AKP’nin kurucuları arasında yer alan eski bakanlardan Hüseyin Çelik, katıldığı yayında seçime dair öngörülerini aktardı. Çelik, 14 Mayıs'taki seçimlerin ilk turda bitmeyeceğini belirterek, “Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun birbirine yakın oylar alacağını düşünüyorum” dedi. Çelik, Türkiye'deki mevcut siyasi ve ekonomik durumla ilgili de dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

AKP’li Hüseyin Çelik’ten seçim tahmini: “İlk turda bitmez”

HABER MERKEZİ

AKP’nin kurucularından olan, geçmişte Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı görevlerini yürüten Hüseyin Çelik, seçime dair açıklamalar yaptı.

Halen AKP’de Üst Kurul Delegesi olarak görevi bulunan Hüseyin Çelik, YouTube’de yayın yapan Elips TV’ye yaptığı açıklamada seçimin ilk turda bitmeyeceğini savundu. Çelik şu değerlendirmeyi yaptı:

“Her iki tarafta da hak ettiği halde listelere girmeyen, hak etmediği halde listelerde yer alan adaylar var. Bu bugüne mahsus değil, geçmişte de var olan bir şey. Seçimin ilk turda biteceğinin kanaatinde değilim. Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun birbirine yakın oylar alacağını düşünüyorum. İkinci turda milletvekilliği konusunda ağırlık kimde ise o taraf seçimin galibi olacak ve diğer taraf kaybetmiş olmanın moral bozukluğu ile ikinci tura gitmiş olacak. Dolayısıyla birinci turdaki milletvekilliği seçimi ikinci turdaki cumhurbaşkanlığı seçimini büyük çapta belirtecektir. Seçimi savaş ile karıştırmayalım. Herkesin seçime sayılı günler kala baltalarını bileyerek beklemesi, bizim hala üçüncü bir dünya ülkesi olduğumuzu gösteriyor.”

“ABDÜLHAMİD DİZİSİ GEREKSİZ YERE UZATILDI”

Çelik öte yandan TRT’de yayımlanan Payitaht Abdülhamid dizisi hakkında da konuşarak dizinin yapımcılar tarafından gereksiz bir şekilde uzatıldığını ve TRT’nin yalan bilgi yaydığını söyledi.

Çelik, muhafazakâr camianın Kemalizme bir çeşit reaksiyon olarak Hamidizmi ortaya çıkardığını belirtti. Geçmişe tapmanın yanlış olduğunu dile getiren Çelik, Mustafa Kemal’in sevap hanesi olduğu kadar günah ve yanlış hanesinin olduğunu vurguladı. Çelik, “AK Parti kitlesi içerisinde de muhafazakâr bir Kemalizm’e kayan bir hayli insan var” ifadesini kullandı.

“DİNDARLIKLA DİNCİLİK FARKLI ŞEYLERDİR”

Eski Bakan Çelik, şunları söyledi:

“Mesela Yavuz Sultan Selim'in ve Kanun-i Sultan Süleyman'ın İslamcılık yapması söz konusu muydu? Hayır. Çünkü bütün dünyadaki Müslümanlar onların eline bakıyor. Güçlüydüler fakat bu hilafet politikası ve İslamcılık politikası zayıflamış, çökmeye yüz tutan Osmanlı devletinin ideolojisidir. Çünkü Osmanlı devleti dışındaki bütün Müslümanlar İran'ı hariç tutarsanız esaret altındadır. Ya İngilizlerin, ya Hollandalıların, ya Fransızların bir şekilde esareti altındadır. Bu esaret altındaki insanları Sultan Abdülhamid, diğer ülkelere karşı bir koz olarak kullanmaya çalışıyor. Yani menfaate dayalı bir politikadır. Sultan Abdülhamid'in hilafet politikası içten, samimi bir politika olarak görülmemelidir. İslamcılıkla Müslümanlık farklı şeylerdir. Dindarlıkla dincilik farklı şeylerdir. Halifeler, dini kullanmışlardır. Abdülhamid'de bunu en iyi yapanlardan biridir. Dini siyasete Âlet etme konusunda Sultan Abdülhamid'in eline kimse su dökemez.”

“VATANDAŞIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOKSA DEVLET NE İFADE EDER?”

Yazdığı kitapla ilgili “Abdülhamid için yerli ve milli bir profil çizmiyorsunuz?” sorusunu yanıtlayan Çelik, şunları dile getirdi:

“Çünkü hiç değil. Sultan Abdülhamid Türk müziğinden nefret eder. Bütün çocuklarına batı müziği eğitimi aldırmıştır. Sultan Abdülhamid zamanında kaybettiğimiz topraklar bugünkü Türkiye'nin 2 katından biraz fazladır. 1 miyon 600 km'dir.  Ali Suavi kitabının arkasında, hem İngiliz arşivindeki belgeler hem de Sultan Abdülhamid'in kendi lâyihası var. Abdülhamid bundan dolayı pişman oldu. Genellikle içerde baskı oluşturanlar, sansür oluşturanlar, insanların konuşma ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğünü kısıtlayanların hepsi yedi düvel üzerimize geliyor sizde parazit çıkarmayın şeklinde iddialara sahipler. O zaman birini sürdükleri zaman sebebi sorulduğunda has-bel icab deniliyor. Bugün bunlar yapıldığı zaman görülen lüzum üzerine. Keyfiliğin adı görülen lüzum üzerinedir.  İnsanların sınırlandırılmış bir ömrü var, devletlerin de sınırlandırılmış bir ömrü var. Eğer senin vatandaşının özgürlüğü yoksa, mutlu değilse, büyük bir vatan hasreti içinde değilse ve her şeyden önce onurlu bir vatandaş olarak hayatına devam etmiyorsa devlet ne ifade eder. Eski komünist ülkelerde devlet esaslıdır.  Vatandaşın hakkı devlet için feda edilirdi. Demokrasilerde birey, devlet karşısında korunur. Anayasalar vatandaşın hakkını öncelik alır. Sultan Abdülhamid döneminde farklı şimdi farklı bir isimedir fakat o günle mantık arasındaki bugünkü mantık arasında bir fark yoktur.”

“BİR VATANDAŞ ‘İSTERSE BENİ HAPSE ATSINLAR’ DİYORSA SIKINTI VARDIR”

Çelik’in sözlerinden öne çıkan bazı kısımlar şöyle:

“Bugün için söylüyorum. Bir vatandaşa mikrofon uzatıldığı zaman cümlenin başında ‘isterse beni hapse atsınlar’ diyorsa o ülkede sıkıntı vardır. Sultan Abdülhamid zamanında da bu böyleydi. Osmanlı devletinin yaptığı bütün borçlanmaların yüzde 20si Sultan Abdülhamid dönemindedir.  1881'de Abdülhamid Düyun-ı  Umumiye kararnamesini yayınlıyor.”

“BİR ÜLKEDE ADALET YOKSA YAPTIĞINIZ YOLLAR BEŞ PARA ETMEZ”

“Güzel şeylere gelelim; Sultan Abdülhamit en çok yol yapan, en çok hükümet konağı yapan, en çok okul yapan, en çok hastane ve demiryolu yapan padişahtır, hakkını teslim etmek lazım. İster bugünkü hükümetimiz, ister Çin ve isterse Rus hükümeti olsun, eğer bugünkü bireysel hak ve özgürlükleri kamil anlamda yaşatmıyorsa, olması gerektiği gibi yaşatmıyorsa, eğer bir ülkede bireysel hak ve özgürlükler yoksa hukuk devleti, demokrasi, adalet yoksa düşünceyi ifade etme özgürlüğü yoksa bireysel saygı yoksa ötekine saygı yoksa sizin yaptığınız yollar ve köprüler kusura bakmayın beş para etmez. Dünyanın en büyük yollarını, havaalanını, oto yollarını Çin yapıyor ama Çin dünyanın en iğrenç ülkesidir, kimse kusura bakmasın. Varsayın ekonomi gül gülistan, süt liman. Sen benim midemi doyuruyorsun ama aklımla alay ediyorsun, vicdanımı taciz ediyorsun kusura bakma orada yaşanmaz.”