Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ABD’li yetkililere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tezkereye karşı olduğunu söyledi. Gönül'e göre, Davutoğlu da ‘olağanüstü tehlikeli’

Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ABD’li yetkililere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tezkereye karşı olduğunu söyledi. Gönül'e göre, Davutoğlu da ‘olağanüstü tehlikeli’

'GÜL, ARAP/İSLAM EĞİLİMLİ DAVRANIYOR'
Wikileaks’e göre, Savunma Bakanı Vecdi Gönül’le ABD’li diplomatlar arasında sıkı ilişkiler bulunuyor. Gönül, ABD'li yetkililere Gül'ü şikayet ediyor: "Dışişleri Bakanı Gül, ABD tezkeresinin Meclis tarafından reddedilişini övmeye devam ediyor ve ABD ilişkilerine ters olacak şekilde daha fazla Arap/İslam eğilimli bir dış politikayı savunuyor."

DAVUTOĞLU'NU ŞİKÂYET EDİYOR
30 Aralık 2004 tarihli belgede ise Gönül, dış politika başdanışmanı olan şimdiki Dışişleri Bakanı  Davutoğlu hakkında şunları söylüyor: “Erdoğan’a dönük İslami etkilere gelince, kendisi de muhafazakar ancak dünyevi Müslüman olan Gönül, bize Gül’ün yardımcısı Davutoğlu’nu ‘olağanüstü tehlikeli’ olarak niteledi.”

Wikileaks internet sitesinin ABD’nin Ankara Büyükelçiliği ile Washington arasındaki gizli yazışmalarını açıklamasıyla AKP hükümeti ve ABD arasındaki ilişkilerin ayrıntıları da ortaya çıkmaya başladı. Açıklanan belgelere göre ABD’li diplomatlarla Savunma Bakanı Vecdi Gönül arasında ‘samimi’ bir ilişki bulunuyor. Belgelerde, Vecdi Gönül’ün ABD’li yetkililere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 1 Mart tezkeresi aleyhinde çalıştığını aktardığı, öne sürülüyor.

‘GÜL TEZKERE KARŞITI’
Wikileaks’in açıkladığı belgelerde AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana Savunma Bakanlığı görevini üstlenen Vecdi Gönül’ün ismi bir çok defa yer alıyor. Gönül’le ilgili dikkat çekici ilk belge 20 Ocak 2004 tarihini taşıyor. Dönemin Ankara büyükelçisi Eric Edelman’ın imzasını taşıyan belgede Başbakan Erdoğan’ın kabinesindeki anti-amerikancı şüpheleri tamamen kontrol edemediği aktarılırken şu bilgiye yer veriliyor:  “Savunma Bakanı Gönül'ün yakın zamanda bize aktardığına göre Dışişleri Bakanı Gül, 1 Mart 2003 tarihli ABD askeri konuşlandırma tezkeresinin Meclis tarafından reddedilişini kapalı toplantılarda övmeye devam ediyor ve ABD ilişkilerine ters olacak şekilde daha fazla Arap/İslam eğilimli bir dış politikayı savunuyor. Buna rağmen Erdoğan, Gönül ve Adalet Bakanı Çiçek gibi isimler hükümetlerinin ayakta kalması için ABD desteğini şart görüyor ve başarılı bir ziyaret amaçlıyorlar.”

‘DAVUTOĞLU ÇOK TEHLİKELİ’
Belgelere göre, Savunma Bakanı Gönül’ün ABD’li yetkililere, AKP’li çalışma arkadaşları hakkında yakınması bununla da sınırlı kalmamış. 30 Aralık 2004 tarihli belgede Gönül’ün bu kez de o dönemde AKP hükümetinin dış politika başdanışmanı olan şimdiki Dışişleri Bakanı  Ahmet Davutoğlu hakkında ABD’li büyükelçilik yetkililerine bilgi aktardığı şu sözlerle ifade ediliyor: “Erdoğan’a dönük İslami etkilere gelince, kendisi de muhafazakar ancak dünyevi bir Müslüman olan Savunma Bakanı Gönül, yakın zamanda bize Gül’ün yardımcısı Davutoğlu’nu ‘olağanüstü tehlikeli’ olarak niteledi.”

‘ÖMER DİNÇER CAHİL’
Aynı belgede Gönül’ün, Erdoğan’ın bazı kritik noktalara atadığı bürokratlardan rahatsız olduğu da belirtilmiş. Belgede Gönül’ün ABD’li yetkililere Başbakanlık Müsteşarlığı’na atanan Ömer Dinçer hakkında, “yetersiz, önyargılı ve cahil” yorumunu yaptığı ileri sürülüyor.


GÜL–GÖNÜL REKABETİ
Belgelerde Gönül’ün ismi, Cumhurbaşkanlığı tartışmaları sırasında da zikrediliyor. 9 Mayıs 2007 tarihli belgede Abdullah Gül’ün, Bülent Arınç’a, ‘kendisinin Çankaya’da bir bürokrat olan Vecdi Gönül’ü görmek istemediğini’ söylediği bilgisine yer verilmiş.

‘Erdoğan’ın İsviçre’de 8 ayrı hesabı var’
Wikileaks’in olay yaratan belgeler serisinden bir diğer örnekse 30 Aralık 2004 tarihini taşıyan, gizli ibareli ve de dönemin ABD büyükelçisi Eric Edelman’ın imzasını taşıyan belge. Belgede, temel olarak AKP’nin icraatlarının ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kişiliğinin Amerikan çıkarlarıyla ne kadar uyuştuğu konu ediliyor. AKP’nin o dönemde Avrupa’yla kurduğu ilişkiler ve AKP içi güç dengeleri de irdeleniyor. Belgede partideki yolsuzluk iddialarının Tayyip Erdoğan’a kadar uzandığı ve onu işaret ettiği öne sürülüyor.

‘RAKİPLERİNE KARŞI GÜVENSİZ’
Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin yapısını değiştiren, dış politikada aktifliği seçen bir lider olduğunu belirten Edelman; Anadolu’da görev yapanlardan aldığı istihbarata göre Erdoğan’ın halk kitlesi tarafından çok sevildiğine işaret ediyor. Aynı durumun parti içinde geçerli olmadığına işaret eden belgede, AKP içinde bir güç savaşı yaşandığını anlatıyor. Bir tarafta Tayyip Erdoğan ve diğer tarafta onun en büyük rakibi Abdullah Gül ve onu izleyenler olduğunu yazıyor. Tayyip Erdoğan’ın yaptığı ‘reform’lardan etkilenen Edelman, halk desteğini alan Erdoğan’ın nasıl biri olduğunu açıklamaya çalışıyor.

Raporun en çarpıcı yanlarından biri şöyle başlıyor: ”Kısacası Tayyip Erdoğan yenilmez görünüyor. Peki, öyle mi?” Raporun bundan sonraki kısmı parti içi çekişmelere ve Erdoğan’ın karakterine odaklanıyor. Edelman, Erdoğan’ın çevresini yetersiz ve yeteneksizlerin sardığını, bunun nedenininse Erdoğan’ın olası rakiplerine karşı güvensizliği olduğunu belirtiyor.

60 İLA 80 GÜLEN’Cİ VEKİL
Raporda Emine Erdoğan’ın ağzından şöyle yazılıyor; “Emine Erdoğan’ın da söylediği gibi Tayyip Bey Allah’a inanıyor ama ona güvenmiyor.” Edelman ayrıca, Fethullah Gülen hareketinin AKP içinde etkisinin çok büyük olduğunu o dönemin kabinedeki Gülencilerden örnek vererek gösteriyor. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Turizm Bakanı Mumcu ve Meclis’teki 368 vekilden 60 ila 80 tanesinin Gülenci olduğunu iddia ediyor.
Tayyip Erdoğan’ın kabinesindeki yolsuzluk haberlerinin Erdoğan’a kadar geldiğini ve ona işaret ettiğini belirten yazar Erdoğan’ın İsviçre bankalarındaki sekiz ayrı hesabını örnek gösteriyor. Yine de halkın ona desteği çatırdamayacak gibi durmaktadır diyor.

WikiLeaks belgelerinde Erdoğan portresi
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden Washington’a gönderilen belgelerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında şu bilgi ve yorumlara yer veriliyor:
»Erdoğan ve ekibi, medya imajını düzeltemediği için ülkeyi satıyor imajından kurtulamıyor.
»Erdoğan kadınlara güvenmiyor, onlara önemli makamlar vermekten kaçınıyor.
»Erdoğan, ABD desteğinin Türkiye'nin ekonomisi ve Avrupa Birliği umutları için önemli olduğunun farkında.
»Erdoğan’ın otoriter gururu onun zayıf noktalarından.
»Erdoğan, Amerikan anlayışında bir demokrasiye Türkiye’yi taşıyabilecek.

HÜKÜMETİ SARSACAK İDDİALAR
‘Doğan Grubu gidici, hisselerini satın’

ABD elçiliklerinin ABD Dışişleri Bakanlığı’na yolladığı belgelerin Wikileaks internet sitesinde yayımlanmasının ardından AKP hükümetiyle ilgili pek çok yolsuzluk iddiası da ortaya döküldü.  15 Eylül 2008 tarihinde Ankara Büyükelçiliği’nden ABD’ye gönderilen bir belgedeki iddiaya göre Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Londra’da konuştuğu bir grup yatırımcıya  “Elinizdeki Doğan Grubu hisselerinizi satın çünkü onlar gidici” dedi. Belgede bu sözlerin ardından kısa süre sonra Başbakan Erdoğan’ın Doğan Grubu’na saldırıya geçtiği ve grubun hisselerinin %8 değer kaybettiği anlatıldı. Bu iddialar Bakan Şimşek’in Londralı yatırımcılara bu bilgiyi vermekteki çıkarının ne olduğu sorusunu gündeme getirdi. Bakan Şimşek kendisiyle ilgili belgelere ilişkin Gazeteport'a bir yalanlama yollayarak şunları söyledi:  "Belgelerde yer alan unsurlar o tarihlerde Türkiye'de basında çıkmış olup, anında müdahale ile yalanlanmıştır. Yerel basından derlenerek oluşturulan bu belgedeki ifadeler akıl ve mantıkla bağdaşmayan hayal ürünü ifadelerdir. Şiddetle yalanlıyorum."

Aksu hakkında eroin ticareti iddiası!
WIKILEAKS tarafından açıklanan gizli ABD belgelerinde eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun eroin ticaretine karıştığı gibi çok ağır iddialar da yer alıyor. 8 Haziran 2005’te ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden Washington’a gönderilen ve AKP hükümeti içerisinde Erdoğan-Gül çekişmesini konu alan bir belgede, Aksu hakkında şunlar söyleniyor:

AKSU, AVCI’YI DEVREDEN ÇIKARDI
“Sami Güçlü’nün görevden alınması, Erdoğan’ın Abdullah Gül’ün etkinliğini kırma niyetinde olduğunu gösteriyor. Akşit ve Ergezen’i İçişleri Bakanı Aksu karşısında güçlü birer rakip yapar. Eker’in atanmasıyla da Erdoğan, Aksu’nun alanını daraltır. Aksu, son olarak, Erdoğan’ın amaçları doğrultusunda Hanefi Avcı’yı devreden çıkararak Erdoğan’ın isteklerini yerine getirdi. Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürlüğü organize suçlarla mücadele daire başkanlığı görevini yapan bir Gülen hareketi mensubu olarak, AKP’nin içine kadar giden yolsuzluk soruşturmalarıyla dikkati çekmeye başlamıştı. Erdoğan bir süredir Aksu’dan, bazı milletvekillerini AKP’den uzaklaştırma çabası nedeniyle rahatsızdı. Aksu’nun Kürtleri kayırması, eroin ticaretine adının karışması, 20 yaşın altındaki genç kızlara düşkünlüğü ve oğlunun açıkça mafya üyeliği kabinedeki konumunu zayıflatıyordu.”

Nimet Çubukçu torpille mi bakan oldu?
WIKILEAKS belgelerinde Nimet Çubukçu’nun bakanlığa gelmesinde Emine Erdoğan’a yakın olmasının etkisi olduğu söyleniyor. ABD’ye laf taşıyan isim ise Şaban Dişli! 5 Haziran 2005’te ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin 4 Haziran’daki kabine değişikliklerini değerlendirdiği raporunda Çubukçu için ilginç bilgiler veriliyor. Belgeye göre MÜSİAD temsilciliği yaptığına dikkat çekilen Nimet Çubukçu, bakan olmadan birkaç ay önce ABD elçiliği görevlilerine bakan olmak niyetinde olduğunu söyledi. Belgede şu ifade yer alıyor: “Çubukçu, Erdoğan’ın karısı Emine’ye yakın durduğuna dair güven temin etti ve parti genel başkan yardımcısı Şaban Dişli’nin 7 Haziran’da bize anlattığına göre bu durum, onun seçilmesinde önemli bir faktör oldu.”

AKP’den Trabzonspor’a ‘örtülü ödenek’ kıyağı
WIKILEAKS belgelerindeki iddialardan biri, Erdoğan’ın spora siyaset karıştırmak için devletin örtülü ödeneğini kullandığı yönünde. 8 Haziran 2005 tarihli, AKP’deki bakan değişikliklerinin ele alındığı belgeye göre AKP, futbolu seçmenleri etkilemek üzere kullanmak amacıyla eskiden Trabzonspor’da kaptanlık yapmış olan Faruk Özak’ı Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı’na getirdi.

Belgede ABD’nin Trabzonspor yönetimindeki bir isimden aldığı bilgiye dayanılarak Özak, İslamcı Milli Görüş hareketinin Sufi çizgisinden gelen ve sessiz, sadık bir Erdoğancı olarak tanımlanıyor. Belgede AKP’nin 2004 Mart seçimlerinde Trabzon’da kaybetmesinin ardından, Erdoğan’ın İstanbul’daki tabanını oluşturan Karadenizliler’i kazanma çabasına dikkat çekilirken, önemli bir iddia dile getiriliyor. Belgede, Erdoğan’ın Trabzonspor’a Başbakanlık örtülü ödeneğinden birkaç milyon dolar kaynak aktarmayı kabul ettiği öne sürülüyor.