Google Play Store
App Store

Erdoğan’ın müjdelediği ‘Türkiye Yüzyılı’ halka daha fazla yoksulluk ve baskı olarak yansıdı. Krizin faturası halka kesilirken, gericilik her alana yayıldı.

AKP’nin ‘Türkiye Yüzyılı’: Açlık, baskı ve gericilik
Geçim sıkıntısı çeken milyonlar, ucuz ekmek kuyruklarına giriyor. (Fotoğraf: ANKA)

Politika Servisi

Seçimlerin üzerinden geçen üç ayda iktidarın uyguladığı politikalar nedeniyle halk açlığa, baskılara ve gerici kuşatmaya maruz kaldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Hacı Bektaş Veli'yi anma etkinliğine gönderdiği videoda “Türkiye Yüzyılı'nın inşasına başladık. Cumhuriyetimizin ikinci asrını milletimizin asrı yapmak için seferber olmuş durumdayız" ifadelerine yer verirken, 14 ve 28 Mayıs’tan bu yana geçen üç aylık süreçte yaşananlar bile iktidarın yeni dönemki politikalarını gözler önüne sermeye yetti.

GERİCİLİK KUŞATMASI HER ALANA YAYILDI

Seçim sürecinde kurduğu ittifakla tarihin en gerici meclisini oluşturan Erdoğan iktidarı, seçim sonrasında da hayata geçirdiği uygulamalarla laikliği hedef almayı sürdürdü. Kamuoyunda da büyük tepkilere neden olan ‘Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ (ÇEDES) projesi ile eğitimdeki dinselleşmenin önünü daha da açmış oldu. Diyanet aracılığı ile ‘Manevi Danışman’ adı altında imam, müezzin, vaiz gibi din hizmetlerinde çalışan kişiler okullara atandı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da kaynaklarını büyük oranda dini eğitim için harcandığı ortaya çıktı.

Gerici vakıf ve derneklerin hedef göstermeleri ile ülkenin birçok noktasında festivaller, konserler ve sergiler de yasaklandı.  Balıkesir’de Zeytinli Rock Festivali, LGBT+’lara destek açıklaması yapan Aleyna Tilki’nin Çorum’da düzenleyeceği konseri, Samsun Atakum’da yapılması planlanan ‘Kadınlar Matinesi’ etkinliği, Sanatçı İlkay Akkaya’nın Bursa konseri, İBB’nin 23 Haziran’da açılışını yaptığı Art İstanbul Feshane’deki sergisi, gibi birçok etkinlik hedef gösterildi. ‘Toplumun manevi değerlerine aykırı’ olduğu gerekçeleri ile yasaklandı. Tarikat ve cemaatler pek çok skandalla gündeme geldi. Yeni Anayasa çalışmalarını hızlandıran iktidar, ‘ailenin korunması’ adı altında gerici tahakkümünü devam ettirmek istiyor.

SEÇİM BİTTİ KRİZİN FATURASI YURTTAŞA

Seçimlerin ardından ekonomide de yeni dönem iddiası ile hareket eden iktidar, ‘rasyonel zemin’ tarifi ile yaşanılan bütün krizin faturasını emekçi halka kesti. 15 Mayıs sabahı 19,63 olan dolar kuru bugünlerde 27,08’lere kadar yükseldi. İMF’siz İMF programı olarak yorumlanan yeni ekonomi modelinde ekmekten, suya sudan mazota her şeye gün be gün zam geldi. Artan fiyatlar altında alım gücünün düştüğü, ülkenin asgari ücretliler ülkesi olduğu bu koşullarda vatandaşlar kredi kartlarında çözüm arar hale geldi. Yurttaşlar en temek ihtiyaç maddelerini dahi karşılamakta zorlanır hale geldi. Öte yandan iktidar şirketlere teşvikler ve ihalelerle beslemeye devam ederken anlatılan bu ‘Yeni Yüzyıl’da da AKP zenginlerin iktidarı olma özelliğini devam ettiriyor.

YENİ YÜZYIL’DA DA SES ÇIKARTMAK YASAK

AKP iktidarı seçim sonrası iç tartışmalara boğulan, dağınık bir görüntü çizen muhalefet karşısında rahat davransa da halkın muhalefetiyle karşılaştığı her noktada baskısını daha da artırdı. En küçük bir itiraz bile büyümeden bastırılmak istendi. Bağımsız medya organları susturulmak istenirken RTÜK’ün medya üzerinde kurmuş olduğu baskı her geçen gün dozunu artırdı.

Muğla Akbelen’de Limak Holding ve IC Holding'in iştiraki YK Enerji tarafından başlatılan ağaç kesimine karşı köylülerin direnişi sürerken Erdoğan ‘Çevreci görünümlü marjinaller’ diyerek hedef gösterdi. Direnişin başladığı günden bugüne kadar çok sayıda gözaltı ve saldırı gerçekleşti.

Gazeteci Merdan Yanardağ ve Barış Pehlivan hakkında çıkartılan tutuklama kararları, TELE1’e verilen 7 günlük yayın kapatma yasağı, gözaltına alınan gazeteciler, AKP’nin Türkiye Yüzyılı’nın nasıl bir Türkiye tablosu ortaya çıkaracağının ipuçlarını verdi.