Bazı yükseköğretim kurumlarına bağlı olarak enstitü ve fakültelerin kurulması ile bazı enstitü, fakülte ve yüksekokulların kapatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar kapsamında toplam 14 fakülte ve enstitü kapatılırken, yedi yeni enstitü ve fakülte açıldı. Uzun süredir gündemde olan İslami İlimler Fakültesi ise Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesi bünyesinde kuruldu. Yükseköğretim alanında iktidar eliyle […]

Akademisyenlere norm kadro tehdidi

Bazı yükseköğretim kurumlarına bağlı olarak enstitü ve fakültelerin kurulması ile bazı enstitü, fakülte ve yüksekokulların kapatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar kapsamında toplam 14 fakülte ve enstitü kapatılırken, yedi yeni enstitü ve fakülte açıldı. Uzun süredir gündemde olan İslami İlimler Fakültesi ise Gaziantep Bilim ve Teknoloji Üniversitesi bünyesinde kuruldu.

Yükseköğretim alanında iktidar eliyle yapılan dönüşüm hamlelerine dün bir yenisi daha eklendi. Akademide, yasa değişikliğiyle iş güvencesinin kaldırılmasının ve tüm yetkilerin rektörlerde toplanmasının ardından üniversite kadrolarını daraltan bir uygulamaya imza atıldı. Toplam 14 enstitü ve fakülte kapatılarak buralarda görev yapan akademisyenlerin norm kadro fazlası olmasının yolu açıldı.

Daralma olacak

İktidarın yükseköğretime ilişkin hedeflerinin adım adım hayata geçirilmeye devam edildiğinin altını çizen Eğitim Sen Yükseköğretim Sekreteri Özgür Bozdoğan, çok sayıda bilim insanının KHK’ler ile ihraç edildiğine ve büyük bölümünün sözleşmesinin uzatılmayarak üniversitenin dışına itildiğine dikkati çekti. Üniversitelerin, “Norm Kadro Yönetmeliği”ne dayanarak çok sayıda bölümü öğrenci azlığı gerekçesiyle kapattığını anımsatan Bozdoğan, “Önümüzdeki dönemde yükseköğretimde ciddi bir daralmanın yaşanacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.

Vakıf üniversitelerinin lehine

Akademide yaşananların eğitim alanının iktisadi bir alan olarak görülmesinin sonucu olduğunu ifade eden Bozdoğan, şunları söyledi:“Norm kadro yönetmeliğinin devlet yükseköğretim kurumlarını hedeflemesi ise ayrıca vakıf üniversiteleri lehine bir durum oluşturmaktadır. Yaşanılan belirsizlik ve her hangi somut bir ölçünün norm kadro fazlası ve norm kadro içi öğretim görevlilerinin kimler olacağı açısından oluşturulmaması kaygıları artırmaktadır. İş güvencesinin olmadığı, belirsizliklerin olduğu bir üniversitenin insan, doğa ve toplum yararına bilim üretilen bir yere dönüşmesi mümkün değildir.”