Akkuyu’yu yapacak Rosatom şirketi ‘şaibeli ve riskli’

Greenpeace Akdeniz, Çernobil felaketinin sorumlusu ve Akkuyu NGS’nin mimarı, sahibi ve operatörü olan Rosatom şirketinin karanlık geçmişini gözler önüne seren bir rapor açıkladı. İstanbul Galata’da dün açıklanan rapor Rosatom şirketinin kirli çamaşırlarını ortaya serdi.

Japonya’da 11 Mart’ta yaşanan 9.0 şiddetindeki deprem sonrası Fukuşima Daiçi Nükleer Güç Santralı’nın 3 nükleer çekirdeğinin arızalanıp eridiği felaketin 6’ıncı yıldönümünde hayatını kaybeden, mağdur olan ve tahliye edilen insanların anıldığı etkinlikte Greenpeace yetkilileri Japonya, ABD ve Rusya’da yaşanan felaketlerin Türkiye’de tekrarlanmaması için nükleer teknolojisinden vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı.

Rosatom’un skandallarla dolu geçmişinin bütün dünyadan vaka çalışmalarıyla anlatıldığı ‘Rosatom Riskleri’ isimli Greenpeace raporundan önce çıkan bulgular şöyle:

  • Rusya'daki Novovorenezh projesinin reaktörü çalışmalarına kaza ile başladı. Rosatom, tıpkı Çernobil’de olduğu gibi, bu kazayı 6 gün boyunca kamuoyundan sakladı. Bu kazanın yaşandığı reaktör, Akkuyu’da kurulması planlanan ve daha önce hiçbir yerde kullanılmamış VVER 1200 reaktörü.
  • Rosatom ve selefleri tüm şirkete yayılmış, ciddi bir yolsuzluk sorunuyla boğuşuyor. 2009-2012 yılları arasında Rosatom’da görev yapan 68 üst düzey ve 208 orta düzey yönetici yolsuzluk suçlaması ile işten çıkartıldı.
  • Findlandiya projesinde koruyucu kabında arızalar tespit edilen reaktörün 600 ila 800 ton ağırlığındaki güçlendirme kafesi, 17 Temmuz 2011’de beton çerçevenin üzerine düştü. İsçiler tamamen şans eseri öğle tatilinde olduğu için, kaza bir faciayla sonuçlanmadı. Kafesin ağırlığı beton çerçevenin çatlamasına sebep olunca, tüm düzeneğin baştan kurulması gerekti. Bu da maliyetlerin büyük oranda artmasına ve projenin yaklaşık bir sene kadar gecikmesine neden oldu.
  • Bulgaristan'daki Belene projesi’nde Rusya ve Bulgaristan arasındaki sözleşme 2008 yılının Ocak ayında imzalandığında, açıklanan sözleşme bedeli yaklaşık 4 milyar Euro’idi. 2010 yılında HSBC, Rosatom’un projenin toplam maliyetini şişirerek 10.15 milyar Euro’ya çıkardığını belirledi. Gerçek maliyetler ortaya çıkınca kandırıldıklarını düşünen Bulgaristan hükümeti sözleşmeyi iptal etti.
  • Nükleer santrallerin de bir ömrü var. En önemli risklerden biri de söküm aşaması. Rosatom’un ömrünü tamamlamasına ve artık kullanılmamasına rağmen söküm işlemini tamamlamadığı santraller var. Bu durumun Akkuyu’da da yaşanmayacağının bir garantisi yok çünkü Akkuyu ÇED Raporu’nda bu konu ile ilgili bir düzenleme bulunmuyor.

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Av. Deniz Bayram, “Rosatom Riskleri Raporu gösteriyor ki, bugün hiçbir ülkede nükleer santral yatırımları akıllıca değil. Ekonomik zorluklar, nükleer konusunda Türkiye gibi uluslararası sözleşmeler yoluyla yap-işlet-sahiplen modeli ile nükleer enerji santrali sahibi olmak isteyen ülkeler açısından farklı ve çok yönlü enerji bağımlılığı biçimi, hukuksal engeller, nükleer felaketlerin getirdiği nükleer sorumluluk deneyimleri, siyasi ve çevresel krizler nükleer enerji üretiminin neden geçmişte kalması gerektiğinin cevapları. ” dedi.

Greenpeace Akdeniz, Karikatürist Cem Dinlenmiş’le birlikte çalıştığı nukleer.imza.gp sitesinde bulunan “Enerjide Nostaljiye Yer Yok” kampanyasıyla nükleer santral gibi geçmişi felaketlerle kirli bir teknolojinin geçmişte bırakılması gerektiğini ve artık bütün dünyanın enerji verimliliği ile yenilenebilir enerji üretimini önceliklendiren bir enerji dönüşümüne ihtiyacı olduğunu vurguluyor.