İYİ Parti lideri Akşener, Erdoğan'ın 14 Mayıs'ta yapılacağın sinyallerini verdiği seçimler için, "Mayıslar bizimdir; yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat" dedi. İsveç'te ırkçı siyasetçi Rasmus Paludan'ın Kuran yakmasına ilişkin de AKP'ye çağrı yapan Akşener, “Şimdi iktidar partisine düşen, İsveç hükümetinin bu eylemin sonuçlarını ödemesini sağlamaktır” ifadelerini kullandı.

Akşener seçime işaret etti: Mayıslar bizimdir
Fotoğraf: AA

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Şanlıurfa 2. Olağan İl Kongresi'ne katılarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Akşener, İsveç'te ırkçı siyasetçi Rasmus Paludan'ın, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran yakması provokasyonu hakkında AKP’ye çağrıda bulunarak, “Şimdi iktidar partisine düşen, İsveç hükümetinin bu eylemin sonuçlarını ödemesini sağlamaktır” ifadelerini kullandı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim için işaret ettiği 14 Mayıs tarihine ilişkin değelendirmelerde bulunan Akşener, "Biz bugün 1950’yi hatırlamıyoruz. Bugün 14 Mayıs’ta 1946’yı hatırlıyoruz. Siyasi tarihini bilmeyen, bizi bilmeyen muhteremler övüne övüne bugün 73 yıl sonrasını kendiniz yaşatıyorsunuz. Biz onu değiştireceğiz. O yüzden diyoruz ki, mayıslar bizimdir; yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat" şeklinde konuştu.

Akşener, Türkiye'de yaşayan göçmenler üzerinden AKP'nin dış politikasını eleştirdi. Akşenrer, "Urfa’da 800 bin göçmenin olduğunu söylediler. Kilis’te bu rakam 200 bin civarında. Sebebi ne biliyor musunuz? Dış politika “Ben onu seviyorum, o beni sevmiyor” diye olur mu? Dış politika bir hafıza işidir" dedi.

Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:

"Türkiye’nin o kadim devlet anlayışının yok edildiği, kerim devlet anlayışının ise tamamen ortadan kalktığı bir ucube sistemle karşı karşıya kaldık. O beraber çalıştığımız 2017, bugün karşınızda olmamı sağlayan dönemdir. 43 il gezmişim, o illerin çoğunda salon bulamadık. Kendi şehrimizde yaptığımız toplantı basıldı. Kütahya’da salon bulamadık. Yani paramızla bulamadık. Bir başka şehirde salon bulduk, salon son anda iptal edildi; biz otoparkta toplandık. Siz bu ülkenin kaderini değiştirenlersiniz. Bu ülkenin yarınlara umutla bakmayı sağlayanlarsınız.

14 Mayıs’ta bir seçim ilanı yapıldı, sözel olarak yapıldı. Resmisi olur mu bilemem. Elindeki geniş imkanla bu kararlı alma imkanına sahip. Diyor ki 73 yıl sonra bu zihniyetten kurtulacağız. İnsan 100 sayfa tarih okur be. Yıl 1946. Demokrat Parti seçime girer, o seçim de açık oy gizli tasniftir. Buna rağmen Demokrat Parti Meclis’te grup kurar. Sonra 1947’de kongrede bir karar alır. Bir Hürriyet Misakı yayınlarlar. Derler ki Cumhurbaşkanı var olan partinin genel başkanı olamaz. Demokratik seçimlerde açık oy gizli tasnif olamaz. Ya bunu düzelteceksiniz ya da biz sine-i millete döneceğiz.

Celal Bayar ve İnönü bir araya gelirler. İkisi yakın arkadaştır. İnönü der ki Celal bey anayasa değişikliği şu anda çok zor. Der ki ben partinin tüzüğünü değiştireyim, Meclis’in iç tüzüğünü değiştirelim, sonra anayasayı değiştiririz. İnönü partiden ayrılır, sadece Cumhurbaşkanı olur; ilerleyen süreçte Demokrat Parti tek başına iktidar olur.

Biz bugün 1950’yi hatırlamıyoruz. Bugün 14 Mayıs’ta 1946’yı hatırlıyoruz. Siyasi tarihini bilmeyen, bizi bilmeyen muhteremler övüne övüne bugün 73 yıl sonrasını kendiniz yaşatıyorsunuz. Biz onu değiştireceğiz. O yüzden diyoruz ki, mayıslar bizimdir; yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat.

İSVEÇ'E TEPKİ

Eğer bugün 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak diyebiliyorsak sebebi sizsiniz. Umudun adıdır İYİ Parti. Bu sistemden kurtulmamızın bir başka elzem durumu şu: Dış politika… Urfa’ya biz erken geldik. Kanaat önderleriyle görüştük. İlk olarak darmaduman edilmiş ekonomiyi gördük, bunun ilk ayağının yanlış dış politikayı gördük.

Dün İsveç’te büyükelçiliğin önünde bir gurup Vandal, şerefsiz, ahlaksız, kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’i yakmaya çalıştı. Bunun önlenmesi için Cumhurbaşkanlığı kabinesi çalışmak zorundadır. Kuran’ı Kerim’i orada yakmaya çalışmak ve İsveç hükümetinin buna izin vermesini en yüksek şekilde kınıyorum ve bunu yapanları ahlaksız ve şerefsiz ilan ediyorum. İsveç hükümetinin bu konuda gereğini yapması gerektiğini ve yapmaması durumunda gerekli cezayı alması gerektiğini düşünüyorum.

"DIŞ POLİTİKA HAFIZA İŞİDİR"

Birinci derece sınırdaşlarımızın ortaya koyduğu ekonomik değer 7 trilyon dolar. Buna Mısır’ı, Türk dünyasını, Avrupa’yı ilave edin 21 trilyon dolar. Urfa, Kilis, Mardin, Gaziantep’in Irak ve Sure ile ticaretin sağladığı faydaları bir düşünün. Bunu bırakın şu anda sayısını bilmediğimiz göçmen kitlesiyle karşı karşıyayız. Urfa’da 800 bin göçmenin olduğunu söylediler. Kilis’te bu rakam 200 bin civarında.

Sebebi ne biliyor musunuz? Dış politika “Ben onu seviyorum, o beni sevmiyor” diye olur mu? Dış politika bir hafıza işidir. İşte kadim devletin ortadan kalkması, müsteşarlıkların ortadan kalkması, yandaşların elçi olması biz bu hale getirdi."