DEVA Partisi Genel Başkan Ali Babacan, katıldığı canlı yayında koronavirüs tedavisi ve hastalığa nasıl yakalandığına ilişkin sorulara cevap verdi. Babacan, enfekte olmasını yoğun siyasi trafiğe bağladı.

Ali Babacan'dan "Koronavirüse nasıl yakalandınız?" sorusuna yanıt

Habertürk TV'de 'Açık ve Net' programına katılan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Ali Babacan, koronavirüs tedavisine ilişkin son durumu paylaştı.

Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Babacan, yeni tip koronavirüse (Covid-19) nasıl yakalandığı hakkında açıklamalarda bulundu.

"Yakın çevrenizde salgına yakalanan var mıydı, nasıl bulaştığını anlayabildiniz mi?" sorusuna yanıt veren Babacan, virüsü genel merkeze olan yoğun siyasi trafik nedeniyle kaptığını düşündüğünü söyledi.

Babacan, "Bizim genel merkezimiz biliyorsunuz temmuz ayında açıldı ve genel merkezimize çok yoğun bir ziyaretçi trafiği var. Her ne kadar tedbirlerde mümkün olduğunca tüm arkadaşlarımızla beraber dikkat ediyor olsak da yine de yüzde yüz korunma yüzde yüz tedbir en azından siyasette biraz zor oluyor" diye konuştu.

Ali Babacan, şöyle konuştu:

"Aslında yakın çevremde kimse yoktu ilk ben hastalandım diyebilirim. ancak şöyle oldu geneş merkezimize çok yoğun ziyaretçi trafği var, siyasette koruma çok zor. Ancak şöyle oldu; bizim genel merkezimiz biliyorsunuz temmuz ayında açıldı ve genel merkezimize çok yoğun bir ziyaretçi trafiği var. Her ne kadar tedbirlerde mümkün olduğunca tüm arkadaşlarımızla beraber dikkat ediyor olsak da yine de yüzde yüz korunma yüzde yüz tedbir en azından siyasette biraz zor oluyor. Çünkü siyaset ne de olsa insan insana temasla yürüyen bir iş. Biz bir de teşkilatlanıyoruz biliyorsunuz. Şu ana kadar 81 ilin 71'inde il başkanı görevlendirdik. 922 ilçenin 283'ünde ilçe başkanı görevlendirdik. Bütün bu teşkilatlanma sürecinde de tabi genel merkezimizin yoğun bir trafiği var ama çok şükür benden başka testi pozitif çıkan olmadı. Genel merkezimizde tek bir çalışanımızın Covid-19 testi pozitif çıktı. Onun da evde tedavisi devam ediyor."

'BABAM YOĞUN BAKIMDA'

"Ailesinin hastalıktan nasıl etkilendiği" sorusuna da yanıt veren Ali Babacan, "Eşim ve küçük oğlum benimle aynı gün hastalandılar. İkisi de bir haftada atlattı. Hastane tedavisi gerekmeden evde ikisi de atlattı çok şükür. Kızımızı biraz daha izole bir yerde tuttuk. Kendi çekirdek ailemizde üç kişiyle sınırlı tutabildik rahatsızlığı" dedi.

Babası ve kayınpederinin tedavi gördüğünü aktaran Babacan, "Ama şu anda benim kayınpederim tedavi görüyor üç haftadır. Babam hastanede yoğun bakımda. Babamla bir aydır hiç görüşmüyorduk, koruma altında tutmaya çalışıyorduk ama nasıl kaptı bilemiyorum doğrusu. Ankara zaten oldukça zor bir tablo gösteriyor, yoğun bakımların çoğu dolu" diye konuştu.

Babacan'ın açıklamalarından diğer satır başları şu şekilde:

"Muhalefet partilerinin genel başkanlarının tamamı aradı, geçmiş olsun diledi. İktidar tarafındaki iki genel başkandan herhangi bir telefon gelmedi. AK Partili olup eski dostluklarımızın olduğu kişiler aradılar.

Giresun'daki görüntüler hepimizin gözü önünde. Öncelikle karar alanların kendi kararlarına uymaları lazım.

'VERİLER ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE PAYLAŞILMALIYDI'

Veriler üzerinde şeffaf olmama problemi salgın yönetimi açısından önemli bir sorun. Bütün bilgilerin zamanlı ve şeffaf bir şekilde paylaşılmalıydı. Bu ilk önce fena değildi, halkımız da güveniyordu ancak son aylarda bu böyle değil. Halkın çoğu güvenmiyor anketlere göre.

Dünya ekonomisinin yüzde 5 civarında daralacağı söyleniyor. Avro bölgesinde bunun yüzde 9 civarında olacağı söyleniyor. 2009 krizinde yüzde 1 daralmıştı dünya ekonomisi. Başta işsizlik olmak üzere dünyayı etkiliyor. Gündelikçilerin, kayıt dışı çalışanların birdenbire işsiz kaldığı dönem dünya tarihinde çok azdır. Bunun derin etkilerini göreceğiz. İnsanlar uzaktan çalışmaya alışıyorlar. İnternetten alışveriş alışkanlık haline geliyor. Son derece kalıcı bir etkisi tüm dünyada olacak. Ne kadar süreceği hastalığın ilacının veya aşısının bulunması ile alakalı. Sürekli değişim gösteren ve kendini bir bakıma yenileyen bir virüs olduğunu dikkate alırsak aşının da ne kadar etkili olup olmadığına izleyip bakmak gerekecek. Bir yıldan önce aşının bulunmasını kimse beklemiyor.

'SON DERECE YANLIŞ BİR YÖNETİM SÖZ KONUSU'

Türkiye'de ekonomi Covid-19 öncesi de kötüydü. 2019'da ekonomi yüzde 1 büyüyemedi. Salgınla birlikte sorunlar arttı. Kredi notumuz düşüyor. Son derece yanlış bir yönetim söz konusu. Problemi inkar var. Türkiye'deki ekonomik sorunu inkar ediyorlar. 'Ekonomi tepe noktada' diye açıklama yapılıyor. Vatandaşa sorun neler çekiyor.

Güven, istikrar sağlanmalı ve Türkiye’nin acil döviz ihtiyacının karşılanması gerek. Şu an örtülü bir şekilde kamu bankaları üzerinden dövize müdahale var. Merkez Bankası bağımsızlığını kaybetmiş durumda. Kredibilitesi yerle bir olmuş. Türkiye'nin acil döviz ihtiyacı var. Merkez Bankası TL Basıyor ve TL’nin değerinin düşmesine sebep oluyor."