Kumpas davaları döneminde Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin’in DEVA Partisi kontenjanından CHP’den milletvekili adayı gösterilmesine ilişkin konuşan Ali Tatar’ın kardeşi Ahmet Tatar, “Tükrüğün ağzında sakla / Tu diyecek zaman değil” sözleriyle duygularını ifade etti.

Ali Tatar’ın kardeşi Ahmet Tatar’dan Sadullah Ergin yorumu: Tükrüğün ağzında sakla

Kumpas davaları döneminde Adalet Bakanı olan eski AKP’li Sadullah Ergin’in DEVA Partisi kontenjanından Ankara 1. Bölge 4'üncü sıradan CHP listesinden aday olması tartışılmaya devam ediyor. Bu davalar sürecinde intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın kardeşi Ahmet Tatar da konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Sözcü yazarı Aytunç Erkin’e konuşan Ahmet Tatar, “Tükrüğün ağzında sakla/Tu diyecek zaman değil” dedi.

Tatar, “Söylenecek, konuşulacak çok şey var. Ama yani önümüzde öyle bir baraj var ki. Bu barajı geçmeden, kendi aramızda ettiğimiz kavganın, tartışmanın anlamı yok. Havanda su dövmüş olacağız. Bu iktidar böyle devam ederse ne konuşacağız ki! Esasa bakalım diyorum” ifadelerini kullandı.

“TEPKİ GÖSTERENLER ÇOK HAKLI”

“Lanet olsun… Başımıza gelmeyen kalmadı. Pişmiş tavuğun başına gelenden daha fazla. Memleketin başına gelenin de haddi hesabı yok” diyen Tatar, sözlerine şöyle devam etti:

“Tepki gösterenler çok haklı. Bir irade, tespit eksikliği olduğu kesin CHP'de. Anadolu'nun herhangi bir yerinde, muhafazakar bir bölgede hatta birinci sıradan aday gösterilseydi bu kadar gündem olmazdı. Sen bu hassasiyeti görmek ve göstermek zorundasın. Yetkili yerlerde oturanlar bunu görmeli.

Hem hassasiyeti düşüneceksin, hem de parti yararını… Ortağınla da samimi bir ilişkin varsa ortağını da samimi olarak düşünmek zorundasın. Ortağının üzerine de tepki büyüyor. Ne yapalım? Bu dönem herkes yan yana durmalı ve bunu herkes kabul etti. Altılı Masa'da her şey kabul edilmişti ama bu olmadı. ‘Arkadaş bu ismi de başka bir yerde aday gösterelim' diyemez misin bunu? Anlayışla da karşılardı DEVA Partisi de...”

“NE GEREK VARDI BUNA?”

Tatar, yaşananların normal olmadığını belirterek buna rağmen “Bağrımıza taş basmayabilirdik” dedi:

“Bugün her şey normal olsa öz eleştiri de olur, ağır eleştiriler normal olur. Ama yaşananlar normal değil. Biz bugün Sadullah Ergin'i konuşuyoruz. Bir ay var seçime ve bir ay içinde ne olacağını bilmiyoruz. Belki de çok gerilere düşecek gündem maddesi olabilir. Biz Ankaralıların geçmişe ilişkin acı deneyimleri de var. 20 sene Melih Gökçek gibi bir başkanla yaşadık. Gönderemedik o zamanlar ve ‘artık yeter denildi', birleşti herkes. Ankara halkı büyük resmi görecektir. Bağrına taş basarak halk gerekeni yapar. İçimizde böyle bir yara var. Bağrımıza taş basmayabilirdik. Ne gerek vardı buna?”

NE OLMUŞTU?

Yarbay Ali Tatar, AKP iktidarının eski ortağı Fethullahçıların yargıda etkin olduğu 5 Aralık 2009’da Amirallere suikast soruşturması kapsamında tutuklanarak Hasdal Askeri Cezaevi'ne gönderilmiş, tutukluluğuna yapılan itiraz sonucu 16 Aralık'ta tahliye edilmişti. Savcının itirazı üzerine hakkında yeniden tekrar tutuklama kararı çıkarılan Ali Tatar, intihar etmişti.

Tatar’ın tutuklanmasını talep eden savcı Süleyman Pehlivan ise 2011 yılında Yargıtay üyeliğine seçildi. Pehlivan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından açığa alındı ve FETÖ üyeliğinden 13 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

Tutuklama talebini kabul eden hakim Metin Özçelik de FETÖ üyeliğinden ve görevi kötüye kullanmaktan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.