Tutuklu havalimanı işçileri ilk duruşmada tahliye edildi, ancak işçileri adli kontrol tedbiri nedeniyle zor günler bekliyor. Tahliye edilmesinin ardından BirGün'e konuşan Dev Yapı-İş Başkanı Özgür Karabulut, "Tüm arkadaşlarımızı işsizliğe mahkûm ettiler" diyor

Adli kontrol işsizlik demek

İstanbul Havalimanı şantiyesinde insanlık dışı çalışma ve barınma koşullarını protesto ettikleri için tutuklanan 31 işçi ve sendikacıdan 30’u tahliye edildi; ancak işçileri adli kontrol kararı nedeniyle zor günler bekliyor. Tahliye kararının ardından sabaha karşı serbest bırakılan Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, “Adli kontrol, çoğu gurbetçi olan inşaat işçileri için işsizlik anlamına geliyor. Tüm arkadaşlarımızı işsizliğe mahkûm ettiler” dedi.

İstanbul Gaziosmanpaşa 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen duruşmada, aralarında Karabulut ile birlikte 5 sendika temsilcisinin de olduğu 31 tutukludan 30’unun yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi. İşçilerden Serhat B.’nin ise başka bir ilde tutuklu olması nedeniyle sorgusu yapılamadığından tutukluluğunun devamına hükmedildi. 61 işçinin yargılandığı dava 20 Mart 2019’a ertelendi.

Bozuk saat bile...
Serbest bırakılmasının ardından BirGün’e konuşan Dev Yapı-İş Başkanı Karabulut, mahkeme kararını şu sözlerle değerlendirdi: “Keyfi bir tutuklamaydı, iddianame bomboştu. Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir derler ya, bu bozuk adalet sistemi de yarım yamalak bir tahliye kararı verdi. Tüm işçiler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, bu da çoğu gurbetçi olan inşaat işçilerini işsizliğe mahkûm etmek demek. Bütün arkadaşlarımız işsizliğe mahkûm edildiler. Ama bunlar da geçecek, biz mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz.”

Duruşmada savunma yapan işçilerin anlattıklarının haklılıklarını bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Karabulut, “Aslında orada yargılanan biz değildik, biz inşaat işçilerini kölelik koşullarında çalıştıran patronlardı. Bu bir emek mücadelesiydi, bunu bile başka yerlere çekmeye çalıştılar, ama başaramadılar. Rezil ve kepaze bir durumdu” dedi.

Ölü toprağını üzerimizden attık
İşçilerin ve kendisinin tutuklanmasının ardından hem yurtiçinde hem de yurtdışında örülen dayanışmanın çok anlamlı olduğunu dile getiren Karabulut, şöyle devam etti: “İnanılmaz bir dayanışma örneği olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz, ben işçilerden 20 gün sonra tutuklandım. Tutuklandığımda 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu’nu kurmak için çalışıyorduk. Hem havalimanında binlerce işçinin gerçekleştirdiği direnişle hem de sonrasında sergilenen bu dayanışmayla ölü toprağını üzerimizden attık. Bıçak kemiğe dayanmışken, ülkenin en büyük mega projesinde, ülkenin en örgütsüz ve güvencesiz işçilerinin isyanı, sadece inşaat işçileri için değil, bu ülkede güvencesiz çalışan milyonlarca işçi için bir umut yarattı.”

200 liralık halat olsaydı 3 işçi ölmezdi
Kuzey Marmara Otoyolu projesinde yaşanan iş cinayetinde 3 işçinin can verdiğini de hatırlatan Karabulut, sermayenin ve mega projelerinin vampir gibi işçi kanı emerek var olduğunu söyledi. Karabulut, “Eğer orada 200 liralık yaşam halatı olsaydı arkadaşlarımızı kaybetmeyecektik. Bizler inşaatlarda İş Kanunu’nun kâğıt üstünde kalmadığı, işçilerin insana yaraşır koşullarda çalıştığı ve emeğinin karşılığı aldığı bir düzeni kurabilmek için mücadelemizi sürdüreceğiz. Dayanışmayı büyüterek, örgütlenerek bu düzeni değiştireceğiz” ifadelerini kullandı.