Ali Suavi ve Çırağan vakası

Umut Can Allahverdi


Yeni Osmanlılar Cemiyeti üyesi, gazeteci ve fikir adamı olarak bilinen Ali Suavi, son döneme damgasını vuran aydınlardan biri olmuştur. Sarıklı İhtilalci lakabı ile tanınan Suavi, dönemin diğer aydınları gibi hak, eşitlik, özgürlük ve benzeri düşüncelerden etkilenmiştir. Devam eden zaman zarfında hürriyet ve özgürlük talepleri artmıştır. Artan talepler sonucunda 23 Aralık 1876 tarihinde Birinci Meşrutiyet ilan edilmiştir. Birinci Meşrutiyet’in ilanı ve devam eden zaman zarfında V. Murat tahta çıkmıştır. Ancak kısa bir süre sonra sağlık sorunları nedeniyle görevden alınan V. Murat’ın yerine tahta İkinci Abdülhamit geçmiştir. Devam eden zaman zarfında Ruslarla gerçekleşen 93 Harbi ve sonrasında imzalanan Ayastefanos Antlaşması’nı bahane ederek Meşrutiyeti kaldıran ve istibdat sürecini başlatan İkinci Abdülhamit tepki çekmiştir.

Ali Suavi, destekçilerine cami ve medrese üzerinden propaganda imkânı sağlamıştır. Özellikle İstanbul’da ikamet eden Rumelili muhacirler üzerinden etkili bir politika yürütmüştür. Abdülhamit aleyhine propaganda yapan muhacirlerin bir kısmı tutuklanmıştır. Filibe ve Sofya’da görev yapmasından kaynaklı olarak muhacirler ile etkili bir iletişim kuran Suavi bu yapılardan epeyce taraftar bulmuştur. Taraftarlarını harekete geçirme kararı alan Ali Suavi 20 Mayıs 1878 günü kara ve denizden harekete geçmiştir. Kara ve deniz harekâtı sona erdikten sonra saraya baskın yapan Suavi, ikinci katta bulunan V. Murat’ın odasına giriş yapmıştır. V. Murat’ın koluna girip odadan çıkarmak istediği vakit Abdülhamit’in yaveri olarak bilinen Yedisekiz Hasan Paşa tarafından kafasına indirilen odun darbesiyle öldürülmüştür. Olayın paniğiyle V. Murat kendisini hazine dairesine kapatmıştır.
Bu olaylar sırasında yaklaşık olarak 23 kişinin öldüğü ve 30 kişinin yaralandığı söylenir. Bu baskına kimi araştırmacılar 250 kişinin katıldığından bahsederken, kimi araştırmacılar ise 500 rakamından bahseder. Yaşanan bu olaydan sonra Abdülhamit’in muhacirler ile olan ilişkisi değişmeye başlamış ve İstanbul’da bulunan muhacirleri tasfiye girişimine başlamıştır. Ali Suavi’nin bu girişiminin kimi kaynaklar tarafından İngilizler ve Ruslar üzerinden şekillendiğine dair iddaalar olmakla birlikte bu durum kanıtlanamamıştır.