Beş yıldır tutukluluğu devam eden Kavala için AİHM tekrardan hak ihlali yapıldığını belirtirken karar bu sefer AİHM Büyük Dairesi tarafından verildi. Hukukçular, kararların uygulanmamasının sonuçları olacağını söyledi.

AİHM ‘İhlal’ dedi yaptırım kapıda
Fotoğraf: Depo Photos

Umut SERDAROĞLU

Ülkede tek adam rejimiyle beraber hukuka indirilen darbeler giderek artıyor. Karşıt bir sese tahammülü olmayan Saray iktidarı adalet ve hukuku hiçe sayarak birçok karara imza atıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından insan hakkı ihlali kararları ise “AB’nin kararlarını tanımıyoruz” söylemleriyle geçiştiriliyor.

AİHM, 18 Ekim 2017’den beri tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala davasında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2 Şubat 2022 tarihinde başlattığı ihlal prosedürü kapsamındaki kararını açıkladı. AİHM, Osman Kavala davasında Türkiye’nin "AİHM kararlarına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği" gerekçesiyle AİHS’nin 46/1’inci maddesini ihlal ettiği hükmüne vardı. Kavala’ya 7 bin 500 avro mahkeme masrafı ödenmesi kararlaştırıldı. Açıklamanın hemen ardından ise Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, AİHM Kavala kararının icrasına ilişkin yeni kararı hakkında, "AİHM, bugün açıkladığı kararla beklentilerimizi boşa çıkarmış ve Avrupa insan hakları sisteminin itibarının bir kez daha sorgulanmasına sebep olmuştur" dedi.

Adalet Bakanlığı ise "Kavala dosyasının öne çekilmesi; AİHM’in güvenilirliğini ve itibarını olumsuz etkileyeceği gibi AİHM’in Türkiye’ye karşı objektifliği ve tarafsızlığı konusunda kamuoyumuzdaki tartışmaları da artıracaktır" ifadelerini kullandı.

Duayen hukukçu ve eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Osman Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar ve İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel AİHM kararını BirGün’e değerlendirdi.

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ TANINMIYOR

Daha önce de son zamanlarda alınan AİHM kararlarının Türkiye tarafından tanınmadığını hatırlatan Turgut Kazan, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi daha önce de birçok defa böyle kararlar aldı. Hükümlerin ardından Erdoğan da dönemin Adalet Bakanları da kararları tanımadıklarına yönelik açıklamalarda bulundu. Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülke hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olduğu, kendi imzasının bulunduğu bir uluslararası sözleşmeyi imzalamaması akıl alır gibi değil. Etik açıdan ‘alınan kararları tanımıyoruz’ diyen tek adam rejiminin açıklamaları uluslararası nezdinde Türkiye’yi yaralar” ifadelerini kullandı.

Turgut Kazan, AvukatTurgut Kazan, Avukat

AİHM kararlarının uygulanmamasının kabul edilebilir olmadığını dile getiren Kazan, Eğer Türkiye hukuk devletiyse kararların uygulanmaması kara bir lekedir. AİHM kararını uygulamayan ülkelere baktığımızda sadece Azerbaycan var” diye belirtti.

Aynı zamanda Türkiye’nin hukuki anlamda içinden çıkılamaz bir süreçten geçtiğini belirten Kazan, “Ülkenin bu hali 12 Eylül dönemini hatırlatıyor. Kenan Evren’in güçlü olduğu dönemlerde Turgut Özal’ın seçimiyle Türkiye’nin demokrasiye geri döndüğünün iddia edildiği dönemler. Özal, ABD’de düzenlediği basın toplantısında ‘Türkiye demokrasiye geri döndü’ açıklamaları yaparken cezaevinde yargılanan kişilerle ilgili sorulara cevap veremiyordu. Bu dönemle bir benzerlik kurabiliriz” şeklinde konuştu.

Tek adam rejiminin ülkenin itibarına büyük bir darbe vurduğunu da aktaran Kazan, “Seçimler yaklaşıyor. Bu rejim ortaya çıktığından beri hukukun üstünlüğünü tanımıyor. Düzen böyle devam ettiği sürece bu tür politikalar izlenmeye de devam edecek. Bu yüzden Türkiye halkı sandıkta tek adam rejimine cevabı vermeli” dedi.

AİHM kararlarıyla Türkiye’nin bilançosunun giderek arttığını söyleyen Kazan, “İfade özgürlüğünün ihlali nedeniyle verilen tazminatlar Hazine tarafından ödeniyor. Ancak demokratik bir ülkede tazminatları insan hakları ihlali uygulayan hâkim ve yargıçlar öder” dedi.

KARARI BÜYÜK DAİRE VERDİ

Avukat Köksal Bayraktar da AİHM tarafından Kavala için verdiği kararın önceki kararlar gibi olmadığını aktardı. Köksal, “Öncelikle bu karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi’nin kararı. Bundan önceki Daire Başkanlığı’nın kararıydı. Avrupa Bakanlar Komitesi tarafından defalarca verilen kararların uygulanmaması sonrası konuyu Büyü Daireye taşıdık” dedi.

Köksal Bayraktar, Avukat Köksal Bayraktar, Avukat

Büyük Daire’den çıkan kararların önemini vurgulayan Bayraktar, “Böyle bir kararın çıkması çok önemli. Burada 2019’dan bu yana alınan kararların uygulanmaması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 46’ncı maddesinin ihlali olduğu söyleniyor. Tekrardan Osman Kavala için bir an önce tahliye kararı verilmelidir diyor. Büyük Daire tarafından bunun tekrardan belirtilmesi çok önemli” ifadelerini kullandı.

DAHA ÖNCE BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ

AİHM tarafından verile kararların kabul edilmemesinin şaşkınlık verici olduğun belirten Bayraktar, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararların uygulanmaması neredeyse hiç görülmemiş bir olay. Son karar itibariyle 46’ıncı maddenin gereğinin yapılması için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Birliği İnsan Hakları Konseyi arasındaki görüşmeler hız kazanacaktır. Büyük Daire, Osman Kavala’nın tutukluluğuyla ilgili alınan kararların uyulup uyulmadığını Konsey’e tekrar soracaktır. Bunun neticesinde kararlara uygulanmaması nedeniyle maalesef yaptırımlar uygulanmaya başlanacaktır” dedi. Türkiye’nin uluslararası bir platformda böyle bir duruma düşmesinin çok üzücü olduğunu da dile getiren Bayraktar, “Diğer taraftan hiçbir şey AİHM’in ilk defa 2019’da Kavala’nın tutukluluğunda ihlal vardır açıklamasının ardından haksız yere tutukluluğunun devam ettirilmesi için söylenecek çok bir şey yoktur. Geri kalanların insan özgürlüğünün yanında önemi yoktur. Bu bir kişinin hürriyetine, özgürlüğüne engel koymaktır” diye belirtti.

ÜLKE ÇADIR DEVLETİNE DÖNÜŞTÜ

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise son AİHM kararıyla ilgili şunları söyledi: “Daha önce de söylemiştik Türkiye yalnızlaştırılıyor, çağdaş dünyadan uzaklaştırılıyor, hukuk devletinden çadır devletine dönüştürülüyor diye. Elbette ki AİHM kararlarının uygulanmaması neticesiyle sonuçlar olacak. Bugünkü AKP iktidarı ya da daha doğrusu Erdoğan iktidara gelmeden Avrupa normlarına yaklaşacaklarını, adaleti sağlayacaklarını belirtmiş bunlara yönelik vaatler vermişti. Belki de o dönem yurttaşın AKP’ye oy vermesinin temelinde bu vardı ancak bugün geldiğimiz noktada sır döküldü.” Kavala’nın kesinlikle tahliye edilmesi gerektiğini aktaran Yücel, “Ancak biliyorsunuz AİHM kararları iktidarın işine gelmeyince bu kararlar görmezden geliniyor ya da B veya C planları arayışına giriliyor. İktidarın hukuksuzluğunu kanıksadık artık ancak mahkemelerin böyle bir hukuksuzluğun altına imza atmasını anlamak mümkün değil” dedi.

Özkan Yücel, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İzmir Barosu Başkanı

EN FAZLA İHLAL TÜRKİYE’DE

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) istatistiklerine göre Türkiye, Rusya’dan sonra hakkında en fazla dava başvurusu olan ülke oldu. Diğer yandan Türkiye, bir önceki yılda olduğu gibi 2021’de de hakkında en çok ifade özgürlüğü ihlaline hükmedilen Avrupa ülkesi konumundaydı. Türkiye’den AİHM’e taşınmış davalardan yaklaşık 11 bini 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ortamıyla bağlantılı hak ihlali iddialarından oluşuyor. Bunların 5 bini gözaltı ve tutuklamalar, 6 bini ise yargılamalarla ilgili.

Özellikle Kavala’ya yönelik AİHM kararlarının yanı sıra son dönemde haksız yere tutuklanan HDP’li vekiller hakkında da AİHM hak ihlali yapıldığını açıklamıştı. 2016’dan beri hukuksuz bir şekidle tutuklu bulunan eski DP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da olduğu 40 HDP’li vekilin dokunulmazlıklarının Anayasa’ya aykırı olarak kaldırıldığına ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmişti.