Ülkede gazeteciler, bu yıl da Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne tutuklamalar, baskı ve şiddet gibi birçok sorunun altında girdi. Basın meslek örgütleri temsilcileri, “Tutuklu gazeteci sayısı 40’ın altına inmiyor” dedi.

Adliye, gazetecinin çalışma ofisi oldu
Gazeteciler, Sansür Yasası’na karşı Ankara’da eylem yapmıştı. (Fotoğraf: Depo Photos)

Haber Merkezi

Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü… AKP iktidarının gazetecilere yönelik baskı ve sansür uygulamaları sürerken birçok basın emekçisi bugüne işsizlik, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller, tutuklamalar, gözaltı ve erişim engelleri gibi birçok sorunun altında girdi. Ülkede basın özgürlüğünden neredeyse eser kalmazken iktidar, gazetecilere yönelik yargı sopasını bir baskı unsuru olarak göstermekten de hiç çekinmedi. Bu yıl itibarıyla Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde 16 gazeteci “silahlı örgüt üyeliği”, “örgüt propagandası”, “Anayasa’yı ihlal”, “gizliliği ihlal” iddialarıyla tutuklu bulunuyor.

Basın emekçilerine karşı baskının arttığı son nokta ise "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasına ön ayak sağlayan Dezenformasyon Yasası da hâlâ yürürlükte. Söz konusu yasanın ardından 40 gazeteci hakkında 46 soruşturma açılırken 10 gazeteci gözaltına alındı, 4’ü tutuklandı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün yayımladığı 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 2022’ye göre 16 sıra gerileyerek 180 ülke içerisinde 165’inci sırada yer aldı. 2023’te 43 gazetecinin ise yolu cezaevlerinden geçti.

DURDURAK BİLMEDİ

AKP’nin gazete ve televizyonları ekran karartma, para cezaları ve ilan yasakları ile sindirme çabaları ise sürüyor. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), AKP döneminde düzenleyici-denetleyici bir kurum niteliğinde çıkarak, muhalif kanallara karşı bir silah haline geldi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un bir soru önergesine verdiği yanıtta 2023'te kanallara yönelik 570 ceza kararı verildiği ortaya çıktı. Yine 2022 yılı RTÜK karnesine göre Halk TV, TELE1, KRT, Fox ve Flash TV'ye toplamda 17 milyon 335 bin TL para cezası verildi. Basın İlan Kurumu’nun (BİK) ilan ambargosu ile Evrensel ve gazetemiz BirGün susturulmak istendi.

GAZETECİLER KATLEDİLDİ

AKP döneminde birçok gazeteci ya hedef gösterildi ya şiddete maruz bırakıldı ya da katledildi. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Bandırma Güney Marmara Yaşam Gazetesi sahibi İsmail Cihan Hayırsever, Kocaeli Ses Gazetesi sahibi Göngür Arslan, Azadiya Welat editörü Rohat Aktaş farklı tarihlerde katledildi.

MEDYA TEKELLEŞTİRİLDİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın 2018 yılında kurulmasının ardından birçok basın emekçisinin basın kartını iptal edilirken yüzlerce basın kartı başvurusunu da keyfi şekilde bekletildi. AKP ise aynı zamanda medyayı kendi tekelinde toplamak adına pek çok adım attı. 2004’te Uzan Grubuna ait Star TV ve Star gazetesine el konuldu. Bunlar Aydın Doğan’a, ardından iktidara yakınlığı ile bilinen Doğuş Grubu'na satıldı. 2007 yılında ise Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından Ciner Grubu'na ait Sabah gazetesi ve ATV'ye el konuldu.

Doğan Haber Ajansı’nı (DHA) da bünyesinde bulunduran Doğan Grubu'na 4,8 milyar liralık vergi cezası kesildi. Cezanın ardından medya alanında küçülmeye başlayan Doğan Grubu ve Milliyet ve Vatan gazeteleri Demirören-Karacan ortaklığına satıldı. Karacan Grubu'nun çekilmesi üzerine ise iki gazete de Demirören Grubu'nun eline geçmiş oldu. 2018 yılında ise Doğan Medya'nın elinde bulunan tüm gazete ve televizyonları Demirören Grubu'na satıldı.

AKP tekeline alamadığı birçok medya kuruluşunu ise kapattı. Kanun Hükmünde Kararnameler ile toplamda 16 televizyon kanalı, 3 haber ajansı, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi kapatıldı, kurumların mal varlıklarına el konuldu.

∗∗∗

GAZETECİLERİN %90’I YOKSULLUK İÇİNDE 

Gökhan DURMUŞ - TGS Başkanı

Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü büyük bir sorun olarak varlığını sürdürüyor. Hala gazeteciler gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanıyor, yargılanıyor, haberlerine erişim engelleri geliyor. Geride bıraktığımız son bir yılda 69 gazeteci gözaltına alındı, 74 gözaltı işlemi uygulandı, Gazeteciler toplamda 153 saat gözaltında kaldı, 52 gazeteci ise haklarında açılan soruşturmalar nedeniyle ifade verdi.

126 gazeteci yargılamasında toplam 264 gazetecinin yargılandığı geçtiğimiz yıl içinde 63 gazeteci berat ederken, 36 kararda 55 yıl hapis cezası çıktı. Son bir yıl içeresinde 46 haber sitesine erişimin alan adı bazında engellenmesine, 4148 haber içeriğine URL bazında erişimin engellenmesine, 682 haberin tamamı veya bir bölümünün içerikten çıkarılmasına karar verildi. Basın yayın kuruluşlarına 38 ayrı idari para cezası kararı çıktı ve toplamda 40 milyon 744 bin 956 TL idari para cezası kesildi. 1 Mayıs’ta “gazetecileri süpüren” anlayış devam etmesi durumunda bu rakamlarda bir değişim olmayacak.

Gökhan Durmuş

Gazeteciler son yıllarda ciddi anlamda bir yoksullaşma süreci yaşıyor. Yaptığımız bir araştırmaya göre gazetecilerin yüzde 90’nından fazlası yoksulluk içinde işlerini yapmaya çalıştıklarını söylüyor. Gazetecilerin bu kadar geçim derdi yaşadığı, iş güvencesinden yoksun çalışmak zorunda olduğu bir ülkede maalesef tutuklama, gözaltı saldırılarını kaldırsanız da basın özgürlüğünden bahsedemeyiz. Halkın haber alma hakkına, gazetecilerin haber verme ve bunun karşılığında hakkaniyetli bir ücret alma mücadelesinin büyük bir dayanışma ile yürütülmesi gerekiyor.

∗∗∗

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YAŞAYAMIYORUZ

Turgut DEDEOĞLU - DİSK Basın İş Sendikası Başkanı

Basın, yayın ve gazetecilik işkolunda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) kayıtlarına göre yaklaşık 98 bin çalışan gözüküyor. Bunların yüzde 1’ini sendikalar örgütleyebilirse ancak o zaman Türkiye barajını geçebiliyor. Ancak işyerinde örgütlendiğiniz zaman da yüzde 50+1 işyeri barajının da aşılması gerekiyor ve örgütlenme sırasında bu zorluklarla karşılaşıyoruz. Bazı kurumlarda yaşanan sıkıntı ise bunların çalışma kolu olarak basın, yayın ve gazetecilik işkolunu seçmemeleri… İşkolunu değişebilmek için ise onun rızası gerekiyor. Bazı kurumlar bilinçli, bazıları ise bilinçsiz şekilde yapıyor. Hal böyle olunca gazeteciler örgütlenme sürecinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Türkiye’de aynı zamanda serbest çalışan gazetecilerin ve yayınevi çalışanlarının işçi statüsünde görünmedikleri için sendikalı olma hakları da bulunmuyor.

Turgut Dedeoğlu

Geçen yıl 320 kişi ve medya kuruluşlarının da dahil olduğu 236 basın ve medya özgürlüğü ihlali karşı karşıya kaldık. En çok tutuklu gazeteci sayısı da Türkiye’de. Ukrayna’da, Çin’de ve Rusya’da dahi gazetecilere yönelik bu denli ciddi bir baskı yok. Ülkede tutuklu gazeteci sayısı da 40’ın altına inmiyor. Yalnızca gazetecilere karşı Türk Ceza Kanunu’nun ve Dezenformasyon Yasası’nın uygulamış olduğu baskılar yetmiyormuş gibi karşımıza RTÜK gibi baskılar karşımıza çıkıyor. Bir yurttaşa verilecek olan herhangi bir ceza gazeteciye cezayı üç katı veriliyor. Basın kartı için İletişim Başkanlığı’nın rızası gerekiyor. BİK’ten yardım alabilmeleri için bütün yetki iktidarın elinde bulunuyor. Gazetecilik bir kamu görevi bunu polise, iktidara anlatabildiğimiz zaman ancak daha rahat çalışma koşullarına sahip olacağız. Basın özgürlüğünü rahatça yaşayamadığımızı dile getirdik.

∗∗∗

GAZETECİLİK BİR KEZ DAHA YARGILANDI

Gazeteci Barış Terkoğlu’na, Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in şikâyeti üzerine, “terörle mücadele görev almış kişileri hedef göstermek” iddiasıyla yargılandığı davada 2 yıl hapis cezası verildi. Terkoğlu hakkında, “Türkiye’nin gündemindeki kararları hep aynı hâkim veriyor” başlıklı haber ve “Türkiye’yi karıştıran hâkimi nereden hatırlıyorum” başlıklı yazısı gerekçe gösterilerek açılan dava dün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Davada kararını açıklayan mahkeme, Terkoğlu’nun üzerine atılı, ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme’ suçunu işlediği kanaatine varıldığını kaydederek, Terkoğlu’na 2 yıl hapis cezası verdi.

Öte yandan TRT Teftiş Kurulu’nun şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ifade veren gazeteci Elif Akkuş tutuklandı. Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği, Akkuş’un “delil karartma şüphesiyle” tutuklanmasına karar verdi.