Seçimden sonra ortaya çıkan tablo ve iktidar partisinin eğilimleri AKP’nin asla değişmeyeceğini gösteriyor

AKP bildiğimiz gibi!

Zafer sarhoşu AKP, icraatlarında hız kesmiyor. Seçim akşamı Başbakan Davutoğlu’nun ‘kucaklayıcı’ konuşmasının gerçeği yansıtmadığı anlaşılıyor. Henüz kabine çalışmaları başlamadan, AKP’nin, ‘Başkanlık’ sistemini gündeme getirmesi de dikkat çekiyor. Yandaş basında yeni doğa katliamlarına yol açacak mega projelerin önemine vurgu yapılıyor. Muhalif medyadaki baskı, yıldırma ve gözaltı operasyonları seçimin hemen ertesinde de davam ediyor. Öte yandan bölgede yaşananlar, AKP’nin savaş politikalarından vazgeçmeyeceğini gösteriyor. Kurulmaya çalışan korku imparatorluğu meyvelerini veriyor. ‘Bir kısım medya ve yazarların’ yanı sıra sermaye de biat ve uzlaşma sinyalleri veriyor. Uzun lafın kısası, seçim öncesindeki AKP’nin, seçimden sonra da farklı bir yol izlemeyeceği anlaşılıyor. Yeni Türkiye büyüyor, istikrar sürüyor!

Yalana devam
AKP’nin en büyük seçim vaatlerinden biri asgari ücrettin 1300 TL’ye çıkarılmasıydı. Oysa seçimin hemen ertesi günü bu yalanlandı. Ekonomi Eski Başkanı ve başbakan yardımcısı Ali Babacan, “Biz asgari ücret 1300 TL olacak demedik, komisyona tavsiyede bulunacağımızı söyledik” açıklaması yaptı. AKP, 13 yıldır asla değişmeyeceğini gösterirken, halkı bir kez daha vaatleriyle kandırmış oldu.

Talana devam
AKP’nin tek başına iktidar olmasından sonra öncelikle ulaştırma ve enerji alanlarında devam eden projelerin hız kesmeden sürmesi bekleniyor. Karar aşamasındaki projelerin de hemen hayata geçirileceği anlaşılıyor. Zaten yandaş medyada durumu, ‘Mega projeler ivme kazanacak’ diye duyuruyor. Elbette yandaşa verilen ihaleler de devam edecek. Bu, Erdoğan aşkıyla bilinen Şems Ethem Sancak’ın TOMA fabrikaları kurması için daha çok ağaç kesmesi, millete ana avrat düz giden Mehmet Cengiz’in yeşil alanları tamamen rant merkezine çevirmesi demek. AKP ve yandaşı net mesajlar veriyor. Nehir yataklarına TOKİ binaları yapılacak, HES’ler için dereler kurutulması yine gündemde olacak. Yeşil alanlara yapılması öngörülen nükleer santrallarle insan yaşamları riske atılacak ve ismi ‘mega proje’ amacı rant olan inşaat alanlarıyla talan sürecek.

Operasyonlar
AKP’nin, ilk icraatlarından birinin Nokta Dergisi’ne yapılan operasyon olması, medyanın geleceği konusunda da fikir veriyor. Kapağı nedeniyle polis tarafından basılan ve piyasadan toplatılan derginin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazı işleri müdürü Murat Çapan çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı. Nokta’nın internet sitesine de erişim engeli getirildi. Öte yandan seçimin hemen ardından ‘kayyum kıyımı’ da sürdü. El konulan İpek Medya’dan toplam 72 kişi işten kovuldu. Bugünün ‘güvencesi’, geleceğin de göstergesi!

Savaşa devam
7 Haziran’daki ardından, koalisyona yanaşmayan ve ‘kaos planı’ ve savaş stratejisiyle iktidar deneyen AKP’nin, istediğini aldıktan sonra da yolundan dönmediği görülüyor. AKP’nin henüz kabine kurulmadan ‘savaşa devam’ kararı aldığı anlaşılıyor. Özel harekat timlerinin açtığı ateş sonucu sokağa çıkma yasağı ilan edilen Silvan ve Kızıltepe’de bir, Yüksekova’da ise iki genç yaşamını yitirdi. Öte yandan AKP’nin tek başına iktidar olmasının ardından, Suriye’de savaşan cihatçıların özel tebrik mesajı devam ediyor. Bu, AKP’nin hem dış politikadaki hatalarının hem de içerdeki kaos stratejisinin süreceğinin sinyallerini veriyor. Bölgeyi sıkıntılı günler beklerken, Suriye’deki iç çatışmalar ve bunun Türkiye’ye yansımalarındaki önemli belirleyenlerden birinin bu değişmeyeceği anlaşılan ‘çıkmaz siyaset sokağı’ olduğu görülüyor.

Korku dili
AKP’nin korku iklimi yaratarak, panik haliyle seçmeni sandığa götürmesinin parti açısından karşılık bulduğu ortada! AKP, karşılık bulan bu travma halini sürdürmek istiyor. Korku dilinin karşılık bulduğunu görmek, iktidar partisine daha sert adımlar atmak için elverişli koşullar sağlıyor. ‘Bir kısım medya ve yazarlar’ biat ve uzlaşma sinyalleri veriyor. Teslimiyetçi ruh hali AKP’nin ‘yeni dönemdeki palanlarını’ uygulamasına olanak sağlıyor. İktidar partisi, toplumun pek çok kesimini aba altından sopa göstererek, yola getirmeyi uygun buluyor. Kimi kesimleri de para ile terbiye etmeyi uygun görüyor. Seçimden sonra, doların düşüp borsanın son dört ayın en yüksek seviyesine ulaşması, geçici bahar havası yaratıyor. AKP, ‘tek başına iktidar istikrar yarattı, seçenek de bu!’ algısıyla sermayeyi kafeste tutuyor. Yeri geldiğinde demokrasi havarisi kesilen TÜSİAD, memnuniyetini dile getirerek, tek parti iktidarının arkasında durmaya hazırlanıyor. Korku AKP’yi besliyor, aydını, yazarı, toplumu ve sermayeyi sindiriyor. AKP’nin bu taktiği de sürecek gibi görünüyor.

Tek adam
Seçimden hemen sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Eyüp Sultan’da ‘şükür namazı’ kılarak büyük bir göndermede bulunuyor. Osmanlı Padişahlarının da tahta çıkmadan önce Eyüp Sultan’ı ziyaret ettikleri biliniyor. Erdoğan, bu hareketiyle sembolik bir gönderme yaparak ‘Ben Padişahım’ vurgusunda bulunuyor. AKP’de çatlak ses yok. Kimse duruma ‘artık’ ya da ‘şimdilik’ itiraz etmiyor. Toplumun, büyük çoğunluğunun bu konudaki hassasiyetine rağmen önümüzdeki dönemde en çok tartışılan konulardan birinin ‘Başkanlık’ olacağı ve AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dayatmalarından asla vazgeçmeyeceği anlaşılıyor.