Bir dönemler adı Afrika'da umutla birlikte anılan, Burkina Faso'nun eski lideri Thomas Sankara'nın mezarı öldürülmesinden neredeyse 28 yıl sonra nihayet açılıyor. Burkina halkı, nam-ı diğer 'Afrika'nın Che Guevara'sı ile ilgili hakikatın ortaya çıkmasının yeni bir başlangıç olmasını arzuluyor

Afrikalı Che'nin mezarı barış ve adalet için açılıyor

Tüm kıtada bir dönem değişimin umudu olmuş, Burkina Faso’nun devrimci Marksist lideri, nam-diğer 'Afrika’nın Che Guevara’sının cinayeti ardındaki sır perdesi yavaş yavaş aralanıyor.

Geçtiğimiz ekim ayında, cinayette önemli rol oynadığı herkesçe tahmin edilen darbeci eski Devlet Başkanı Blaise Campaoré’nin 27 yıl iktidarından indiren devrim, halk kahramanının yeniden bir sembole dönüştürdü. Ve şimdi de Sankara’nın ölümünün aydınlatılması için önemli bir adım atılarak, bedeninin nihayet incelenmesi için mezarı açıldı.


Sankara’nın eşi Mariam yıllarca DNA testi yapılması için mücadele vermiş, ancak Campaoré döneminde tüm talepleri yargı tarafından reddedilmişti. Nihayet Mart ayında mahkeme mezardaki cenazenin Sankara’ya ait olup olmadığının tespit edilmesi için onay verdi.

SANKARA’NIN MİRASÇILARINI HESABA KATMADILAR!
Campaoré zamanında Sankara’nın sadece yoldaşı değil, ona kardeşi kadar yakın bir isimdi. 1987’de ardından sahiplendiği iktidarla askerler tarafından katledilen Sankara’dan yadigar kalan Marksist ideolojiyi, Küba’dan esinlenen reformları ve yüksek idealleri silerek, parlamenter görünümün altından baskıcı ve totaliter bir rejim kurdu.

Yıllarca baskı gören yurttaş hareketi Balay Citoyen’in sözcüsü Samska, “Blaise makyavelik bir plan hazırladı, ama Sankara’nın mirasçılarını hesaba katmadı” diyor. Gerçekten de, hakikatin ortaya çıkması ise, adını Sankara’da alan Burkina halkı için neredeyse bileştirici bir unsur oldu. Nitekim Sankara, onları etnik çatlakların ötesinde ortak idealler etrafında birleştirmek için büyük çaba göstermiş, sömürgecilikten kalma “Yukarı Volta” ismini iki farklı halkın dilindeki kelimelerle, Mossé dilinde “dürüst insan” anlamına gelen “Burkina” ve Dioula dilinde “ülke” anlamına gelen “Faso” ile değiştirmişti.

Başkent Uagadugu’nun dışında bulunan anıt mezarın açılması içinde yüzlerce kişi toplandı. Mezar açma işlemleri ise biri Fransız olmak üzere üç doktor tarafından, bir geçici hükümet temsilcisi ile bir hâkimin gözetimi altında yapıldı. Önce testler kimliği doğrulama amaçlı yapılacak, ve eğer cesedin Sankara’ya ait olduğu tespit edilirse, ardından da ölüm nedenleri ortaya çıkarılmaya çalışılacak.

KITA DA OĞLUNU KAYBETTİ
Sankara’nın kız kardeşi Blandine, Campaoré hâlâ hayattayken bazı sorulara cevap getirilmesini istiyor. “İkisinden birisi hâlâ hayatta ve büyük ihtimalle bazı ayrıntıları bize açıklayabilir” diyor. Ancak Campaoré bunu yapmaktan yıllarca kaçınmıştı.

Sankara’ya o kadar yakındı ki, ailesini ve özellikle anne babasını sık sık ziyaret ederdi. Blandine, kardeşinin ölümünün “sadece siyasi değil, insani açından da büyük bir ihanet” olduğunu söylüyor. Şimdi gerek aile gerekse tüm ülkenin iç barış ve huzura kavuşması için bir fırsat var.


Bazı Afrikalılar için Sankara, en az Nelson Mandela kadar, hatta kimileri için daha bile büyük bir ikon. Dört senelik iktidarı sırasında, özellikle kadın ve emekçilere yönelik yaptığı devrimci konuşmalar hâlâ güncelliğini yitirmemiş bir şekilde ilham vermeye devam ediyor. Bu nedenle geçmişle yüzleşmek ve Sankara’nın yeniden keşfedilmesi, çok sayıda Afrikalıya göre tüm kıtanın geleceği açısından önem taşıyor.