Sosyoloji ve felsefe bölümlerine bu yıl ayrılan kontenjanın yarısı bile dolmadı. Felsefe 5, sosyoloji 3 üniversitede hiç tercih edilmedi. Akademisyen Çobanoğlu bu durumun ideolojik bir tercih olduğunu söyledi.

AKP'nin politikaları sosyoloji ve felsefeye küstürdü: Sosyal bilimler tercih edilmiyor

Mustafa KÖMÜŞ

Ülkede son yıllarda önemini yitiren sosyal bilimler YKS yerleştirme sonuçlarında da kendini gösterdi. AKP’nin ‘her ile üniversite’ politikası en büyük zararı da yine sosyal bilimlere verdi. Sosyoloji ve felsefe gibi iki önemli alan öğrenciler tarafından tercih edilmemeye başlandı.

AKP’nin liselerde ders sayısını azalttığı sosyoloji ve felsefe bölümlerinin ikisinin de neredeyse yarısını bile dolmadı. Felsefe bölümü tam 5 üniversite hiç kimse tarafından tercih edilmedi. Sosyolojide ise aynı durumu üç üniversitede yaşandı.

Felsefe bölümüne örgün eğitim için bu yıl toplam 2 bin 701 kontenjan ayrıldı. Bu kontenjanın yalnızca bin 340’ı ilk yerleştirmede doldu. 34 üniversitede ise felsefeye yerleşen sayısı 10’un altında kaldı. 5 üniversitede ise felsefeyi hiç kimse tercih etmedi. Bu 5 üniversite şöyle: Ardahan Üniversitesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Erzurum Teknik Üniversitesi, Karabük Üniversitesi ve Kastamonu Üniversitesi. Ayrıca birçok üniversitede felsefe bir veya iki kişi tarafından tercih edildi.

Sosyoloji bölümüne ise örgün eğitim ve ikinci öğretim (İÖ) bu yıl YÖK tarafından 6 bin 118 kişilik kontenjan verildi. Bu kontenjanın 3 bin 246’sı ilk yerleştirmede doldu. Sosyoloji bölümüne yerleşen kişi sayısı 46 üniversitede 10’un altında kaldı. 3 üniversitede ise sosyolojinin örgün veya İÖ programı hiç kimse tarafından tercih edilmedi. O üniversiteler şöyle: Kırklareli Üniversitesi (İÖ), Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (İÖ) ve Yozgat Bozok Üniversitesi. Ayrıca tıpkı felsefede olduğu gibi birçok üniversitede sosyoloji bir veya iki kişi tarafından tercih edildi.

akp-nin-politikalari-sosyoloji-ve-felsefeye-kusturdu-sosyal-bilimler-tercih-edilmiyor-917979-1.



İDEOLOJİK BİR TERCİH

Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yavuz Çobanoğlu bu duruma birkaç farklı açıdan bakmak gerektiğini söyledi.

“Son yıllarda sosyal bilimlerdeki bölümleri öğrencilerin tercih etmemesinin ama özelde sosyoloji ile felsefe bölümlerindeki kontenjanların giderek boş kalması, birkaç farklı açıdan değerlendirilmesi gerekiyor” diyen Çobanoğlu şunları aktardı:

“Öncelikle bu durum, paranın ‘tek geçer akçe’ olduğu bir sosyoekonomik sistemin yani piyasa ekonomisinin bir sonucu olarak ele alınmalı. Zira piyasa, her şart ve duruma, artı değer üretmek gibi insanlık dışı bir açıdan yaklaşınca, sosyoloji ve felsefe gibi alanlar atıl hâle geliyor. Bir taraftan tıp, mühendislik vb. bölümler piyasanın yıldızları olurken, bırakın bir artı değer üretmeyi o piyasanın içerisindeki yapılar ile arasındaki ilişkileri çözen ve işleyişi anlayıp yorumlamaya yarayan bu bölümler gözden düşüyor. Piyasa kendisinin işleyişini yorumlamaya çalışana değil, ona katkı sunup içerisine katılana ihtiyaç duyar ve bu tamamen ideolojik bir tercihtir. Böylece teknik ve teknolojiye dair bilimin kutsanarak vitrine çıkarıldığı, tüketme içgüdüsüyle coşturulduğu bir ortamda sosyoloji ve felsefe üç-beş kitap okuyarak da hâkim olunabilecek ve bunun da yeterli geleceği alanlar olarak görülüyor.”

Bu bölümlerden mezunlara çok az kadro imkanı sağlandığını ifade eden Çobanoğlu, “Bu politikalar 30 yıldır bilinçli biçimde uygulanıyor. Önce liselerdeki ders saatleri azaltıldı; sonra üniversite giriş sınavlarındaki ağırlıkları düşürüldü ve en sonunda da devlette kadro bulmaları zorlaştırıldı. Ataması olmayan bölümler şeklinde düşünülen sosyoloji ile felsefe alanları bu yüzden öğrenciler tarafından tercih edilmiyor. Ailelerin bütçelerinin enflasyon tarafından eritildiği ve tünelin ucunda ufak bir kadro ışığının bile olmadığı bu şartlarda öğrenci aileleri türlü fedakârlıklar ve büyük masraflar yapıp neden bu bölümlere gelip okusunlar ki? Eğer ilgileri varsa, zaten aynı diploma denkliğine sahip, bu bölümlerin açık öğretim programlarını tercih ediyorlar. Burada ne aileleri ne de öğrencileri suçlamak lazım, rekabet ve maddiyat üzerine kurulu bir hayatta maalesef gelecek kaygısı tüm değerlerin üzerinde yer alıyor.”

Yakında birkaç bölüm hariç bütün bölümlerin bu noktaya geleceğini söyleyen Çobanoğlu “Zira tüm ilişkileri maddîleştiren piyasa bunu hedeflemekte… Böylece taşra üniversitelerinden başlamak kaydıyla, sosyal bilimlerdeki tüm bölümlerin önümüzdeki kaderi, tercih edilmemek ve sonunda kapatılmak. Bu bölümler ancak bazı büyük üniversitelerde devam eder. Onlara da ya sosyal bilimler sevdalıları ya da okuduğu bölümden maddî bir beklentisi olmayan orta üst sınıf ailelerin çocukları gelir.”