Çalışanlarının bir kısmının başörtülü olması nedeniyle dikkatleri üzerine çeken İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu kez tesislerindeki alkol yasağıyla çalkalanıyor. Belediyenin içindeki...

Çalışanlarının bir kısmının başörtülü olması nedeniyle dikkatleri üzerine çeken İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu kez tesislerindeki alkol yasağıyla çalkalanıyor. Belediyenin içindeki muhalif sesler, bu uygulamanın yasal bir dayanağı olmadığının altını çizerek, tesislerin ‘medeni’ yerler haline gelmesi konusunda ısrar ediyor...

 

ONURKAN AVCI

 

Kadrolu çalışanları arasında başörtülülerin bulunması; şapel, sinegog, kilise ve cami bulunan Darülaceze tesislerine cemevi yapmama konusunda gösterilen ısrar ile ‘AKP belediyeciliği islamlaştırıyor mu?’ sorusunu akıllara getiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), bu kez turistik tesislerinde içki satışı yapılmamasıyla tartışılıyor.

 

BELEDİYE TESİSLERİNİN ŞEREFİNE

İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan Arnavutköy, Beykoz, Çamlıca, Dolmabahçe, Fethipaşa, Florya, Gözdağı, Haliç, İstinye, Kartal, Dragos, Kasımpaşa ve Küçükçekmece Turistik Sosyal Tesisleri’nin hiçbirinde alkollü içki satılmaması İBB’yi ikiye böldü. Uygulanan içki yasağına dair konuşmalar yapan bazı meclis üyelerinin yanı sıra, meclis üyesi Hüseyin Sağ, konuyu soru önergesiye Topbaş’ın makamına iletti.

Önergesinde çoğu tur operatörünün içki yasağı olduğu için turist kafilelerini belediye tesislerine getiremediğini söyleyen meclis üyesi, turistik tesislerde alkol yasağının medeni olmadığına işaret ederek tüm turistik tesislerde alkollü içki servisinin yapılmasını önerdi.

Kadir Topbaş’ın makamına sunulan önergeye cevaben yazı yollayan Destek Hizmetleri Daire Başkanı Mevlüt Bulut ise bu tesislere özellikle hafta sonu çok fazla ailenin geldiği ve belediyelerin müşteri yelpazesine göre hizmet tercihi yapma hakkına sahip olduğunu savundu. Anayasa’nın 41. Maddesi olan ‘ailenin korunması’ ve 56. Maddesi gereğince de toplum sağlığını muhafaza etmek ödevini devlete ve devlete bağlı kurumlara bağladığını savunan Bulut, içki yasağının böylece yasal dayanağı olduğunu iddia etti. İçki yasağını sigara yasağı gibi gördüklerini ve kamu yararı gözeterek uyguladıklarını söyleyen daire başkanı, içki yasağının kaldırılması önerisinin ise ‘sosyal devlet’ ile bağdaşmadığını ve kabul etmediklerini vurguladı.

 

‘AHLAK BEKÇİLİĞİ YAPIYORLAR’

İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın da altında imzası bulunan resmi yanıtı alan belediye meclis üyesi Hüseyin Sağ gelen yanıtın kendisini tatmin etmediğini, aksine daha da huzursuzlandırdığını söyledi ve ekledi:

"Gelen yanıttan anlıyoruz ki alkol yasağını sigara yasağıyla aynı kefeye koyuyorlar. Toplum sağlığını muhafaza vazifesine istinaden kamu yararına sağlamaya yönelik olduğu söyleminin ayakları yere basmıyor çünkü 5393 ve 5216 sayılı belediye ve İBB kanunlarında ilgili bir madde yok. Belediyeler bile içki içen insanı bir köşeye ayırıp, içki servisi yapan yerleri ‘toplum sağlığını bozan’ unsurlar olarak görürse, daha çok büfeci alkol sattığı için dövülür, daha çok genç içki içtiği için parklarda öldürülür. Demek ki tek tip müşteriye hizmet etmeye devam edecek ve İstanbul halkının tümünü kucaklamamaya devam edecekler."