kendimi ifade ettiğim, yazdığım, sözümü paylaştığımdır. Cesaretin, ahlakın, ilkeli duruşların yeridir. Dayanışmanın iyiliğin işaretidir. Bugünüm ve yarınımdır. İyi ki BirGün var.

► Faruk Bildirici: BirGün artık emekleme dönemini tamamlamış, zorlu yolları geçip unutulmaz deneyimler kazanmış, yeni ufuklara doğru cesaretle ve koşar adım ilerleyen bir gazete. Biz gazeteciler hep söyleriz bağımsızlığın özgür gazetecilik için vazgeçilmez bir koşul olduğunu ama piyasa koşullarında hayal gibidir bunu hayata geçirmek. BirGün bu hayali gerçekleştiren ender medya kuruluşlarından biri oldu, her yeni günle birlikte kendini yenilemeyi de başardı. Muktedirlerin de eleştirel gazeteciliğin özneleri olmaktan kaçamayacaklarını kanıtladı. İçinde bulunduğumuz baskı ortamının karanlığında umut veren, yol gösteren bir ışık oldu. Kutlarım, nice 6 binlere…

► Ayşenur Arslan: BirGün hem okuru hem de yazarı olarak bende çok ayrı bir yere sahip. Benim için ‘gerçekler’ demek… ‘Fedakârlık’ demek… Bütün renklerin kirlendiği bir mahallede ‘bembeyaz kalabilmek’ demek… Okuru ve yazarı olmaktan onur duyuyorum.

► Erdal Güney: 6 bin gün, 6 bin adım... Yola, yolculuğa, yürüyenin varlığına, haber alma özgürlüğü peşindeki gazeteciye, gazeteye, BirGün’e teşekkürler...

► Cengiz Bozkurt: 6000 gündür süren bir yolculuk, dile kolay. Her günü yarınlar için bir emek, her günü özgürlük için atılan bir adım. Engellerle dolu bu yolculukta yılmadan yürüyen gazeteci kardeşlerime, dostlarıma selam olsun. İyi ki varsın BirGün. Nice 6 binlere!

► Enver Aysever: Çorak düşün ortamımızda BirGün çok önemli bir limandır. Uzun süre yazarlık yaptım ve çok şey öğrendim. Sosyalist yayıncılık açısından da ayrıca özel bir yeri olan gazetemiz uzun yıllar yaşamalı.

► Ayşen Şahin: 2004 öncesi bazı olaylara yeniden dönüp bakmam, araştırmam gerektiğinde “keşke BirGün de olsaymış o zamanlar” derim. Bu yüzden yeni gelen nesille ilgili bir tesellim de ileride bu günleri bir de BirGün’den okuyacak olmaları.

Gazetecilikte “rağmen”ler artıyor. Baskıya, cezalara, yasaklara, dört koldan beslenen yandaş medyaya rağmen bu günleri yazmak, haberin üzerine gitmek sadece mesleği iyi yapmak değil tarihi bir görevi de üstlenmek demek.

BirGün’de okumayı hayal ettiğim nice manşetler var, dilerim o günleri hep beraber görürüz. Nice altı bin, altmış binlere.

► Elif Ilgaz: Benimle yaşıt olanlar için haber alma kaynağı eve alınan bir gazete, radyoda saat başı yayımlanan ‘ajans haberleri’ ve tek kanallı TRT’nin akşam 20.00’deki haberlerinden ibaretken, bugün hayatımızın her anında, çok çeşitli mecralardan, durmaksızın, haber ve analiz akışı var. Ancak bu gelişmeler gerçeğe ulaşmamızı kolaylaştırmadı. Aksine büyük bir bilgi kirliliğine yol açtı ve haber bombardımanı altında hakikat kayboldu. Öte yanda dünyada ve Türkiye’de baskıcı rejimlerin iktidara gelmesiyle yasaklar arttı, sansür ve otosansür kanıksandı, mahkeme koridorları ve hapishaneler gazetecilerle doldu, taştı.

İşte bu koşullarda ‘halkın gazetesi’ BirGün 6000 gündür gerçeğin peşinde, özgür ve patronsuz olarak yayın hayatına devam ediyor. Gücünü iktidardan değil, okurundan alıyor. Bu sayede iktidarın dayattığı değil, halkın gerçek gündemini sayfalarına taşıyor. Gazetecilik idealizmiyle işe başlayan gençlerin önünü açıyor, onlara okul oluyor. Sadece yazılı gazete olarak değil, yeni mecralar üzerinden de yayın yaparak halkın habere kolay ulaşmasını sağlıyor.

Siyaset gündeminin yanı sıra, sağlıktan, ekonomiye, dış haberlerden, kadın sayfalarına, ekolojiden, çalışma yaşamına yapılan haberler ve köşe yazılarıyla cesur, özgür ve eleştirel yayınlar yapma gayretinde. Buradan sonrası okurlara kalıyor. Haber almak ve gerçekleri öğrenmek istiyorsanız, gazetecilere ve gazetenize sahip çıkın. Onların böyle dik durabilmesi siz okurların destekleriyle mümkün. BirGün gazetesi 6000 gündür her sabah gelecek güzel günlerin umuduyla yoluna devam ediyor. Bu umuda ortak olan, omuzlayan herkesin ellerine, aklına, yüreğine sağlık. İyi ki varsınız...

► Ahmet Ümit: BirGün gazetesinin Türkiye’deki demokrasi mücadelesine katılımını çok önemli buluyorum. Demokrasinin ışığının azaldığı, özgürlüğü solumakta zorluk çektiğimiz anlarda; özellikle bağımsız, gerçekleri yazabilen, cesur bir günlük gazetenin olması benzersiz bir olanak ve kazanımdır.

Demokrasi güçleri açısından gerçek bir hazinedir. 12 Eylül döneminde böyle bir gazete yoktu ve biz yeraltında, illegal koşullarda yayın organları çıkararak insanlara hakikati anlatmaya çalışıyorduk. O anlamda BirGün’ün 6 bininci sayısına ulaşmasını çok anlamlı, çok kıymetli buluyorum ve umarım 60 bininci sayıya, 600’üncü sayıya ulaşır ve umarım demokrasinin çok daha gelişmiş olduğu, toplumdaki her kesimin kendini ifade edebildiği totaliter, otoriter rejimlerden kurtulduğumuz zamanlarda da yayını sürdürür.

► Işıl Yücesoy: İyi ki böyle bir haber alma organımız var. İyi ki böyle değerli basın mensuplarımız var. Üstelik 6 bininci sayıya ulaşmışlar. Yürekten kutluyorum. O çatı altında çalışan, emek veren herkesin yüreğine sağlık. Nice binlerce sayıya ulaşmanız dileği ile…

► Füsun Demirel: Demokrasinin en temel ihtiyacı olan düşünce ve ifade özgürlüğünü savunurken basına konan yasak ve engellere rağmen bağımsız gazetecilik anlayışıyla günümüze kadar 6 bin baskı üretmiş ve okurlara cesurca ulaşabilmiş bir gazete BirGün. Gazeteciliğin ağır ekonomik, siyasal, düşünsel baskılar altında ve hatta sayısız gazetecinin cezaevlerinde olduğu bu günlerde gerçekleri kamuoyu ile paylaşan cesur bir gazete BirGün. Nice uzun yıllara…

► Müfit Can Saçıntı: Bundan 6 bin gün önce bir uzaylı gelip gazete bayiinden çok satan bir gazete alsa dünyadaki bilim ve teknolojiden, iklim ve çevre sorunlarından, işçi öğrenci ve öğrenim sorunlarından, kültür sanattan pek haberi olmayacaktı. Ancak 6 bin gündür BirGün basımımızda büyük bir eksikliği dolduruyor... Büyük sermayelerin gazeteleri kapanırken 6 bin gündür ayakta kalan Birgün gazetelerin salt parayla değil inanmışlık ve dayanışmayla yaşayacağını kanıtlıyor.

► Levent Üzümcü: Cumhuriyet tarihinin gördüğü en despot zamanları yaşıyoruz. BirGün gazetesinin varlığı burada sesimizi duyurmak anlamında bizleri rahatlatıyor. Tabii ki çok fazla baskı ve yanlış anlama oluyor. BirGün gazetesi de bundan payını aldı. Bu baskı dönemlerinde herkesin taraf olması zorunluluğu vardır. Zaten baskı dönemleri bunun üzerine kuruludur. BirGün gazetesi de hakkın hukukun tarafında oldu. Daha nice 6 binlere, 60 binlere, 600 binlere…

► Metin Uca: Özellikle basının son yıllarda esir alınışı döneminde özgür, gerçek anlamda gazetecilik yapan kuruluşların önemi birkaç değil bin kaç kat arttı. Gündem oluşturmada, gerçeklerin ortaya çıkışında basının toplumsal muhalefetindeki vazgeçilmez işlevini yerine geçirişinde bir avuç yürekli gazetecinin bir arada bulunduğu BirGün’ün de çok özel ve anlamlı bir yeri var. Nice 6 binli sayılara derken ana akım medyanın inandırıcılık ve saygınlık kaybının doruklara çıktığı bir ortamda herkesi BirGün Gazetesine sahip çıkmaya çağırıyorum.

► Burhan Sönmez: Her şeyin tek sese dönüştürüldüğü, herkesin tek zihniyete mahkum edildiği bir zamanda bağımsız gazeteciliğin önemi her an, her yerde hissediliyor. Sistem eleştirisi yapabilmek ve iktidarı haberlerle rahatsız edebilmek, bugün her zamankinden daha riskli ama bir o kadar da gerekli. BirGün, doğduğu günden beri tehditlere ve cezalara rağmen tavizsiz habercilik yaparak, özgürlüğün ancak meydan okumakla elde edilebileceğini göstermiştir. BirGün dün gerekliydi, yarın da gerekli.

***

BirGün bizim sesimizdir!

► Ercan Kesal: Orta Çağ’da kitap kopyalayan yazarlar, parşömenin az ve pahalı olması nedeniyle, eski el yazmalarının yüzeyini kazıyarak yeniden kullanıyorlardı. Üzeri kazınarak yeniden yazılan parşömenlere palimpsest denir. Aynı sayfa üzerinde, bir metnin bazen başka bir metne eklendiği, üst üste geldiği, yine de eski metnin tam olarak kaybolmadığı bir sayfa düşünün. Hiçbir metin kaynaklarını bütünüyle silemiyor, her metin kendinden öncekilerden izler taşıyor. Hiçbir şey kaybolmuyor ve biz bir kolektif hafızanın devamı ve ayrılmaz parçasıyız. Bu yüzden; BirGün sadece bir gazete değildir. Bizim palimsestimizdir. Yeniden kullanılmak üzere kazınan, fakat kazındıkça eskiden yazılanların parça parça ortaya çıktığı bir gazete. Her satırında geçmişten bugüne yaşadığımız onca kederi, ümidi, coşkuyu, acıyı ve bitmeyen inadımızı taşır.

***

► Buket Uzuner: Edebiyat, sanat, kültür, hayvan ve çevre haberlerini aynı gazetenin içinde okuyabildiğimiz çok ender gazetelerden biri olan Birgün’e nice uzun yıllarca sürecek bir yayın hayatı dilerim. Birgün gazetesi, ilk günkü gençliğini, meraklı araştırmacılığını ve heyecanını hiç yitirmedi. Merak gazeteciliğin ateşi, enerjisi, gençlikse çağdaşlık ve yeniliğin sembolü. Birgün’ün, kurumsallığın klasik dikey hiyerarşisi yerine yatay ve çoğulcu bir yayın zihniyeti var. Bu nedenlerle bazen üniversitede arkadaşlarla çıkarttığımız bir gazete okurmuşum gibi samimi bir duyguya kapılıyorum. Ben, yaşca “Milenyum Kuşağı”ndan değilim ama başca öyleyim ve belki de bu yüzden BirGün’ü seviyorum. Nice yıllara BirGün!

***

Eğilmeden devam ediyoruz

► İbrahim Aydın: BirGün, kurulduğu süreç gereği her bakımdan toplumsal mücadelenin bir aracı, ezilenlerin, sömürülenlerin ve yok sayılanların sesi soluğu oldu. Ülkemizin halkları bir yandan kapitalist sömürünün en vahşi biçimi olan neoliberal saldırılar altında ezilirken, diğer yandan tam anlamıyla dikta bir rejim tarafından yönetiliyor. Özgür, eşit ve demokratik bir ülke için mücadele eden milyonların sesi olmanın bedeli ise büyük. Arkadaşlarımız yaptıkları haberlerden ötürü yüze yakın davada yargılanıyor, milyonlara varan para ve hapis cezalarına çarptırılıyor olsa da sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Çünkü BirGün’ü her durumda destekleyen binlerce okurumuz var. Gazete çalışanlarının umudu ve sorumluluk bilinci var olduğu sürece BirGün 60 bininci sayıları da görecektir. BirGün Mutlaka!

***

Birlikte daha güzel yarınlar için

► TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz: Yazdıysa doğrudur diyebileceğimiz”, “patronsuz” bir gazeteye duyduğumuz ihtiyaca, eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden ve emekten yana verdiğimiz cevabın adı olarak ortaya çıktı BirGün Gazetesi. İyi ki de çıktı… BirGün Gazetesini elimize aldığımız her gün BirGün’ün değerini daha fazla anlıyoruz.

Yayın hayatına başladığı günden bu yana, ülkemizde yaşanan siyasal-toplumsal çalkantılar karşısında, BirGün gazetesinin emekten yana, ilerici, devrimci duruşundan sapmadan sürdürdüğü gazetecilik çizgisi basın-yayın tarihimiz açısından olduğu kadar, siyasal tarihimiz açısından kıymetli ve öğreticidir. Yüzleşmek zorunda kaldığı onca baskı ve zorluğa rağmen, bugün içinde bulunduğumuz zorbalık düzeninde, halkın haber alma hakkı için mücadele eden BirGün gazetesinin varlığı hepimize güven ve umut aşılamaktadır.

“Umut da ekilebilir ve hasat edilebilir” diyordu bir konuşmasında Komutan Yardımcısı Marcos… Benim için BirGün gazetesi bu ülkedeki devrimcilerin yıllar boyunca ektiği umut tohumlarının meyveye dönmüş halidir. Onu koruyalım, büyütelim…

►Türk Tabipleri Birliği Başkanı Sinan Adıyaman: Her zaman emekten, emekçiden, ezilenlerden yana olan gazetemiz BirGün’ün 6 bininci sayısını kutluyorum. BirGün Gazetesi bize tüm zor koşullara, kendisini kuşatan imkânsızlıklara karşın nasıl iyi gazetecilik yapılabileceğini gösterdi. Her zaman hekimlerin, sağlık çalışanlarının, Türkiye’nin muhalif kesimlerinin, meslek örgütlerinin sesi oldu. BirGün Gazetesine hekimler ve sağlık çalışanlarıyla olan dayanışması için teşekkür ediyor, dik duruşunu alkışlıyor, nice 6 bininci baskılar diliyorum.

► DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu: Gerçekleri söylemenin, yazmanın suç ilan edildiği bir ülkede halkın haber alma hakkının önemli bir mevziisi olan 6 bin gündür işçilerin, emekçilerin, işsizlerin, emeklilerin, emeklilik hakkı elinden alınanların, çocukların, gençlerin, kadınların, kısacası halkın hakikatini anlatan BirGün Gazetesinin tüm emekçilerini kutluyor, dayanışma duygularımızı iletiyorum.

► Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu: Ne diyordu emeğin şairi «Ah benim insanlarım yalanla besliyorlar sizi/Antenler yalan söylüyorsa/ Yalan söylüyorsa rotatifler/ Kitaplar yalan söylüyorsa ...» Evet, iktidarın baskısı ve denetimi altında, her emre amade halen gelen yazılı görsel basın yalan söylüyorsa; emekten, barıştan, eşitlikten, özgürlükten yana haber ve yoruma ekmek kadar, su kadar ihtiyacımız var. Grev boylarında mücadele eden, örgütlenirken hukuksuzca işten çıkarılan, bin bir cefayla emek mücadelesi veren işçilerle ilgili tek habere yer vermezken, bir ünlünün Bodrum›daki tatilini ana haber bültenine taşıyanlar utanmalıdır. Çevrenin, kadının, engellinin, yaşlının, kronik hastaların sorunlarına üç beş satır ayırmayı çok gören gazete utanmalıdır. Her krizde fabrikanın kapısı önüne konulma korkusunu yaşayan işçi kadınların çilesini anlatmayan radyo utanmalıdır. Çünkü özgür bağımsız haber işçi sınıfının ve bütün ezilenlerin sesidir, soluğudur. Bizi soluksuz bırakanlar utanmalıdır. BirGün Gazetesi işte tam böyle bir yaraya merhemdir. Sesimizi, soluğumuzu toplumla buluşturarak 6000’inci sayısına ulaşan BirGün Gazetesini yürekten kutluyorum. BirGün Gazetesinin yolculuğuna emek veren herkese şükranlarımı sunuyorum. Mücadelemizi uç uca ekleyerek, hep birlikte bu sömürü düzenini yıkacağız. Belki hemen bugün değil ama mutlaka ‘BirGün.’

***

► Ermenek Cenne Maden Direnişçisi Emel Tunçdemir: Adalet ve demokrasiyi savunup işçinin emekçinin yanında olduğu için BirGün okunmalı.

► Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü: Yayın hayatına başladığı günden beri kadın politikaları özelinde sorunların var olmasına neden olan eşitsizliğin giderilmesi adına eşitlik kavramını yaygınlaştırma ve sorun çözümüne yönelik haberciliği ile varlığını sürdüren BirGün gazetesi ile daha güçlüyüz. O düşlediğimiz eşitlik BirGün gelecek ve bunda BirGün gazeteciliğinin emeği ve katkısı tartışılmaz. Nice yıllara.

► Canan Arın: BirGün kadın hareketinin yılmaz destekçilerinden. Dolayısıyla medeni bir Türkiye yaratmanın destekçilerinden biri olduğu için çalışanlarına teşekkür ederiz.

► DEKAP Akdeniz Sözcüsü Birsen Tanyeri: Olurdu, olmazdı, yaşardı, yaşamazdı derken 6000’inci sayısına ulaşan BirGün gazetemiz yurdun dört bir yanında doğa için mücadele eden yaşam savunucularının sesi, soluğu oldu. Kimse görmezden, duymazdan gelirken BirGün gördü, duydu ve yazdı. İyi ki varsın BirGün. İlelebet yaşayasın…

► Şavşat Dernekler Federasyonu Başkanı Avukat Halis Yıldırım: BirGün’ün kuruluş süreci uzun sürmüş ve ülkenin dört bir yanında toplantılar organize edilerek fikir alışverişinde bulunulmuştu. Ben de bu süreçte görev alma onuruna sahip olmuştum. 6000 sayısı büyük görülüyor ama BirGün sayılarla ölçülemeyecek zorlukları, her türlü baskıyı aşarak çalışanlarının ve okurlarının olağanüstü özverili destekleriyle bu günlere ulaştı. Rahmetli arkadaşım İbrahim Çeşmecioğlu ile gazetenin ilk baskısı için sabahın 03.00’ünde matbaada heyecanla beklediğimiz o anı hiç unutmadım. Ben bu sayıda ülkenin tüm ezilenlerinin, emekçilerinin suyuna, toprağına sahip çıkanların gazetesini İbrahim Çeşmecioğlu ile birlikte selamlamak istiyorum. Daha güzel yıllara BirGün mutlaka ulaşacağız.

► Salihli Çevre Derneği Başkanı Av. Seçil Ege: BirGün, gerçeğin sesi, halkın sesi... Hacıbektaşlı’da, Çapaklı’da direnen köylünün, Soma’da, Ermenek’te katledilen madencinin sesi... Yeşil Yol’da kesilen ağacın, Munzur’un gözelerinin, Hasankeyf’in sularının sesi... Nice sayılara, sesimize ses olmaya.

► Yeşil Gerze Çevre Platformu Sözcüsü Şengül Çalışkan Şahin: BirGün, ülkenin dört bir tarafında olduğu gibi Gerze’deki mücadelemize ses oldu. Haberleriyle, manşetleriyle her zaman yaşam savunucularının yanında oldu. BirGün’ün yürüdüğü bu yolda 6 bininci sayısını kutlarım. İyi ki BirGün var.

► Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyon Kurulu’ndan Pınar Bilir: BirGün var oluşundan bugüne kadar bizler için emekçi gazetesidir. Kendi var oluşunu sürdürme mücadelesi verirken tüm gücüyle toplumun haklı sesine ses olmuştur. Çevre mücadelesi açısından elimizde kalan sayılı basın yayın organlarından biridir. Değerini biliyor varlığını sürdürmesi için bizler de desteğimizi sürdürüyoruz. Nice yıllara diyoruz.

► Yenişehir Çevre Platformu dönem sözcüsü Şafak Erdem: Firmanın ağaç kesimi ilk gün direniş sayesinde durdurulmuştu ama 31 Mart tarihinde firma kolluk kuvvetlerinin koruması altında alana geri döndü. Bundan kısa bir süre sonra köy yolları kapatıldı ve bizler köyde yaşayan insanlara destek vermeye gidemedik. Sesimizi tüm Türkiye›ye duyurmak artık daha da önemliydi. İşte o zaman köydeki herkes yurttaş gazeteci oldu. Yaşanan her şeyi belgeledi ve BirGün Gazetesi o en muhtaç olduğumuz anda o cılız sesi aldı yükseltti, yükseltti. Direnişimiz herkesin direnişi oldu. İyi ki varsın BirGün.

***

Yaşamı savunanların sesi

► Kazdağları Direnişçisi Melis Tantan: Doğanın tahribatına karşı mücadele eden bizler Türkiye’nin mahallelerinden, köylerinden, kasaba ve şehirlerinden seslerimizi yükseltmeye çalışıyoruz. BirGün bunları haberleştirerek hem iyi bir gazetecilik örneği veriyor hem kendi yaşam alanındaki insanları yalnız bırakmayarak dertlerini duyuruyor. Kaz Dağları için 424 gündür tuttuğumuz nöbetin ve madenci şirketlerin yaptıklarının kamuoyu tarafından duyulması bizim için çok önemliydi, hala önemli. Çünkü madencilik tehdidi devam ediyor. Kaz Dağları’nın yüzde 79’una maden şirketleri göz koymuşken hem bizim hem Kaz Dağları’nda birlikte yaşadığımız kurdun, kuşun sesi ve kulağı olan BirGün gazetesine ve tüm BirGün emekçilerine nice 6000. sayılar diliyorum.

***

► Yeşil Artvin Derneği’nden Nur Neşe Karahan: Patron gazeteciliği ya da televizyon sahibi gazeteler hegemonyasına karşıt olarak doğanın haklarının, emeğin, özgürlüğün, hukukun yanında yer alan baskılara rağmen topluma gerçekleri anlatmaya çalışan gazete.

► İMECE ve Ev İşçileri Sendikası Kurucu Üyesi Minire İnal: İşçinin sesi BirGün Gazetesi tüm işçilerde olduğu gibi ev işçilerinin de her zaman yanında ve sesi olmuştur. İMECE Ev İşçileri Sendikası ve İMECE Kadın Dayanışma Derneği olarak mücadelemize mücadele, gücümüze güç katan BirGün Gazetesinin 6 bininci sayısını kutluyorum ve başarılarının devamını dilerim.

► Eski Kalekayış işçisi Rıfat Erenoğlu: 21.11.2018’de sendikalaştığımız için işten çıkartıldık. Burada bizim için büyük bir çaba, kovalamaca, yeniden örgütleme mücadeleleri verildi. Ardından da sınıf kardeşi olduk. Sesimizi sloganlarla duyurmaya çalıştık. BirGün Gazetesini yanımızda bulduk. Bizi merkezlerinde de ağırladılar. BirGün o gündür hep yanımızda. Ne mutlu böyle arkadaşlara sahibiz. İyi ki varsın BirGün Gazetesi.

► Cargill işçilerinden Suat Karlıkaya: Cargill direnişi 2 buçuk yıldır sürüyor. Bu mücadelede çok zorluklar yaşadık, çok sıkıntılar çektik. Ancak mücadeleden hiç vazgeçmedik. Bu mücadelede her zaman yanımızda olan bir gazete vardı, BirGün Gazetesi. 6000’inci sayıyı kutluyor, bizim gibi direnenlerin sesi olan, bu ülkede söylenemeyenleri yazmaktan korkmayan BirGün gibi gazetelerin sayısının artmasını temenni ederek Cargill işçileri olarak BirGün gazetemizi selamlıyoruz.

***

YİTİRDİKLERİMİZ