6 Şubat depremlerinin ardından yıkılan binalar yerine yapılan konutlar yerel seçim malzemesi haline getirilirken halk yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor. Yurttaşlar afet bölgesindeki sürecin yönetilemediğini söylüyor.

AKP depremzedeyi unuttu, oy derdinde
Fotoğraf: AA

İlayda KAYA

Maraş merkezli depremlerinin üzerinden yaklaşık 14 ay geçmesine karşın bölgedeki sorunlara çözüm bulunamıyor. Kentlerde yıkılan binalar yerine inşa edilen konutlar AKP iktidarı tarafından seçim malzemesi haline getirilirken yurttaşlar konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor.

Depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Hatay’da yağışların artmasıyla birçok konteyner ve yollar sular altında kaldı, konteynerlerde hizmet vermeye çalışan Aile Sağlık Merkezleri’ni (ASM) de su bastı. Öte yandan geçen haftalarda da birçok konteyner başta elektrik akımları olmak üzere pek çok sebepten yangınla küle döndü. “Burası siyaset üstü tutulmalıydı. Bizim can güvenliğimiz yok, evimiz yok” diyen afetzedeler AKP iktidarının süreci yönetemediğine dikkat çekti.

YURTTAŞLAR KAYGILI

Hatay Depremzede Derneği üyeleri, eğitimden altyapıya sağlıktan barınmaya sorunların ilk günkü gibi durduğunu söyledi. Dernek Başkanı Ekrem Deveci, BirGün’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Maalesef insanlar hâlâ geçici barınma merkezlerinde. Konteyner kentlerdeki durum artık kalıcı barınma merkezlerine dönüştü. Yurttaşlar umutlarını kaybetti. ‘Biz ne kadar daha konteynerlerde kalacağız’ diye soruyorlar. Geçici barınma merkezleri de yangınlar ya da sel sularıyla ciddi hasarlar görüyor. Çok yoğun bir yağış yaşandı ve konteynerlerden sular sızıyor. Burada okullarda da çok ciddi sorunlar yaşandı. Eğitimler aksadı. Ortaokul ve liselerde sınavlar yapılıyor. Dün (önceki gün) ortak sınav yapılacak bir günde konteynerden yapılmış bir okulun kapısı fırtınadan dolayı yıkıldı. Bir okulu da su bastı birinin duvarları yıkıldı. Var olan eğitim sistemi böyle bir ortamda çocukları sınavlara zorluyor. Ülkede anayasal bir hak olan eğitim hakkı eşit olmalıdır ama böyle bir eşitsizlikte çocuklar ortak sınavlara girmeye çalışıyor. Bu çocuklardan aynı başarı bekleniyor. Buradaki çocukların ve ailelerin geleceğe dair ciddi kaygıları var.”

Yağışların ardından Yılmaz Nurlu Ortaokulu’nun kapısı yıkıldı. (Fotoğraf: BirGün)

Deveci şöyle devam etti: “Seçimler kapıda. Buradaki sorunlar görmezden geliniyor ya da konutlar başta olmak üzere birçok konu seçim malzemesi haline getiriliyor. Bölge unutuldu. İktidar partileri seçime odaklı bir kampanya yürütüyor. Sorunları görmezden gelerek sadece seçimi kazanma doğrusunda hareket ediliyor. Kalıcı barınma noktasında altı dolu olmayan, temellendirilmeden sadece insanların acıları üzerinden pirim yapmaya çalışan bir siyasi zihniyetle karşı karşıyayız. Burada halkın gündemi seçim değil. Önce buradaki problemlerle mücadele edilmeli.”

∗∗∗

KONTEYNER ÇÖPLÜĞÜ

Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz da selden sonra konteynerlerdeki ASM’lerin hizmet veremediğini ve su baskınlarının yaşandığını anımsatarak “Aşıya gidemeyen yurttaşlar oldu” dedi. Yılmaz, selin ardından yurttaşların sağlıklarının riske girdiğini söyleyerek şunları söyledi: “Kırıkhan ilçesinde Hepatit A salgın seviyesine gelmişti. Selden sonra da ishaller artabilir. Kanalizasyon suyunun sel suyuna karışması sonucu yollar, sular enfekte olabilir. Ekoli bakterisi gibi bakteriler üreyebilir. Tifo olabilir, Hepatit A da artabilir. Bunlar genelde Hepatit A; ishal, ateş gibi kendini gösterebilir. Tifo yine ateş ve ishal olarak gösterebilir. Koliform bakteriler de ishal, kanlı ishal ve ateş yapabilir. Antakya, Defne, Kırıkhan, kısmen Samandağ’da aşıya ulaşım biraz zor. Bu sebeple ilçe sağlık müdürlükleri kendi ekipleriyle mahalle mahalle gezerek aşıları takip edip yapmalı. Sadece salgın hastalıklar değil zorunlu aşıların da kayıt altına alınması gerekiyor. Hijyen açısından da su kullanımının artırılması gerekiyor. Selin geçtiği yerlerde temizliğin bir an önce yapılıp ve su basan konteynerlerin tahliye edilmesi ve yurttaşların yeni yerleşim yerlerine geçirilmesi gerekiyor. Fakat böyle de devam etmemeli. İnsanların bir an önce kalıcı konutlara geçmesi gerekiyor. Konteynerler uzun süreli yaşamlar için sağlık açısından elverişli değil. Bir an önce konteyner çöplüğünden kurtulmamamız gerekiyor.”