Her seçimde gücünü artıran AKP’nin gücü tekelleştirdiğini vurgulayan Cockburn’a göre yüzleşilmesi gereken en önemli sorunlar şunlar: IŞİD, Suriye ve Kürtler. 1 Kasım’da çıkan sonuç Suriye politikasının aynen devam ettirileceğinin işareti

AKP gücü tekelleştirdi

ÖMÜR ŞAHİN KEYİF- omursahin@birgun.net

Seçimden mutlak “zaferle” çıkan AKP’nin Parlamento’daki pozisyonunun sadece ülke içinde değil bölgede de karşılığı olacağı yaygın bir görüş. İngiliz Independent gazetesinin Türkiye’yi ve 1 Kasım seçimini yakından izleyen Ortadoğu Muhabiri Patrick Cockburn’un seçim sonrası yazdığı değerlendirme de bu görüşü destekler nitelikte. Gelişmeleri BirGün’e değerlendiren Cockburn’e göre seçimin en önemli sonuçlarından biri, Erdoğan’a ülke içinde “gücü tek elde toplama olasılığı vermesi.”

“2002’den beri her seçimde gücünü artırdı” dediği AKP’nin, bu süreçte “ordu ve adli kurumlarla medya içindeki sınırlı olan gücünü de geliştirdiğini” söyleyen Cockburn’a göre, bu durum seçmen tarafından onaylandı ve “güç tekelleşti.” Söz konusu tekelleşmenin geriletilmesinin çok zor olacağını söyleyen Cockburn’a göre ülkenin yüzleşmesi gereken en önemli sorunları şunlar: “Son beş aydır Türkiye’de yaşanan IŞİD’in bombalı saldırıları artarsa ne olacak? Şu an çok daha kışkırtılmış durumdalar. İlerleyen süreçte Türk Devleti’yle Kürt azınlığın ilişkileri nasıl olacak?”

Cockburn üçüncü sorunun ise devletin ve halkın yüzleşeceği en önemli, en ciddi konu olacağı kanısında: Suriye’de ne olacak? Cockburn seçim sonucunun AKP’nin Suriye politikasını devam ettirecek bir enstrüman olacağına işaret ediyor: “Seçim sonucu Suriye’yi birkaç yoldan etkileyecek. Bunlardan ilki Türk Hükümeti’nin seçimlerde güçlü bir hal alması, ikincisi de elde edilen çoğunluğun, Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonunun onayı anlamına gelmesi.” Cockburn’a göre, seçmenler Suriye politikasını hesaba katmıyor, ancak bu seçilen vekillerin AKP’nin Suriye’deki pozisyonunu desteklediği gerçeğini değiştirmiyor. Peki nedir bu pozisyon? “Türkiye artık IŞİD ile daha çok çatışma içinde” diyen Cockburn, “AKP, El Nusra ve El Kaide bağlantılı Ahrar’uş Şam’a karşı da aktif mücadele yürütmesi konusunda ABD’den baskı görüyor.”

Rusya da IŞİD’i bitiremeyecek
Irak ve Suriye’de geçen ağustostan bu yana 7 binden fazla saldırı düzenleyen koalisyon güçleri dikkate değer bir zafer kazanmadı. IŞİD’in Ramadi ve Palmira’yı bu dönemde ele geçirdiğini hatırlatan Cockburn, Suriye’ye Rus müdahalelerinin de IŞİD veya başka bir grup aleyhine net bir sonuç doğurmayacağı kanısında.

Cockburn’a göre, son zamanlarda Devlet Başkanı Beşar Esad’a bağlı güçlerinin moralini düzelten ve Esad’ın askeri savunma gücünü artıran saldırılar “IŞİD’e olduğu gibi El Nusra ve Ahrar’uş Şam’a yönelik. Bu müdahaleler Suriye ordusunu güçlendirebilir, morallerini düzeltebilir, Esad hükümetinin direncini artırıp onları mutlu edebilir. Fakat bunların hiçbiri henüz, karada mutlak bir zafer kazanmadılar. Halep’in doğusunu ele geçirebilmiş olsalardı bu mutlak zafer için çok önemli bir adım olabilirdi. Öte yandan Suriye ordusunun modern silahlarla donanmış bir hava kuvveti kazandığını da söylemeliyiz.” Rusya’nın müdahalesinin tek etkisinin Suriye ordusuna olmadığına da dikkat çekiyor Cockburn: “Suriye’nin kuzeydoğusunda geniş bir bölgeyi kontrol altında tutan Suriyeli Kürtleri de etkiledi, muhtemelen saldırılar onları da güçlendirdi.”

Uçağı IŞİD düşürdü
ABD ve İngiltere’den, Mısır’ın Sina Yarımadası bölgesinde düşen ve çoğu Rusya vatandaşı toplam 224 kişinin ölümüne neden olan Rus yolcu uçağının içine bomba yerleştirilmiş olması ihtimalinin güçlendiği yönünde bilgiler gelmeye devam ediyor. Cockburn da saldırının IŞİD ya da benzeri bir grup tarafından gerçekleştirildiğini ifade ediyor. Ona göre Rusya’nın olayı büyütmemesinin sebebi, IŞİD’in kendilerine yönelik bu çapta bir saldırıda bulunma kapasitesine sahip olduğu izlenimi vermek istememeleri. “IŞİD’in, Mısır’da Rusya’nın uçağının düşmesine neden olan saldırısı mide bulandırıcı ancak IŞİD açısından da Rusya’nın saldırılarına karşı başarılı bir karşı atak” diyen Cockburn’a göre, bu saldırı aynı zamanda IŞİD’in Mısır’ın içinde de canlı bomba potansiyeli taşıyan yapılanmalarının olduğunu görmemizi sağlıyor.
Suriye’de dört yılı geride bırakan savaşın aktörlerinden hiçbiri savaşı tek başına kazanabilecek güçte değil. Ayrıca Suriye’deki karmaşık ilişki yapısı bunu çok da olanaklı kılmıyor. Suriye’deki asıl mesele, “Türkiye’nin de içinde bulunduğu oyuncuların sayısının fazla olması” diyor Cockburn, “Tüm bu oyuncular oldukları yerde bir etki yaratacak güçteler ancak hiçbiri net bir zafer kazanacak güçte değil.”