76 yıl önce gözaltında alındıktan sonra kaybettirilen yazar Sabahattin Ali’nin akıbetini soran Cumartesi Anneleri, yaşanan adaletsizliğin son bulmasını istedi. Açıklamada konuşan Ercan, “Ali’nin ailesi öldürüldüğüne inandı” dedi.

Adaletsizliğin 76’ncı yılı
Fotoğraf: X / CmrtesiAnneleri

Haber Merkezi

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Kayıp yakınları, 993’üncü hafta eylemlerinde 31 Mart 1948’de yurtdışına çıkmak üzere İstanbul’dan ayrılan ve bir daha haber alınamayan yazar ve şair Sabahattin Ali’nin akıbetini sordu. Basın açıklamasını okuyan İnsan Hakları Derneği (İHD) Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Ercan, Ali’nin akıbetinin karanlıkta kalmayacağının altını çizdi.

Devlet tarafından yapılan resmi açıklamanın ailesini ikna etmediğini belirten Ercan, “Açıklamaları, Sabahattin Ali Bulgaristan'a kaçarken ‘milli hisleri galeyana gelen’ bir kaçakçı tarafından öldürüldüğü yönündeydi. Ancak yakın çevresi, Sabahattin Ali'nin Kırklareli emniyetinde işkence ile sorgulanırken öldürüldüğüne ve bedeninin kaybedildiğine inandı” ifadelerini kullandı.

‘ELİMİZDE KANI VAR’

Ali Ertekin’in, Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti (MAH) ajanı olduğunu ifade eden Ercan, o dönemde gazetecilik yapan İlhami Soysal ile Ticaret ve Ekonomi Bakanı Cemil Ali Barlas arasında geçen konuşmayı paylaştı. Ercan şu ifadeleri kullandı: “Soysal, ‘Yolda yürürlerken Ali olayını açtım ve ‘Bu kaçış ve öldürme hikâyesine ne diyorsunuz?​’ diye sordum. Barlas durdu ve şöyle dedi: ‘Hiç sorma bu hikâyeyi… Şöyle ya da böyle hepimizin elinde kanı vardır, bulaşmıştır bu cinayet hikâyesine… Üstüne gitmemiz lazım, gidemedik, hata ettik.”